Tehales'in Felsefesi mi, Sokrates'in Mistisizmi mi Bilimsel?

Ahmet Önal

23.01.2024, Sal | 14:16

Tehales'in Felsefesi mi, Sokrates'in Mistisizmi mi Bilimsel?
Makaleyi Paylaş

Kendisi Fars olan Ali Şeriati'nin, “Kürtler dünya uygarlığının merkezinde olan bir halktır. Antik Yunan ve Avrupa’ya yayılan uygarlığın ilk adımını atan halklardandır.” tarihi belirlemesini hatırlatarak söze girersek, konuyu neden işlemek istediğim daha iyi anlaşılır. Bu arada Tıp terimlerini işleyen Kürt İbni Sina'yı, Ahmedê Xani'nin de insanlık tarihindeki yeri tartışılırsa yeridir.

***

Sokrates, İyonya'da Milat Tehales'ten beri (MÖ. 7. Yüzyıl) gelen bilimsel düşüncenin materyalist doğa yorumunun yaygınlaşmasına karşı bir tepki olarak ortaya çıktı... Manevi düşünceye saptı. Diş dünyadaki maddi olguyu sergileme arayışını bıraktı, İnsanın hayal, yani ruh dünyasının derinliklerine daldı. İnsana "Kendini bil" tembihini yeniden gündemleştirdi.

Sokrates, doğanın incelenmesinden insanın incelenmesine yönünü döndü.

Sokrates'in istediği cevap, "nasıl" üzerinden uzaklaşıp, "niçin" üzerinde yoğunlaşır...

Sokrates, ruhu, hayal gücünü öne öylesine alır ki, dünyayı düzenleyen şeyin bir akıl olduğunu, hatta akıl tarafından kurulduğu abartısına kadar vardırır.

Sonra Sokrates, doğa değil, toplum içindeki insan yaşamı, akıl yoluyla doğru anlaşılsın ister.

Sokrates öncesi düşünce, "doğa ve olgudan hareket etmeyi önerir", "felsefe doğadaki bulgulardan hareket eder." der. Sokrates ise, ruhun keşfiyle düşünmeye başlar.

Sokrates'in bu yönelimini, değerlendiren Friedrich Nietzsche(1844-1900…), "Sokrates'in ileri değil, geri bir duruma düştüğünü, bilimin gelişmesine hizmet etmediğini" söyler.

Daha önce İranlı tabip, kimyacı ve doğa felsefecisi Muhammed İbn Zakarya al-Razi(854-925)'nin de Nietzsche'den önce, Sokrates'e ilişkin aynı düşünceleri paylaştığı görülür.

Daha sonra Lord Brtrand Russell(1872-1970) ve Sir Kal Poper(1902-1994) de "Sokrates ile birlikte Yunan düşüncesinin bilimsel temellerinden ayrılarak mistisizm içinde kaybolduğunu ve Aristoteles'in tüm gayretlerine rağmen başarılı bir savaş veremediğini" belirtirler.

Russell, Sokrates'e dair kiritiğini "Platon ve Aristoteles'in dehalarına rağmen, düşünceleri daha sonra büyük zararlara sebebiyet vermiş olan kusurlar ile dolu idi. Onlardan sonra düşüncenin gücünde ve dinçliğinde bir azalma görüldü ve popüler batıl inançlar artmaya başladı" der. (Bak. Ahmet Aslan, ilk Çağ Felsefe tarihi.cilt 1, Sokrates öncesi Felsefe Tarihi, İst.Bilgi üniversitesi..)

Felsefe ve Sokrates!

Felsefe, MÖ. 6.yüzyılda Antik Çağ'da, Didimli Tehales ile başladı...

Neden?

Çünkü, Milad Tehales, Dini ve insani tabuyu eleştirdi. Doğadaki beli başlı her şeyi, Güneş, gök, orman, yeşillik, deniz, aşk, hayvan vs. "tanrı" diyerek tabulaştırmak, arıstokratların her birinin de kendilerini o "tanrıların temsilcileri" olarak tanıtarak halka dayatmalarını eleştirdi, deşifre etti.

Doğa hareketini, olguyu izledi. Düşünceyi, doğanın algısı olarak tanımladı.

Tehales'tan sonra Heraklitos, Efes (Selçuk)'i inşa eden aristokrat bir ailenin çocuğu olarak doğdu. "doğanın diyaloğu" anlamına gelen "diyalektik" olgusunu bilince çıkardı. Doğadaki bu diyalog içinde herşey birbirine bağlı ve değişim halindedir tezini savundu. "Aynı ırmağa giren kişilerin üzerinde farklı sular geçer." gözlemini yaptı. Dönüşümü sağlayan temel şeyin ise güneş ve onun yansıması olan ateş -ki bu tespit daha sonra enerji- olduğunu teorileştirdi. Canlıların "topraktan geldiği ve toprağa döneceği"ni ileri sürdü..

Bütün bunlar aydınlanmanın, ilk adımları olarak tezahür etti.

Bu süreç Antik Çağ ya da Sokrates öncesi felsefe olarak tanımlandı.

Sokrates, Antik Çağ bilimsel felsefesine tepki olarak çıktı. "Doğa felsefesini reddetti. Böyle olduğu için "sofist" olarak nitelendi. MÖ.399'da "devletin tanrılarını aşağılayan, onların yerine başka tanrılar koyduğu" gerekçesiyle, yargılandı.

Sokrates, olgulara bilimsel değil, idealist yaklaştı. "Bilge", "erdem", "etik/ahlak" ile "adalet" kavramları üzerinden olgulara yaklaştı. Ara ve alt inançları red etti. Zeus başta olmak üzere, belli başlı tanrıları "güç" olarak yeniden ele aldı, işledi, yüceleştirdi. Düşünceyi ve inancı "varlığın" merkezine koydu.

Sokrates'in yargılanmasına sebep olan bir başka neden ise, Atina'nın diğer şehirlere hükmünü eleştirmesidir.

Sokrates'te sürekli bir sorgulama istemi var, ancak ondaki idealizm, mistisizm kendisinin ayağının bağı olarak bir türlü çözülemedi. Bunda ailenin ve kendisinin yoksulluğu da bir neden olarak düşünülürse yeridir.

Sokrates'in yargılanmasında, iddialardan biri de, kendisinin "dinsiz" olduğu iddiası tamamen afakidir, doğru değildir, tamamen görünürdeki bir suçlamadır.

Sokrates yazı, kitap yazmadı.

Hep konuştu, anlattı. Öğrencilerinden Plato, onun anlattıklarını derledi, yazdı, kitaplaştırdı. Sokrates, özelikle Atina'da yaşadığı yargılamada, yaptığı "Sokrates Savunması" tarih boyunca tartışıldı. Suçlama, "Öğrencilerini kandırdığı, çıkarları için yanlış bilgiler öğrettiği vb. soyut suçlamalar üzerine bir iddianame" ile karşı savunmaya itildi.

Düşündüklerini mahkeme heyeti ve jüri karşısında da savundu. Ancak o dönemin Atina'sını ikna edemedi. Ölüm cezasına çarptırıldı. "Küçük suçları kabul et kurtul" tekliflerini red etti. Çünkü tamamen "suçsuz" olduğunu savundu, baldıran zehiri içerek hayatına son verdi. Ölümünden sonra Atina halkı onu suçlayanları cezalandırdı.

Platon, Sokrates'in savunmasını da yazdı, kitaplaştırdı. Sokrates sonrası felsefeciler, haklı olarak, "din ve idealist düşünce ile felsefeci olmaz, olunmaz!" diyor ve itiraz ediyorlar. Din ve felsefe yan yana olmaz tabii...

"Kutsal kitaplar" ve yazarları!

Spinoza, Yahudilerin "Kitabı Mukaddes" olarak adlandırdığı Tevrat, MO.12. yüzyılda , Musa'nın kaynaklarından yararlanarak "Ezra tarafından yazıldı"ğını söyler.

Spinoza, Hıristiyanların " Kitabı Mukaddes" dedikleri İncil'in "Yuhanna tarafından kaleme alındı"ğını anlatır.

Kuranı Kerim ise bazı nüanslar dışında Tevrat ve İncil ile esas olarak aynı içerikte olup, Zeyd tarafından Muhammed'in konuşmalarından aldığı notlar, Ebubekir tarafından oluşturulan bir heyet tarafından toplanmış, daha sonra Halife Osman döneminde oluşturulan bir heyet tarafından derlenip yeniden kitap halinde bir nüsha olarak hazırlanmıştır. Ancak Osman ölünce hanımı Hefse (Muhammed'in kızı) kitabı alıkoyup kimse ile paylaşmaz ve kaybolur. Bilahare Ömer döneminde yeniden benzer çalışmalar ile kitap yeniden derlenerek yazılmıştır.

Sonra uydurulmuş senaryolar peş peşe sıralanmış...

"Allah'ın kitabı',

"Peygamberin kitabı".

"İnsanı çarpan kitap!",

"Yalanı çözen kitap!"

"Eleştirilmez kitap..."

Daha neler de neler!

Hiç bir peygamber adlarına atıf olunan kitabı görmemiştir... Haberleri olmamıştır!

Ne diyelim!!!

Düşünce!

Bariz geri, bilimsel olmayan, afaki ve sadece yalaka olan, ezbere ve tabu sınırlarına takılıp inatça kendini tekrarlar durumda olan savlara karşı öfkelenmek, tepki koymak uyarıcı olur düşünüyorum.

Bu hakaret, kavga ve kutuplaşmayı tetiklemek için değil, doğru düşüncenin ortaya çıkması için bir metot olarak düşünülürse yerinde olur.

Ancak, kavga ve sinir savaşı zeminine kayan düşün eleştirileri, eleştiriyi aşar ki bu düşüncenin cenazesini kaldıran bir şeye dönüşür.

Aslında belli bir tepkiden sonra düşünce, öfkeyi yatıştırmak üzere esnekliği de içinde barındırır.

Bunun için, öncelikle düşünülenin açık ve eleştirel olması ile "Kabul edilmezlik", hoşgörüsüzlüğünden uzak durmak, düşün mülahazasını kolaylaştırır.

Düşünceler saygı konusu değildir, kritik edilerek doğru ve yanlışını tartışmak için mülahaza edilir.

Düşüncenin kaynağı olgu, bilgi ve tarihi hafızadır. Olgu, tarihi hafıza ve somut veriler ile bilim yöntemiyle izah edilmeye çalışılan, analiz edilen ve işlenen bilgiler düşüncedir.

Düşünceler, kolay ve sokakta bir anda uçup aklınıza yapışmaz.

Mahalle, köy ya da semt baskısı ile kafaya bir virüs gibi analize tabii tutulmaksızın yerleşme imkanı bulan, ezbere edinilmiş bilgiler üzerinde edinilen düşünceler sağlıklı değildir ve bunların başta yanlış metodlarla edinildiği için, sert eleştiriyi hak etmektedir.

Küçük yaşlarda, pozitif bilgilere, sorgulamaya yöneltmekten önce ezbere dayalı resmi-dini doğma ideoloji ile hurafelerle minnacık beyinlerin sakat kılındığı bir eğitimden, sağlıklı beyinler, düşüncelerin ortaya çıkması mümkün bile olamaz. Bunun sonucunda sosyolog, felsefeci ve sosyal bilim alanında insanların çıkması zorlaşmaktadır.

Buna mukabil olarak, sistemden kopamayanların kendine özgü düşünce üretmeleri mümkün olmamaktadır.

Sosyolojide metod!

Sosyoloji, olgulara kuşbakışı bakarak değil, toplumun içinden birebir yaşananı görerek, verileri toplayarak, analize tabii tutarak genelin durumunu, eğilimini çok yönlü bizzat izleyerek ortaya koymaktır...

Türkiye üniversitelerinde, 120 adet sosyoloji bölümü vardır.

Ancak sosyolog var mıdır?

Bu tartışmalı konudur.

Ne kadar üzerinde durulursa yeridir!

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

2712 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:22:10:36

Ahmet Önal

Yazarın Önceki Yazıları

Entelektüel, Aydın ve Akademisyen! Kemalist CHP'nin Başarısı ve Kürt Oyları! Travma Kürtçe'me Dokunma Dilime Dil Uzatma! Türk Eğitim Sistemi ve Laz Bir Öğretmenin İbretlik İtirafı... Kendisi Olan ve Olmayan İnsan! 'Kültür!' Anadili/Esasdili Yasaklamak! Kürt Mahallesi/Köyü ve Dünya! Kültürel Bir Kamusal Alan, Bizi Doğru Düşündürür! Kenan Ülkesinde Hamas, İsrail ve Kürtler! 'Edebiyat Cumhuriyeti' Kürtlerin Kanon Eseri: Ahmedê Xanî ve Mem û Zîn 30 Ağustos 1922 Zafer mi? 'Halkların Dostluğu' ve Tezat! Modernlik, Modernleşme, Burjuva Sınıfı ve Siyaset! Milliyetçilik Ölüm Makinesi Topal Osman'a İadeyi İtibar!!! Soykırım! Dersime Giderken Bizans İmparatorluğu'nun Yıkılışı Seçim Verileri… Liman Von Sanders’in Anıları Ve Tarih Bilinci! Osmanlı İttihat ordusunda Bir Alman Mareşal, Liman Von Sanders! El Anfal ve 'Kürt Dostları!' Yerel Devlet Uygarlığa, ‘Büyük Devlet’ Harabeye Çevirdi! Devlet ile Çete! Kürtler; Karşıtı İki Aynıya değil, Kendi Ayrılığına Oy Kullansa Ne Olur? Feminen hareket cılız, eleştiri kadük, biat köklüdür! Siyaset, Hassasiyet ve Haysiyet! İmparator, ecdad mı, katil mi? Deprem, ‘Felaket’ ve ‘Kader’ Değildir! 'Benim Kürt kardeşim, ama 'Kürt yoktur' Türk tarihçisi ve Türk siyasetçisi... Tarihi Depremler, Çaresizler Ve Akıl! Sürgün Halide Edip, Bedirxaniler Ve! Samilerin İsrail kolu; Yahudiler ve Holokost! Sümer Ülkesinde Şaristanî ve İşgaller! Mezopotamya’da Sümerler ve Uygarlığı! Milliyetçilik! Kahraman Irk ve Irkçılık! Din, İnsan Ve Felsefi Düşünme! HTŞ, ÖSO Ve Diğerleri Kimin vatandaşı? Kürtçe bilmeksizin, Kürtleri incelemek! ULUS - HALK - SINIF NEDEN BAĞIMSIZLIK!? Rêya Heqîyê İnancı; Müslümanlık, Şialık, Bektaşilik, Nusayrilik Değildir! Devletsiz Ulusun, Egemen Sınıfı Olmaz! II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa- (VII) Türk Solu ve Aydınlarının Şovenizmi Fazladır, Kürd Solu ve Devrimcilerinin Milliyetçiliği Eksiktir! II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa- (VI) II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa- (V) II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa- (IV) II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa- (III) II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa- (II) II. Abdulhamid’i Kemale Taşıyan Talat Paşa, - (I) Tunç-Ellî Operasyonu!" Güneşi Zapt Etmeyeceğiz! Ocak-Medrese Mi? Cemevi-Camii Mî? TALAT PAŞA ve CUMHURİYET Cunan'da Dîl Kırımı Ve Kültürel Yabancılaşma Enver'den Evren'e 12 Eylül... Eski, Kadim, Dil, Halk, Ulus, Modernite Ve Kürdler! Taner Akçam,'Ermeni Soykırımı’nın Kısa Tarihi' Kitabı Ve Kürtler! 'Müthiş' Hatalar Neden? Kürt Ağası ABD, Çelişkiler, İlişkiler ve Kürtler ! Küfürbaz Yüzsüzler ve Kürdler! Türkçesiz Osmanlıcadan, “Resmi Dil Türkçe”ye, Kültürel Türkçülükten, Türk Siyasal Irkçılığına-II- Anlaşılmayan Karışık Osmanlıcadan, ''Anlaşılmayan Bir Dil'' Kürtçeye Varmak! Uygarlık, Mitoloji ve Din! Din, Siyaset ve Bilim Doğu Akdeniz'de Devlet Konumlanmaları Kendime Soruları, Siz de Düşünüyor musunuz? Komik Olmayın Ulus; Siyasal Birliği ve Dili ile Vardır! Irkçılık; Hastalık Değil, İnsanlık Suçudur! Kültür ve Siyasette Irkçılık ve Kürt İşçilerinin Linç Edilmesi! Tuzu bile Bozan Lümpen ve Cahiller ile Aydınlar! Ayasofya’ya Kayyumu (1453) Ayasofya Kilisesi-camii, Müslüman ibadeti ve Cennet yalanı Öteki Olarak, Aidiyat,Hukuk ve Eşitliğe Tutunmak! Eğitimde; Hak-Haksızlık, Etik ve Suç Hak Yolunda Hakikat 'Alevilik' Mi, Rêya Heqiyê Mi?! 'Alevi' Şaşkınlığı Alfabe ve Îmla İttihat ve Terakki ile Devamında Çerkeslerden Bazı Şahsiyetler MUSTAFA KEMAL ve NUTUK İran İslam Despotizmi ve Mustafa Selimı'nin İdamı Mihtra Înancı ve Hîyerarşi Kadın ve Savaş Eleştiride; Pasif, Aşırı ve Zorlama Yorum Olmaz! 'Kızılbaşlık': Osmanlı İle Safevi Çekişmesinde Çıkan Bir Kavram Kürt Siyasetinde Aşılmayan Gelenek; “Kürt Aşiretlerinde ‘Alan Koruma” Kürtlerin Guernica’ları çok, Picasso’ları var mı? Daraldıkça Dersim’den Kopmak ve Kötülük Yapmak! Kürd Aşiretlerinde Alan Koruma Musa ve Kitabı Tevrat Yenilik ve Yenilenme! Alan Tutma Yetmez Davut Kurun ve Anıları... Geçmişten Geleceğe Tecrübe Sunuyor Savaşı ve Değişkenliği İzlemek Failin Suçunu, Mağdura Yığmak! Islam Şiddeti ya da 'Darül Harp'te, Mali Kaynaklar! İnsanlığın Acısını Beynin Açısı Çözer Rêya Heqîyê inancı Mîhtra inancıdır; Müslümanlık, Kızılbaşlık, Alevilik değildir Barış Günü Kutlamaları Şöyle Geçerken, Kürt Siyaset Tarihinde Tabu ve Maraziler.. Türk Milliyetçiliğini, Kürt Milliyetçiliği ile Mukayese Etmek! Savaş Yeni Gelişmelere Gebe, Doğumu Merak Ediyorum Yanlız Kemal Kılıçdaroğlu İçin Değil Tüm Linç Girişimleri Kınanmalı! Değişim ve Özgürlük Savunma: Düşünceler sorgulanmalı, ancak emniyet ve mahkemelerde değil! Rêya Heqîyê, Alevilik ve İslam! Değişim, Zaman, Din ve Astroloji Marksizim’de Ulusal Sorun Yoktur? Dêrsim’de Koçgiri 1919-1922 ve Sonrası!.. 1968-1978’de Birleşen-Ayrışan Sancılar, Türki(y)e Solu ve Kürt Milli Hareketi!.. Devşirmeler ve Devletsizler... Kendine Düşmek Yerine, Özgürlüğü ve Bağımsızlığı Düşünmek! İttihat ve Terakki Cemiyeti (İT-C) Haşdi Şabi ve Irak’ın 'Kerkük seferi' ne idi ne değildi? Kerkük’ün tarihine bir değinme Bağımsızlık Meşru Haktır, Olmadan Olmaz! Güney Kürdistan'da Bağımsızlık Referandumu ve Tercih! Egemenin Savaş-Barış ve Silahlanma-Silahsızlandırma Siyaseti 'Stratejik Derinlik', Mursi ile battı, Suriye ile çöktü Raqqa - Musul Operasyonu ve Sonrası III. Dünya Savaşı Uzun Sürecek 'Bağımsızlık Hedefi İle Kürdler Özgürleşecek!' 4 Mayıs 1937 Bakanlar Kurulu Kararı ve Dersim Tertelesi! Kürt Sorununun Ağırlığı ve Aciliyeti! Kontrollü Darbe III. Dünya Savaşı, Rakka ve Musul'a Dayandı, Abd - Rusya Anlaşarak Çözüme Gidiyor! Kürtler Ne Yapar? Kürt Bayrağı 16 Nisan Referandumu Irkçılık Çekişmesinde İnsani Kişilik, Aidiyet-Kimlik Bilinci ile Şekillenir Ulusal Birlik ve Kongre hakkında düşüncelerim İttihat Ve Terakkinin Devamı, Kuvva-i Milli Teşkilatı Sevdalısı; Nazım Hikmet Ran Memur Toplum Değil, Kendisi İçin Üreten Toplum Kazanır Yalanın Egemenliği, Doğrunun ‘Marjinal’liği! Türkçe Dışındaki Dillere Karşı, 140 Yıldır Uzun Sürece Yayılan Bir Savaş Sürdürülüyor! Ali Rıza Koşar: 38 yıldır içimde bir acı olarak kaldı Tekoşîna Dıjwar! 3. Dünya savaşında ABD–Rusya, Türk-İran konumlanması özgür Kürdistan'a kapı aralıyor Tehlikeli İnsan, Tehlikeli Aydın, Tehlikeli Yazı, Tehlikeli Düşün ve Tehlikeliler Deyip Yaktılar! Kobanê Kürdistan'da Özeldir! T.C Cumhurbaşkanı RTE Uçtu! Kadın, Kürt, Kürdistan ile Bastırılmış Kimlikler Diktatörleşen AKP ve Çözemiyeceği Kürt Sorunu Diaspora, Kanton ve Bağımsızlık ''Silahları Bırakın'' Diyorlar Şengal, Celawle, Kobani’ye DAİŞ/IŞİD Saldırıları ve Kürdistan’da Serhildan! Kürdleri Kürdistan’la Büyütmek yerine, Türkiye’yi Kürdlerle Büyütmek!!! Yahudilik; Hiristiyanlık Çözülmüştü, Sıra Siyasal İslamda! Kürt Romanı ile yüksek Kürt bilincine Kavramları Çarpıtarak, Kürdü Çarpmak! Kürdistan, Türkiye Ve İşid konuşlanması Kürt ulusal özgürlük mücadelesi ile HEP'e, tutsaklaşarak Türkiyelileşen HDP'ye İnkar, iskan, imha kurtuluşmu? Toprak İle Samimiyet(sizliğ)imiz! Kürt soykırımına karşı Kürdistan'ın bağımsızlık hayali
x