Kürt siyasal arenasında kronikleşen çürümüşlüğün olmazına mı kafan takıldı yine Wense?
-Baksana dizimizin üstüne oturmuş ya da oturduklarımız, nasılda mantıksal varoluşumuzla alay ediyorlar Hocam.
Demokratik işleyişe yol alan bilincin önünde örülen karmaşık duvarların yerle bir edilmeli mi diyorsun Wense?
-Evet onu demekle birlikte, Kürt halkının hakkaniyetine giden yola özgü taşlar döşenmeli diyorum Hocam.
Tüm Ortadoğu halklarının çıkarını ortak havuzda toplamaya çalışıp emek veren Kürtlere aklın ermiyor gibisin Wense.
-Değil sadece Ortadoğu, Dünyada var olan tüm halkların özgür ve eşitçe birlikte yaşasın istiyorum AMA VE LAKİNLERİM VAR Hocam.
Ama ve lakinlerin anlamı aşikâr gerekçelerle, realitenin birbirinden farklı şeyler olduğunu mu söylüyorsun Wense?
-Değil sadece ben sen, bir dirhemlik akla sahip olanlar istemle gerçeğin farklı şeyler olduğunu bilir Hocam.
Anladığım kadarıyla Kürt siyaset arenası gerçeğin realitesinden çok, ideolojik arzusuna takılmış demek istiyorsun Wense.
-Arzulamak var olmanın en güçlü göstergesidir bilirim, ama çoğu zaman gerçeğin arzuya kurban edildiğini de bilirim Hocam.
Elden ayaktan düşürülen Kürt halkının kendi özgünlükleri, tarikatvarî ideolojilere kurban ediliyor demek mı istiyorsun Wense?
-Tüm halklar birbirlerini tamamlayıp, birbirleri için var olma kültüründen çok ama çok uzaklar diyorum Hocam.
Yani diyorsun ki, birlikte var olma kültüründen çok, sindirme ve inkârların olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz! -Ben, sen ayrışmaları bir zenginlik olarak değilde düşmanlaşmanın akıl deliliğine dönüştürmekle birlik olmaz diyorum Hocam.
Peki bu olmazlara karşıt olurların şansı yok mu Wense?
-Olmaz olur mu? Saat başı baş döndürücü gelişmelerin yaşandığı bu coğrafyada olurların şansı olmaz mı Hocam?
Yani diyorsun ki alt üst oluşların yaşandığı bu coğrafyada, olmazları olur olan makul olana dönüştürmek gerek diyorsun Wense?
Birçok halkların olur olmazlarını bir tarafa bırakıp, Kürtlerin olurlarına dönsek iyi olmaz mı Wense?
-Olmazlarla aklımız o kadar haşir neşir olmuş ki, olurlarla keşkeler aklıselime çağrışım yapmaktan ötesine geçirmiyor aklımızı Hocam.
Sen yine de sırala keşkelerle olurlarını Wense…
-Olur ki günlerden bir gün düşman diye tabir edilenlerin düşmanlıklarından yüzünü çevirip, kendi yanlışıyla yaratılan tahribatlara yüzünü çeviren Kürtleri görürsem ''Eyvallah bu iş bitmiştir” der aklın halayına kalkarım Hocam.
-Olur ki günlerden bir gün kendi yarattığı kendi doğrusuna kendini taparcasına inandıran Kürtlerin aksine, kendi yanlışına karşı kendi geleceği için cesurca eleştirip savaşabilen Kürtleri görürsem Kürtlerin aklı rayına girmiştir” diye inanılmaz umutlanırım Hocam.
-Olur ki günlerden bir gün, karanlık gölgelerin aydınlanmasına yönelen Kürtlerin aklını görürsem, arka planın arka cephesinde oyun bozan siyasetin nasıl da tasfiye edildiğine keyiflenirim Hocam.
-Olur ki, günlerden bir gün ‘dünyayı ve Ortadoğu’yu değiştirmem lazımın öncesinden, bin bir sorun yaşayan kendi halkının sorunlarına odaklayan Kürtleri görürsem eğer, olmazlar olurlara dönüşüyor diye sevinirim Hocam.
Olur ki bir gün yüreğimizi kavuran olmazlar, beynimizi tökezleyen karanlıklar, varlık sebebimizi silikleştiren emirnameler, “sen bilmezsin ben bilirimciler'' doğruların oluruna yenik düştüklerini görürsem eğer oh be gelecek geliyor diye nara atarım Hocam.
-Olur ki bir gün, başka gözlerin görüş menziliyle kendine rol biçmek yerine, kendi aklının gözüyle kendine bakan Kürtleri görürsem eğer, Yalçınla Perinçeklerin özlemlerine önayak olan Kürtlerin nesli tükeniyor diye şahlanırım Hocam.
-Olur ki bir gün, yanlışın hesabını vermek yerine, bin bir türlü bahaneyi duygusal takviyelerle üste çıkarmayı bırakan Kürtleri görsem, doğrunun renklerini doğru okuyan Kürtlerin yol yordamı gerçeğe koşuyor diye hoplarım Hocam.
Anladım Wense anladım. Hele biraz soluklan ki, bu kadar keşkelerin üzerine bir bardak kaçak iyi gider ne dersin?
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.