Hakikat ve Vicdanla Bağdaşmayan Rutinleşmiş bir İnanç Ezberi; Kurban

Gencettin Öner

29.06.2023, Per | 11:24

Hakikat ve Vicdanla Bağdaşmayan Rutinleşmiş bir İnanç Ezberi; Kurban
Makaleyi Paylaş

Kurban ritüelinin İslam inancına girmesi, ata dini olan İbrahim peygamberin tanrısına adadığı adak yerine oğlunu Kurban vermek üzereyken melekler tarafından getirilen bir koyunu kurban etmek istenmesi (İslam inancına göre İsmail, Yahudi inancına göre İshak) gibi mitolojik söylencelere dayanır. Buna göre, kişilerin dünya da işlemiş oldukları günahlardan arınmak ve bu günahlardan muaf tutulmak amacıyla yaradan-tanrı ya da Allah'ın gazabından kurtulmak için hayvanları bu uğurda kurban eden bir bakıma Tanrıya verilmek istenen bir rüşvettir. Her şeyi yoktan var eden ilahi kudretin yaratmış olduğuna inanılan kulları tarafından başka canlıları kurban etmesine hiç de ihtiyacı yoktur. "Fani dünya" diye tanımladıkları reel yaşamlarında işlemiş oldukları günahlarının affedilmesi için Tanrı ya da Allaha adanan kurbanlar, o kişilerin kötü amellerini, insan hak ve hukukunu çiğnemesini, yalan ve iftiralarını af etmeye yarayabilir mi? Her şeyi görüp bilen, istediği şeyi istediği gibi yapan, istediğinde her şeyi bozan ve yeniden yapma kudret ve kabiliyete sahip olduğuna inanılan bir ilahi gücün, kendisinin yaratmış olduğu başka canlıları, yine kendisinin yarattığı başka canlılar (insanlar) tarafından kurban bahanesiyle katledilmesine rıza gösterir mi? Böylesi bir iddia, var olduğuna inanılan Allah'ın gücüne karşı ortaya atılmış bir bühtan ve iftira olmaz mı? Kurban gerek çok tanrılı antik çağda gerekse tek tanrılı günümüz koşullarında, çetin doğa koşulları, diğer yırtıcılardan kendilerini ve ailelerini koruma refleksi için baş vurdukları kendi kendini kandırmacadır. Kurban ritüelleri, inanılan o dinin rehberleri tarafından topluma benimsetilen ve "seçilmiş kişi" olarak ilan edilen -genellikle bunlar kadınlardır- kurban edilirdi. Sonradan bu kurban ritüeli hayvanların üzerine kaymaya başladı.

Günümüz İslam toplumlarındaki bazı mezheplerde kurban, o dinin bir parçası, hatta olmazsa olmazı haline getirilmiş durumda. Bu ritüel inanç, İbrahim peygambere dayandırılmaktadır. Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam gibi semavi üç büyük dinlere İbrahim'i dinler adı verilir. İbrahim'i İnanç, aynı zamanda Yahudi felsefesinin temelini de oluşturur. İbrahim> İshak> Yakup (İsrail) ve devamı olan diğer peygamberlerden gelen bir silsiledir. Bu silsileden gelen bütün isimler Peygamberdirler. Hıristiyan ve Müslümanların sadece tek peygamberleri var (İsa, Muhammed), Yahudiliğin baskın etkisinin sebebi, İbrahim'in nikahlı karısı Sara'dan olan İshak>Yakup... Musa...Davut...Süleyman... şeklinde uzayıp giden bir soy silsilesi takip eder. Hıristiyanlık ve Müslümanlığın peygamberleri ise İbrahim'in cariyesi olan Hacer'in oğlu İsmail üzerinden kendilerini İbrahim'e bağlarlar. Yahudiliğin hem din hem de ırk olması, tamda böylesi bir durumdan kaynaklanıyor. Yahudi inancına göre Yakup’un sülalesi (İsrailoğulları) Allah tarafından kutsanmış bir kavim olma varsayımına dayanıyor. “Vadedilmiş topraklar" inancı, aynı zamanda Yahudi inancının da temelidir. Vadedildiğine inanılan topraklar, şu anki İsrail ve Filistin’in içinde yer aldığı topraklar yanında, Fırat ve Dicle havzalarını da kapsar. Bu inanca göre Tevrat'ta, Tanrının bu toprakları İbrahim’in dolayısıyla Yakup’un (İsrail) neslinden gelenlere bahşettiği yazıyor. Kutsal topraklar ve Kudüs, binlerce yıl, her üç dinin bu topraklar üzerinde hak talep ettiği topraklar. Musa-Firavun savaşı, Hıristiyan(Haçlı)-Müslüman savaşlarının esası yine bu iddialar doğrultusunda patlak vermişti. Selahaddin-İ Eyyubi'nin başını çektiği İslam orduları, aynı iddia ve inanç çerçevesinde savaşmıştı. Yüz binlerce insanın hayatına mal olan bu savaşları tarihin değişik zaman diliminde alevlenerek sürmüştür. Bu kutsal topraklar üzerindeki hak iddia etme savaşları hala canlar almaya devam ediyor. Yahudiliğin bu üstenci ve kendileri dışında kalmış diğer inanç ve inançsız toplulukları aşağı ve köle görme yaklaşımları, süreç içinde Yahudiliğe karşı bir nefretin doğmasına, Hitler gibi bir faşistin gazabına uğrayarak yüz binlerce sivil Yahudi'nin gaz odalarında soykırıma uğratılmasına neden olmuştur.

İnsanoğlu omnivor (Hem bitki hem de etle beslenen) bir beslenme biyolojisine sahiptir. İnsanların protein ihtiyaçlarının mutlak hayvan etinden almaları gerektiği yönünde bilimsel herhangi bir bilgi yoktur. Vejeteryan ve vegan olanlarda vücut beslenmesi ve gelişiminin aksamadığı biliniyor. Evet, insanların büyük çoğunluğu et yer. Bu ihtiyaç ve gereksinimlere göre bir denge oluşturmuştur. Kurban ise, planlanmış bir zaman biriminde milyonlarca hayvanın kesilerek telef edilmesidir. Yukarıda örneklerini sıraladığımız bilimsel somut gerekçeler göstermiştir ki, hayvanları inanç uğruna kurban etmek, İlahi kudretin rızası ve talebi olamaz. Çünkü her şeye muktedir, hazır ve nazır olduğuna inanılan bu büyük gücün bu tür şeylere ihtiyacı yoktur. Kaldı ki vicdani de değildir. İnançlar, vahşet ve kan üzerinde yürümeye devam edemezler. İnançlar; hoşgörülü, barışçıl ve hayvan-doğa sever olmalıdır. Oruç (Ramazan) bayramı kutlanması anlaşılır ve gerekli bir bayramı hak ediyor. Nefsini açlıkla terbiye eden inançlı insanlar, müsamaha ve hoşgörülü olmaları beklenir. Bir aylık açlık eziyeti sonrası bu durumu bir bayramla kutlamak gayet makul bir durumdur ve haklarıdır. Bir günde milyonlarca hayvanı “kurban” olarak kesmek vicdani ve insani değildir.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

3931 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:13:33:09

Gencettin Öner

Yazarın Önceki Yazıları

İnsanlık Değerlerinin Yerle Bir Edildiği, İnsanlık Erdeminin Çöktüğü Nokta; Soykırımlar 2024 Seçiminin Patolojik Siyasal Anatomisi Üzerine Bir Kaç Söz? Kürt Siyasetçilerin Aymazlıklarına Kim Dur Diyecek? Mertliğin, Onurun ve Yiğitliğin Timsali; Yılmaz Güney Toplumlara 'Hakikat' Diye Dayatılan Sosyal Psikoz ve Sosyal Halüsinasyon Handikaplarından Kurtulmaları Mümkün Olabilir mi? Sekülerlik, Laiklik, Komünizm ve Sosyal Darwinizm Üzerine Felsefi Bir Analiz; Kürtler Bu Kavramları Nasıl Algılıyor? (2) 3 Olgu, 3 Sonuç ve Toplumun Çok Hazin Aymazlığı Sekülerlik, Laiklik, Komünizm Üzerine Felsefi Bir Analiz; Kürtler Bu Süreçte Ne Yapmalı (1) Tarihten Hiç Ders Çıkaramama Selahattin Demirtaş ve Seher’in Dramı Sarı Hoca(İsmail Beşikci) Hakkında Birkaç Hayat Anekdotu 'Derin Dewlet Nedır Abê?' Aptallığın Resmi Var Mıdır Acaba? Yalanlarla Zihinlere Kazınmış Ezberlerin Bozulması ve Hakikat 'Xwedê Mırov Kor Neke, Kor Bikejî Kerr Neke' Sosyal Psikoz ve Hakikat 'Cumhuriyet' Nedir? Ne Değildir? 'İlericilik', 'Gericilik', 'Faşizm' ve 'Demokrasi' Kavramları Üzerinde Felsefi Bir Beyin Fırtınası Sivil Katliamları İdeoloji ve Din Kisvesi Altında Savunan Barbarlık 'Göz Bebeği' 'Göz Ağrısı' 'Göz Dikeni' Katliam, yağma, fetih ve işgalleri kutsama, bu kötülüklerin mağdurlarının torunlarının aymazlıkları üzerine Bayramlar; Kimilerine Sevinç ve Mutluluk Vesilesi Olurken, Kimilerine Neden Hüzün ve Yok Sayılma Vesilesi Oluyor? Tabuları Yıkmak Değerli Hukukçu, Hakperest İnsan, Hacı Akyol’un Anısına Saygıyla Toplumsal Hafıza, Mustafa Muğlalı ve 33 Kurşun olayı Sivas Katliamı Üzerine Tekrarlı Bir Hatırlatma İnsanlığın Erdemli Olma Yolundaki Uzun Yürüyüşü; Evim mi? Devrim mi? İki Yüzlülük, Riyakarlık ve Yalanlarla Nereye Kadar? 2023 Seçim Sonuçları Üzerine Birkaç Söz… Kaybedenler ve Kazananlar; Neden? Nasıl? Niçin? Yüz Yıldır Kürtlere Dayatılan 'Kırk Katır mı? Kırk Satır mı? ' Anlayışına Ne Zaman Dur Denilecek? Faşist Nobranlıkla Nereye Kadar? Bir Seçimin Sosyolojik ve Siyasal Anatomisi 'Denizler'in Yolu' ve Gerçekler Dersim Katliamı Olguları, Kavramları Çarpıtma Ve Türk Toplum Algısında Karşılık Bulmuş Politik-Şoven Psikoz 23 Nisanı Bayram Havasında Kutlayan Türkler, 24 Nisan Trajedisini de Unutmamalılar Toplumu İnanç Ve Bayrak Dayatmasıyla Terbiye Etmeye Çalışılan Oyunlar Ve Erdemlilik Tarihte yaşananlardan ders çıkaramama ve son hazin siyasi aymazlık Kılıçdaroğlu'nun 'Halil İbrahim Sofrası' Temennisi ve Gerçekler Spor centilmenliği, seri katilleri kutsama ve faşistleşen toplum Coğrafyamızda meydana gelen deprem felaketi üzerine birkaç söz Riyakarlık, makyaj ve yalanlarla nereye kadar? Etnik nefretin aramızdan aldığı güzel insan; Hrant Dink 'Öteki'ye Olan Düşmanlık ve Nefret, Empati ve Erdemliliğe Dönüşebilir mi? 100. Yılına girecek olan otoriter ve tekçi rejimin kalıcı otokrat bir rejime evrilmesine karşı mağdurlar ne yapmalı? 'Kimseye Verilecek Bir Çakıl Taşımız Yoktur' Veya ‘Ya Sev Ya Terket!' Metaforu Üzerine Birkaç Söz Nasıl Bir Anayasa? Sedama bındestîya Kurda azlû bu! Neo-Osmanlıcılık ile Neo-İttihatçılığın 100 yıllık ezeli düşmanlıktan, iktidar ittifakına geçmeleri ve 10 kasım üzerine birkaç söz Cumhuriyet mi, Demokrasi mi? 2023 Seçimlerinde 'vatandaş bekası' için kime ve neye göre oy verilmeli?
x