Özgürlük maratonunda tanıdığım arkadaşların vurulmasından ağır etkileniyorum. Bazen duygularım öfkemi vahşileştiriyor, esir alınıyorum. Dört bir tarafta Kürdler öldürülüyor. Türk ordusunun sağ yakaladığı iki gerilla kadın onlarca askerin çemberinde vahşice kurşuna diziliyor. Bir diğer haber\'de iki Kürd İran\'da idam ediliyor. Bir başka haberde ise TC müttefiği IŞİD terör çetesince öldürülen Peşmergeler görülüyor. Ve akabinde gönüllü peşmerge ve bomba imha uzmanı Said Çürükkaya\'nın şahadet haberini alıyoruz.! Şimdi aynı dini savunan Türkiye, IŞİD ve İran\'ın bu dehşet verici Kürd düşmanlığında ortaklaşması tesadüf mü dersiniz?
Siyaset bilimini ulusal özgürlüğe mahkum sömürgelerin ve işgal altı toplumların hizmetinde savunmak, ömür boyu bir risk, can pahası bir bedeldir. Said\'ler, Kürdistan\'ın bağımsızlığı için tehlikelerin sınırında, risk alanında nöbet tutular. Kürd devletini kurma özlemi ile mücadele eden Dr. Said, soran, sorgulayan duruşuyla iyilik ve aydınlığı, karanlık ve kötülüğe karşı kahramanca savundu.
Özgürlük aşkı ile yaşamak, işgalcinin hücumlarına meydan okumak, ideallerine tutkun dava adamı olmak, her insanın harcı değildir. Bağımsızlık için dövüşenleri dinlemek ve öne atılmak gerekir. Doktor Said, bunu yaptı. Peşmergenin eğitimini üslendi, ön saflarda yürüdü ve tehlikenin sınırlarında dolandı. Said, su misali hızla akan ve zihninde bağımsız Kürdistan\'ı amaç edinen donanımlı komutanlardandı. Açık ki, karanlıkta uyanık olanların tugayında dövüşenler, aydınlıkta uykuda olanlara özgürlük çağrısı olurlar.
Kürdistan\'ın bağımsızlık davasını karşılıksız savunanlar, dünya malına doymuş fedakar, korkusuz insanlardır. Bu korkusuz kahramanları yanlış siyasetlerle Kürd düşmanlarına imha ettiren politikacılar, Said\'lerin duruşu, mücadelesi ile ancak açığa çıkacaklar. Politika alanında yaratıcı önderlerden yana pek şanslı sayılmayan halkımız, ulusal kurtuluşunu yücelten cesur komutanlar ve savaşçılar üzerinde bu eksiğini mutlaka giderecek ve geçmişin baş eğmeyen önderlerin izini sürdürecektir.
Selim Çürükkaya, kardeşi Doktor Said\'in, \'\'ben demokratik cumhuriyet için savaşmam. Sadece bağımsız Kürdistan için savaşırım\'\' söylemini aktardığında salonda alkış tufanı koptu. Ve daha sonra salonda bulunan bütün insanlar ayağa kalkarak, dakikalarca alkışladılar.
Said\'i tanıyanların yanında, tanımayan yüzlerce insanın döktüğü göz yaşı, hıçkırıklarla ağlaması bağımsız Kürdistan\'a olan özlem kadar, \'\'demokratik cumhuriyet\' politikasına duyulan açık bir öfkeydi. Herkesin bildiği, kabul ettiği bu somut gerçek görmezden gelinemez artık.
Bu duygu atmosferinde bir hayli etkilenen insanlarımız, birbirlerine gerçek fikirlerini açıkladılar. Samimi, sıcak bir dayanışma içinde olmanın emsalini gösterdiler. Birbirleriyle güven içinde olmanın, her şeyi sansürsüz tartışmanın ve bağımsız Kürdistan siyasetin birleştiriciliğinin tadına vardılar. Kürdistan davasına üç dağ kartalı, üç kocaman yürek, üç cihan parçası veren Çürükkaya ailesinin göz yaşları, acıları ve öfkesi paylaşıldı.
Doktor Süleyman\'ın şahadeti Kürdleri etkiledi, duygulandırdı, ağlattı, öfkelendirdi ve birleştirdi. Taziyenin dördüncü gününde Duhok Milletvekili Renas\'la söhbetimizde, duygusal, ağlamaklı bir ses tonuyla,\'\' Doktor beni yalnız bıraktı\'\' sözleri içime dokundu. Taziy\'nin son gününde salon\'da önümde oturan onlarca Kürd aydının ve yurtseverin hıçkırıklarla ağlamalarına şahit oldum. Taziy\'de bulunduğum bir hafta boyunca gözlemlediğim insanlar ulusal birlik ve bağımsızlık özlemi ile dolmuşlardı. Kürdistan milli dinamiklerin renkli simaları Said\'lerin şahadeti, bağımsızlık çağrısı oldu. Kürd milleti Said\'leri unutmayacaktır. Özgürlüğünü kazanacak ve devletini kuracaktır.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.