Kürtlere Bir Taht Birde Taç Lazım!

iyaset felsefesinde politik birliğin doğal amacı, düşmanı belirleme ve onunla savaşmaya karar vermektir. Bu bağlamda Türk devleti Kürt davasına karşı her dönem “total politik birlik” refleksini geliştirmiştir. Son olarak Türk devletinin bu total politik birliği Kürdistan ülkesinin Cizre, Sur, Nusaybin, Gever ve Şırnak şehirlerini, “dost ve düşman” diyalektiğini esas alarak Kürt katliamını gerçekleştirmiştir.

Kadir Amaç

01.04.2016, Cum | 16:19

Kürtlere Bir Taht Birde Taç Lazım!
Makaleyi Paylaş

Türk İslamcılığın zihin kodlarında demokrasi yerine “meşveret”, parlamento yerine “şura” ve milletin egemenliği yerine “biat” kültürü vardır. “Batıcılık”, “İslamcılık” ve “Türkçülük” akımları farklı istikametlerde farklı görüş belirtselerde, her üçününde nihayi hedefi Türk egemenlik antagonizmasına hizmet etmektir. (1)

Bu anlamda Türk İslamcı hareket (AKP), “İttihad-ı İslam” merkezli bir Türk devlet organizasyonudur. “İttihad-ı İslam”’ın ilk fikir babası III. Selim’dir. II.Mahmut ise, III.Selim’in “İttihad-ı İslam” fikirlerini tanzimat fermanıyla gerçekleştirir. Daha önce, Türkistan ve Hindistan’da görülen “İttihad-ı İslam” düşüncesinin, Osmanlı kamuoyunda kabul görmesi ve gelişmesi, ilk defa “9 Nisan 1872 tarihli Basiret Gazetesi’nde” görülmüştür. (2)

Daha sonra, Adulhamit kendisini ve Türk otoritesini İslam\'ın merkezi ve halifesi ilan eder. II. Abdulhamit\'in ilan ettiği meşruiyet kanununlarını referans alan “Genç Osmanlı Aydın Hareketi” 1865 yılında Jön Türkçülük faaliyetlerine başlar.

III.Selim, Said Halim Paşa, Namık Kemal, Refik Bey, Ziya Paşa, Ali Suavi, Yusuf Akçura, Şemsettin Günaltay, Mahmud Esad, Mehmet Akif Ersoy ve Necip Fazıl Kısakürek, Necmettin Erbakan, Fetullah Gülen ve benzerleri Türk İslamcılığın ve Jön Türkçülüğün en önemli fikir babalarıdır.

Türklerin imparatorcu devlet antagonizması, modern Türk devlet döneminde, yönetme ve egemen olma senkronizasyonu devam etmektedir. Seksen yıldır Türk devlet yönetimini elinde tutan Atatürkçüler, bugün Türk devlet yönetimini Sebulülreşatçı gelenekten beslenen “Milli Türk Talebe Birliği” kadrolarına (AKP) yerini bırakmıştır.

Türk devlet yönetimini ele geçiren, Tayıp Erdoğan ve İslamcı şürekası kendilerini hem Türk devletinin otoritesi, hemde İslam’ın otorite merkezi görmüştür. Çünkü Türk eğitim kurumlarında, Türk siyasetinde ve Türk toplumunun tüm katmanlarında devlet kavramından bahs edildiğinde “akla ilk gelen, imparatorluk, hükümranlık, egemenlik sahibi olmak”tı.

Türk toplumunun, Kürt ve Kürdistan davasına bakış acısı, yukarıda bahs konusu ettiğimiz imparatorcu ve egemenci kültür psikolojisidir. Bu egemenci algı Kürtlerin en küçük hak arama eylemini, Türk toplumunun siyasal ve teritoryal egemenliğine yönelik gerçekleşmiş bölücü bir saldırı olarak görür.

Siyaset biliminde, Politik birlik devletin veya siyasi bir organizasyonun en üst birimidir. İkincisi, devlet kavramı üzerine yoğunlaşan bütün filozoflar \" total politik birliği\" Devletin en üst kademesi olarak görmüştür. Carl Schmitt\'in dediği gibi, “politik birlik yoksa normal olan durumda sona ermiştir.”

Siyaset felsefesinde politik birliğin doğal amacı, düşmanı belirleme ve onunla savaşmaya karar vermektir. Bu bağlamda Türk devleti Kürt davasına karşı her dönem “total politik birlik” refleksini geliştirmiştir. Son olarak Türk devletinin bu total politik birliği Kürdistan ülkesinin Cizre, Sur, Nusaybin, Gever ve Şırnak şehirlerini, “dost ve düşman” diyalektiğini esas alarak Kürt katliamını gerçekleştirmiştir. Ancak bahs konusu ettiğimiz bu “total politik birlik” kültürü henüz Kürt siyasetinde kozalaşmamıştır. (3)

Ernst Forsthooff politik sistemleri, “Hakimiyet Sistemi” ve Halk Sistemi” olarak ayırt ederken, aslında “temsil” ve “Özdeşlik” bağlamındaki farka vurgu yapmak istemiştir. (4) Schmitt’e göre; devlet, ne sadece Rousseauvari bir gerçek, ne sadece mutlak bir demokrasi ve ne de sadece Hobbesvari mutlak temsiliyettir. Carl Schmitt adeta şunu demek istiyor: Özdeşliğin temsili olarak gerçekleştiğini ve devlet ile toplum özdeş olarak değil, ”politik birlik olarak Devlet zaten toplumsal birliği sağlamakla” görevlidir. (5)

Bu zaviyeden hareketle, yeryüzünde önce Tanrı\'nın tahtı (devleti) vardı. Tanrı\'nın bu tahtını (devletini) krallar elegeçirdi. Kralların tahtını ise, modern ulus devletler ele geçirdi. Derken ulus devletlerin tahtını da küresel taht, (uluslararası kurum ve sermaye grupları) ele geçirdi. Richard Falk’ın dediği gibi, bu “yırtıcı” ve baş döndürücü, siyasal ve sosyal olaylar dizisi gerçekleşirken; Kürtlerin hala, tahtsız ve taçsız kalmaları oldukça düşündürücuydü!

Bugün Kürtlerin ne bir devleti, ne işleyen bir demokrasi mekanizması, ne ihtilaflarını adalet ve hukuk karinesi içinde çözüme kavuşturacak bir parlamentoları ve nede mahkemeleri vardır. Kürtler, ülkesi işgal edilmiş, hürriyeti elinden alınmış, taht ve taç sahibi olmayan dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip tek köle olan milletidir. İşte tam bu noktada Kürtleri düşmanlarından koruyacak, savunacak ve Kürtler arasında adalet ülküsünü ve demokrasi kültürünü tesis edecek, bir tahta ve birde taça ihtiyacı vardır.

Millet olarak ahvali halimiz budur. Birbirlerimize karşı, eleştiri ve muhalefet etme hakkımızı ve görevimizi yerine getirirken, ifrat ve tefrit noktasında musavi olmayı bir türlü başaramıyoruz. Çoğu kardeşlerimiz yukarıda bahs konusu ettiğimiz bu hakikati unutuyor, ideolojik ve duygusal tepkiler veriyor; plüralist takılıyor, normatif takılıyor, parlamenterist takılıyor. Şimdi bu kardeşlerimiz, siyaset felsefesinde Liberalizmin, Plüralizmin, normativizim ve parlamenterizmin neye tekabül ettiği konusunu analatik yöntemle izah etmeleri gerekmiyor mu?

Bana göre, liberalizm cumhuriyetçi devlet modelini veya klasik devlet modelinin total gücünü moleküllere ayırmayı hedefler. Plüralist teori ise, birey ve devlet arasında \"toplum Sözleşmesi\"ni referans alır. \"Toplum sözleşmesi\"kavramı tarafların birbirlerinin varlığını karşılıklı olarak kabul etme esasına dayalıdır. Parlamentarizim ve personalizim etimolojik ve teolojik olarak olarak Tanrı\'nın yeryüzündeki temsiliyeti demektir.

Bu anlamda Kürdistan meselesi, işgalçi devletleri demokratikleştirerek özgürleşme meselesi olmamalıdır. Kürdistan meselesi, Carl Schmitt\'in kavramsallaşması olan, “Dost Ve Düşman”, “Kara Ve Deniz”, \"Ben\" Ve “Öteki\" sinden başkası değildir.

Son olarak, millet olarak rûh u canımızla, en büyük şehirlerimizden en küçük kasabalarımıza, en küçük kasabalarımızdan en ucra köylerimize Kürdistan bayrağını dalgalandırmak ve en münbit ovalarımızı en bereketli yaylalarımızı, en şırıl gürleyen derelerimizi en feyizli nehirlerimizi ,cennete ve gülistana çevirmemiz mümkündür.

[email protected] twitter.com/KADIRAMAC

Kaynakça:

1-Yazar: Niyazi Berkes, Eserin Adı: Batıçılık, Ulusçuluk ve Toplumsal Devrimler, Yayın: Yön Yayınları.

2- Yazar: Azmi Özcan, Eser: Pan-İslamizm, Osmanlı Devleti, Hindistan Müslümanları ve İngiltere, Yayın: TDV Arş.Merkezi, İstanbul 1992, Sayfa:52

3-Yazar: Bünyamin Bezci, Eserin Adı:Carl Schmitt’in Politik Felsefesi, Satfa:62,Yayın: Paradigma Yayıncılık

4-Age, Sayfa: 70-71

5-Age,Sayfa:72

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
8866 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:20:44:34

Yazarın Önceki Yazıları

Kürtler Filistinli değildi, Türk devletide İsrail Değil! Musul Operasyonu ve 'Çılgın Türkler' Kürd’ü, Kur'an’la Sömürmek! Öjenist Felsefe Ve Irkların Genetik Anatomisi Fırat’ın Doğusu da, Batısı da Kürdistan! Askeri Darbe ve Kürtlerin Tavrı Kahr Olsun! ‘Fe veylun lil musallîne’ Ehli Homa Şima Qehr Bikero! İşgalci Devlet ve Müşrik İslamcılar! Siyasal Ontoloji Meclîsa Tırkon ù HDP Dost û Neyare Kordon Komo? 1 Mayıs Hoş Geldin! Kürdistan Aydınlar İnsiyatifi 'Mayflower Sözleşmesi' Ve Kürdistan Meselesi 'Biz İslam kardeşiyiz' Öyle mi? Muhammed’i öldürdüler, İslam’ı Zehirlediler! Psikolojik Kürtler! Kürdistan Haktır Ve Nurunu Tamamlayacak! Amed’in Dört Minaresini ve Onun Elçisini vurdular! Kürtlerin İslam’la Eşekleştirilmesi! Terör ve Kürdistan Ahmet Taşgetiren’e Cevap! Kürt Hizbullah’ın Siyasal Anatomisi-1 Kürt Hizbullah’ın Siyasal Anatomisi-2 'Kara ve Deniz' Diyalektiği Ve Müslüman Halklar Meselesi Kürdistan Meselesine Sosyal Bilimler Metodolojisiyle Bakmak Kürt Milletinin Tipolojik Anatomisi Kürtler Kendi Topraklarının Hükümdarı Olmak İstiyor! Kürdistani Mücadelede, Vatan ve Millet Sevgisi Siyasal Egemenlik Savaşla Başlar, Barış Müzakeresiyle Paylaşılır! Milletlerin Siyasal Egemenlik ve Kardeşlik Hukuku Aynı Şey mi? Sevgili Kürdistanlı genç kardeşlerim! Modern Ulus Devlet Temelinde Kürdistan’ın Siyasal Egemenlik Hakkı Milletlerin Ontolojik Sosyolojileri ve Kürdistan Milleti Kürdistan Bağlamında Millet-Milliyet ve Milliyetçilik Meselesi Kerkük’ün zaferi, Kürdistan’ın zaferidir! Yeryüzünde ancak köleler devletsiz yaşar Medine Vesikası ve Kürdistan Meselesi
x