Acem diplomasisi Kürd Lider Talabani'nin Taziyesinden bir hafta sonra Irak ordusu, Haşdi Şabi ile birlikte Kerkük'ü işgal etme savaşına evrilmesi ABD, İngiltere ve Fransa'nın bilgisi dışında görülemez. İslamist terör örgütleri ile savaşta Kürdlerden yana duran batılı devletler Kürdleri ezeli düşmanları ile başbaşa bırakması ilk olmamakla beraber çok denklemli bir plan gibi görünüyor. Trump hükümeti, Kürdlerin bağımsızlığına karşı Şii hegemonyasına yol vermesi yeni bir oyunun planı ise ABD'nin yenilgisi ile sonuçlanacaktır.
ABD, Kasım Süleymani'nin Irak, Lübnan, Gazze, Afganistan, Yemen ve son olarak Suriye politikalarında İran'ın kurduğu özel savaş ekibin başında en öne çıkanı olduğunu 2008'de koalisyon gücü komutanı general David Petraeus düzeyinde biliyordu. O sırada Federal Irak Cumhurbaşkanı olan sayın Talabani'ye gönderilen tehditli mail mesajı'nın kendisi ile paylaşıldığını El cezire haberleştirmişti.
Şehirleri IŞİD'e terkederek kaçan Irak ordusu Kürdistan'ı yalnız başına işgale yeltenmeyeceğini başta ABD biliyor. Irak ordusu elbisesi içinde Kerkük'e giren İran ordusudur. Kudüs gücü, Pasdaranlar, Haşdi Şabi gibi özel paramiliter güçlerin direkt katılımı ile Kürdistan vilayeti Kerkük, Şengal gibi bir çok yerleşim ABD'nin vizesi ve bölge devletlerin askeri yardımı ile tekrar işgal edilmiştir. Kürdlerin üstüne leş kargaları, çakal sürüleri gibi üşüşen İran, Türkiye ve Irak işgalci güçlerin sevinçleri uzun sürmeyecektir. Bu Millet yenilgi aldığı yerde kazanacaktır. Çünkü kendi toprağında ve evinde işgale uğramıştır. Yeterki her yurtsever üstüne düşeni yapsın.
Küdler topraklarını evini, çocuklarını işgal altında kurtarmak için yüzbinlerle ayaklanmalıdır. Evi, toprağı gasp edilen Milletler işgalcilerinden daha güçlü ve korkusuzdur. Çünkü haklıdır. Ulusal Bağımsızlık programı, sistemli bir diplomasi eşliğinde yürütülmelidir. Sivil inisiyatiflerle bütün yerleşimlerde onbinler, milyonlar mobilize edilerek savaşan kuvvetlere destek olunursa işgalciler kaçacak delik ararlar. İşgalciler bunu yapamaz. Ama işgale uğrayan halk yapabilir.
Dünya devletleri ayağa kalkan milyonlara ne yapabilir? Her Kürdün sohbeti bu sorumluluk temelinde olmalıdır. Ulusal Kurtuluş stratejisine uygun hazırlığın yoksa ''fazla can kaybı olacağı’' endişesi ile Kerkük ve diğer Kürdistan'i bölgeleri işgale terk etmek durumunda kalırsın. Bazıları savaşın ne olduğunu dört devlet arasında bir eşya gibi paylaşılmışlığın ruh hali ile linç, hakaret, sürgün, idam ve katliamları sürekli yaşayan Kürd Milletin bilmediğini düşünüyor. İşgale uğramaktan daha korkunç ve ağır bir risk olabilir mi ?
Savaş, işgal altında olan Kürdler için zorunlu bir ulusal kurmaylık donanımı, hayati fedakârlık ve toplumsal ağır bir sorumluluğun inceliği ile zafere kesin bir hazırlıktır. Çünkü savaşa mecbur edilen Kürd Milletine öz savunmadan başka bir seçenek bırakılmamıştır. Bu somut gerçekle eğitilecek toplum, Peşmerge, Gerilla ve komutanların kendi mevziisinde, evinde, toprağında çekilmesi imkânsızdır. Kürdistan'ı İran, Türkiye, Irak ve Şam sömürgeci devletleri arasında parçalayan, bölüştüren, İngiltere, Fransa ve diğer AB devletleri ABD ile birlikte Kürdistan Bağımsızlık Referandumuna karşı durmaları uluslararası hukuk, adalet ve demokrasi nezdinde bir katliam örneğidir.
Kerkük nüfusu, coğrafyası ve sosyolojik dokusu ile bir Kürdistan kentidir. Kerkük vilayeti tarihinde ilk defa Bağımsızlık Referandumu ile bütün inanç, etnisitelerin şeffaf, demokratik katılımı sağlanarak % 80 evet oylaması ile Kürdistan'a ait olduğunu kabul etmiştir. Kürdlerin bu demokratik, barışçıl iradesi işgalci diktatör bölge devletlerin türlü provokasyon ve saldırılarıyla boşa çıkarılmak istenmesi uluslararası adalet, hukuk ve demokrasi için bir skandaldır. İran, Türkiye ve Irak'ın Kürdistan Federe Bölgesini kuşatma ve işgal girişimi durdurulmalıdır. Sivil katliamlar yaşanıyor. Kürdlere karşı ABD, AB ve Rusya, silahları kullanılıyor. Bu devletler istedikleri an savaşı durdurabilirler.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.