Bu videodaki konuşmayı yapan zat, CHP'nin basın sözcüsü. Söylediği her şey, partisinin gütmekte olduğu politikaya uygun verilen demeçler(ilgili videoyu izlemek için tıklayınız). Bu sözler 21. asrın 2023 yılının ocak ayında sarf edildi. Adı geçen zat, diğer partidaşları gibi yalanlarla süslenmiş ve kulağa hoş gelen laflarla insanları hala kandırabileceklerine inanıyor. Ayrıca ülkenin demokrasi, temel haklar ve özgürlükler konusunda da mangalda kül bırakmayanlardan. "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" dedirten cinsten sırıtıyor. Oysa kuruluşunun üzerinden yüz yıl geçmesine rağmen, bu devletin kurucusu olan partisinin sebep olduğu, temelini attığı tekçi ve inkarcı devletin ulusal varlıklarını inkar edip yok saydığı, dillerini ve kültürlerini yasakladığı milyonlarda Kürdün ve diğer azınlık halkların bu inkara karşı hak taleplerini on binlerce kadın çocuk sivilin sivil demeden trajik bir şekilde katletme emrini vermiş bir partidir CHP. Peki bu partinin 2023 yılındaki yöneticileri, bu katliamlarda hayatını kaybetmiş mağdur kesimlerden bir pişmanlık ve özür dilemişler mi? Hayır. "Haklıydık. Olsa yine yaparız modundalar"
CHP temsilcisi Özgür Özel bu basın açıklamasında, şoven ve milliyetçi damarları kabarmış, heyecanlanarak; "Türkiye'nin tek resmi dili var, o da Türkçedir" sonra bir soru sorarak o soruya kendisi cevap veriyor. "Bunda hemfikir miyiz? İtirazı olan var mı? Hayır yok" diyor. Halbuki bu zorbalığa karşı itirazı olan milyonlarca insan var. Nasyonal sosyalist partilerini soslayıp makyajlayarak "sosyal demokrat" diye yutturmaya bu kesim, şunları diyemiyor: "Evet bu toprakların kadim otokton halkı olan Kürtlere ve diğer azınlıklara çok büyük haksızlık yapıldı. Türk bireyleri, gerek ulusal anlamda ve gerekse demokratik haklar konusunda ne haklara sahipse onlarda o haklara sahip olacaktır" diyemiyor.
Kalkmış 1990 larda derin devlet taşeronu olarak kurulan, binlerce "faili meçhul" diye bilinen kişileri katletmiş tetikçi Kürt Hizbullah hareketinin bir devamı olarak tanınan yasal siyasal parti Hüdapar üzerinden Türk-şoven milliyetçiliğini kışkırtmaya çalışıyor. Neymiş, Hüdapar parti programlarında, ikinci bir resmi dilin Kürtçe olmasını, yazdırmışmış. Üstelik onunla yetinmemişler; "Dağlara taşlara, şehir girişlerine yazılan 'Ne mutlu Türküm diyene' gibi ırkçı sözlerin silinmesi gerektiğini de eklemişler" Bunu da azılı şoven partinin başkanı olan Bahçeli'ye şikayet ediyor. "Sosyal demokrat" parti temsilcimizin milli gururunu bu şeriatçı ve gerici parti çok incitmiş. Binlerce kilometrelik topraklarda, köylerde kasaba ve şehirlerde Nüfusun %95'ini oluşturan bir halkın, binler yıldan beri bu topraklarda dilleri ve kültürleriyle medeniyet kurmuş Kürtlerin ulusal varlıkları, dilleri bir gecede yok sayılarak yasaklanmış olması, "demokrasi ve özgürlük aşığı" bu temsilcinin umurunda olmuyor. Mecliste, kendi ana dilleriyle hitap eden Kürt milletvekillerinin siyasi açıklamaları kayıtlara; "Hatip anlaşılmayan bir dille konuştu" ya da mahkemelerde; "Sanık, bilinmeyen bir dil konuştu" gibi, bir halkın onurunu yerle bir eden yok saymayı hiç dert edinmiyor. İşte otokrat rejimin en güçlü ve de " en demokrat" görünen partisi bu olduğuna göre diğerlerini siz düşünün. Kürtlerin Aymazlığına ithaf olunur.
G. ÖNER
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.