Selpakçı Cinci Hoca...

Kürdistan için yazılacak o kadar çok şey var ki inanın insan nereden başlayacağını bilemiyor. Tabii sosyal medya çok gelişmiş durumda aslında insan her gün onlarca şey yazabilir yada anlatabilir fakat kimlere yada kaç kişiye ulaşacağı meçhul kalacaktır. Çünkü öylesi bir zaman diliminde yaşıyoruz ki inanın güzel dostlar aslında klasik deyimdeki, at izi ile it izi değil, insan izi ile insansıların izleri birbirlerine karışmış durumda. Çünkü devir değil devrilenler ve devirenler gündemleri yaratır olmuş durumda. Bizlere düşen ise anlamaya çalışmak ve elimizden geldiğince yorumlamak oluyor.

Bugün aslında yazacak o kadar çok şey var ki ben birey olarak çıkmazlarda kalıyorum.

Neleri yazmalı neleri anlatmalı?

Kesinlikle doğruları ve şahit olduklarımızı anlatmalıyız lakin dostlar her doğru, her zaman diliminde anlatılıp, yazılamıyor. Çünkü bizlerde, ülke sevdası ve bağımsızlık inancı bir çok gerçekliğin önüne geçiyor. Konuşmamızı engelliyor dostlar. Bazı şeyleri anlatmak için deli değil, delilik ötesi bir duruma geçmek gerekiyor.

Bu güzel ülkemizde, özellikle Güney Kürdistan gibi bağımsızlığa giden bir coğrafyada öyle şeylere tanık oluyoruz ki, 60-70’lerin Türkiyesi demek yerinde olacaktır. Şeyxler tekrardan insanların bilinçsizlik ve inançlarını kullanarak zenginleşme tekeline katkı sunuyor, utanmadan, haya ve edep etmeden pis artık idrarlarını insanlara satmak sureti ile zenginleşmeye çalışıyorlar.

Özellikle bu güruhun başını "melle ali kelaqçi” denilen sapkın bir kişilik çekmeye çalışmaktadır. Ben ise size bu beyi anlatmaya çalışacağım. Evinin yakınına gittiğinizde yakında kendisine ait olan bir dönerci dükkanı bulunmakta. Gerçek bir kapitalist sistem kurmuş olan bu sözde mürit ve şeyx sıra numarası vererek insanlara derman dağıttığını iddia etmekte. Kendi idrarını halka şifa niyetine satmakta idi. Ta ki Güney Kürdistan hükümeti bu işe dur diyene kadar. Peki ne kadar zaman sonra bu kişiliğe dur denilmiştir işte orasını hesap etmeye kitap ve kalem yetmez dostlar.

Hepimizin duyduğu, gördüğü ve bildiği gibi aslında bir sözde imamın böylesi bir tekeli oturtması için yıllara, yardakçılara, reklamlara ihtiyacı olacaktır. Bu birey bunları büyük bir marifet ile değerlendirmiş ve ustalık ile dokuyarak cahil insanların beynine nüfuz etmiştir. Hatta inanılması güçte olsa, insanlık dışı bir şekilde televizyonda Rudaw canlı yayınında kendi idrarını süte karıştırıp içmiş ve bunun ilaç olduğunu iddia etmiştir. Aynı canlı yayındaki doktorlar buna karşı çıksalar da sözde imamın peygamberin adını kullanması ile ortamı susturmayı amaçlaması bir olmuştur.

Dini akımların bazılarının bu sapkın inançlarını halka kabul ettirebilmesinde ki en önemli etken, halkın bilinçsiz ve çaresiz oluşudur. Hatta bu birey inanılması güç bir olaya imza atmıştır. Bir kişideki, hemde aynı bireydeki 3 AİDS ve 2 kanser vakasını tedavi ettiğini söylemiş ve ilginç bir şekilde, tedavi olduğunu söyleyen kişiyi de televizyona çıkartmıştır. Yahu bune beyinsizliktir ki 3 AİDS manavda satılan patlıcan mıdır ki bir kişide toplanabilsin? 2 kanser de herhalde bonus olarak hediye olarak verilmiştir, tabii 3 AİDS alana 2 kanser hediye etmek normal olsa gerek.

Ve birde bu işi öylesi bir şekilde ticarete dönmüştür ki sabah öğle ve akşamları birer bardak benzin içmeyi önermiş ve utanmadan, arlanmadan kendisine ait olan benzinlikteki benzinin okunmuş olmasından kaynaklı çok daha tesirli olacağını belirtmiştir. Şimdi diyeceksiniz ki yuh Fırat amma da abarttın. Ama dostlar hiç abartmadım çünkü bu birey bunları televizyonlarda söylemiştir. NRT, RUDAW ve yerel kanallarda olmak üzere bir çok kanalda dile getirmiş, canlı yayınlarda cin çıkarmış, üflemiş püflemiştir.

Bu birey birde bayanların zayıflama sorularına Einstein vari bir çözüm bulmuştur. Malum halkımız bindört yüzyıl önce gelmiş olan İslam'ın kutsal kitabı Kur-an ı Kerim 'i okumaya üşenirler, içindekileri okuyarak öğrenmekten ise dinleyerek sallapati kişiliklerden almaya meyillidirler. Ve sosyal medya üzerinden bu melle ali'nin sayfasını binlerce takipçisi tarafından özenle kutsanmaktadır. Ve meşhur sosyal medya mellesi zayıflamaya çareyi bulmuştur. Evet diyetisyende olan bu zat, zayıflamak için selpak yemeyi önermiş, elleriyle kutladığı, üflediği selpakları canlı yayında kadınlara yedirmiştir. İşte bakın cehalet nelere sebep oluyor bu güzelim ülkemde.

Adamın idrarı içilir, üfürtülür cinler çıkartılır, içine selpak doldurulur....

Oldumu sana kutsal melle...

Velhasıl bir gün hastaneye bir kadın gider karın ağrısı sebebi ile, röntgen çekilir bir bakılır karnında bir top. Ne topu diyeceksiniz tabiki selpak topu. Yemiştir yemiştir ama devamını getirmemiştir hanım ablamız. Hemen ameliyata alınır top çıkarılır ve sorulur ' neden yedin bu selpakları? ' zayıflamak için melle ali'nin üflediklerini tavsiyesi üzerine yedim der ve film kopar. Sağlık Bakanlığı canlı yayınlarda idrarını içen bu adamı yeni fark eder ve şikayette bulunur ve gözaltına alınır.

İşte size son, lâkin mutlu mu, mutsuz mu artık orasına siz karar verin....