Çünku, Mihtra, Zerdüşt, Zerevan, Mazda, Mani, inancı ile Müslümanlığı "benzer" göstermek, hatta onun içinde ele almak, tarihi bilmemek, farkındalığı algılamamak olur..
Neden mi?
Sadece bir kaç farkı göstermek, dogru bir algı edinmek ve sorgulamaya başlamak için yararlı olur sanırım.
1- Rêya Heqîyê inancı, yayılmacı değildir. Islamiyet yayılmacıdir.
2- Rüya Heqîyê inancı kimseyi kendi inancına çağırmaz, kendini yaşar ve doğrusunu söyler. Islamiyet ise, zor yoluyla ya da inandırarak başka dinden insanları "yola getirmek" için savaşır.
3- Rêya Heqîyê inancı, başkasının malına, varlığına el uzatmaz, nefsine yenilip, eline sahip olmazsa "düşkün" addedilir. Islamiyette; "Müslüman olmayanın malına el koymak, ganimettir. Günah sayılmaz!" hatta zaruri görür!
4- Rêya Heqîyê inancı, kendisinden bir kişinin, birden fazla kişi ile evliliğini reddeder. Beline sahip olur. Birden fazla insan ile evleneni "düşkün" olarak addeder. Yapanı, toplumda teşhir eder, diştalar, sofrasına, cemaatine kabul etmez. Yüz kızartıcı bir suç işlemiş gibi cezalandırır. Tüm İslâm sahbeleri, Ehli Beytler dedikleri peygamber soyundan ileri gelenleri başta olmak üzere, meşhur islam savunucuları, birden fazla evlilik yapmıştır. Örnek; Muhammed, Ömer, Ali, Osman vs.
5- Rêya Heqîyê inancı, doğayı ve üzerinde yaşadığı coğrafyayı kutsar, başkasının yaşadığı yerlerde de gözü yoktur, paylaşimcidir, hak gaspi ve hak ihlali yoktur. Rêya Heqîyê inançlilar, güneşi en çok gören alanları ziyaret sayıp taparlar. Rêya Heqîyê inançlılarınin yaşadığı Dersim bölgesi kutsal bilinir. Düzgün Bava, Silbus, Zêl, Mercan Munzur, Mazgêr, Sava, Pilvang, Pêrtak, Seyqasim, Şeytan, Korboğ, Karêr, Eser, Qertalix, Şerfedin, Koyê Sipî, Koyê Çolig, Sıncar, Hewreman dağ, taş, dere ve suları kutsaldır! Islamiyet için böyle kuttsallıklar yoktur. Yaşadığı yerlere mülk olarak bakar.
6- Rêya Heqîyê inancında, kişiye değer vardır, ancak kişiye tapınmak yoktur. Hatası görülen, hata yapan herkes eleştirilir. Islamiyette, peygamber, halife, imam, din mensubu eleştirilemez, bilakis hataları ya meşru ya da inkar edilmek üzere, fermaanlar, sunnetler, ayetler ile gerekçeler uydurulur. Kişiler, dini liderler, temsilciler Allahin yerine konularak teslim olunur. Zira Islamiyet, kavram olarak da teslimiyet ile özdeş olarak algılanır. Allaha, peygambere, halifeye, imama ve onların temsilcilerine teslim olmadan cennete gitmek, günahlardan arınmak güçtür...
7- Rêya Heqîyê inancında, insan kutsaldır, diğer canlılara eza, işkence vs. etmek suçtur. Islamiyette hizmet etmek, alan kapmak, insan kazanmak için her tür şiddet, savaş ve ganimet kapmak, insan değilse hayvanları kurban etmek kural ve vacip görülmüştür.
8- Rêya Heqîyê inancında, insan doğanın bir parçasıdır, ilah değildir ve doğaya bağlıdır. Iktidara bağlı olmadığı gibi, dini de iktidarın bir aracı yapmaz. Iktidara bağlılık yoktur. Inanca uygun etik davranışlar esastır. Utanma, ayıp, düşkün olma korkusu vardır. Korku üzerine inancı inşaa etmez. Islamiyet'te inanç, Allah korkusu ile başlar.
9- Reya Heqîyê inancında, yakarış doğaya olur. Bu nedenle, eller en büyük ritüel olan sıcaklık ve aydınlık veren güneşe açılarak dualar edilir, muratlar istenir. Yağışin besi-bereketi ile su ve onun yarattığı tabiiataki yeşilliği kutsar. Tabiata ferahlık veren rüzgarı kutsar. Toprak ürün verdiği için minettarlik duyarak kutsar. Insan gücü büyük kudrettir, o güç ve emek olmadan üretmek mümkün olmadığı için kutsaldır.
10- Xızır, güç ve kuvet veren, rüzgarın, suyun, aydınlığın ve yağışın içindeki güçtür, zor günde imdata yetişen olarak inanılır. Xizir, hak ve haklının hakemi olarak, tabiatı dengeleyendir. Sevginin sırrıdır. Haksız üzerindeki gözetleyici ve cezalandırıcıdır, caydırıcıdır. Iyi olan insan, Xizirdan korkmaz, kötü olan Xizir ile problemli olur. Insanlar kendi işlerini kendileri ayarlamayı bilmeli, Xizir'ı gereksiz çağırıp, meşgul etmemeli diye inanılır. Böyle bir ritüel, islamiyette yoktur.
11- Doğadan alınan şey, bir şahısa ve hatta sadece en çok emek verip üreten insana da ait değildir. Çevrede yaşayan, aç, çocuk, yakın ve her ihtiyaç duyanın hakkı vardır.
Islamiyeyte böyle bir algı, kural ve kaide yoktur.
Ancak, milattan önce 2000 yıllarında ilk tek tanrılı din olarak varolagelen Mihtra inancı'nîn rituellerini taşıyan; Rêya Heqîyê, Yaresanlik/Kakailik, Enel Hak, Ezdilik gibi inançlardaki etkilerini, kendinden sonraki Yahudilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlık gibi diğer dinlerde görmek mümkündür. Ancak, kendilerinin, Mihttra inancını yok sayarak, tarihi kendinden başlatmaları yalandır.
Zira, zamanla inançları, siyasetin bir malzemesi ve iktidar inşasında bir harç olarak kullanmak adetleştikçe, mitoloji tarihini de siyasal tarihin bir parçası haline soktukları görülür. Çünkü, din artık siyasetin bir ünitesi olarak işlenmiştir.
Ben burada, sadece belli başlı bir kaç farkı belirtim. Bunu daha da çok sayıda maddelerle farklılık olarak sıralamak mümkündür.
Benim buradaki amacım, inançları çekiştirmek ve birinin propagandasını etmek değildir. Bilakis, geçmiş pek çok inançta doğru şeyler bulmak mümkün olduğu gibi, genel olarak bilimsel çalışmalarda, tutucu, tabuucu, geri ve ilkel duruşları ağırlıktadır. Mitoloji bilimini doğru algılamak, dinin siyasetin nuvesi haline getirildikçe daha çok kendi rayından çıkarılarak, kirletildiğini, şiddetin aracı haline sokulduğunu görmek açısından önemlidir.
Onun için;
Rêya Heqîyê inanclilar kendilerini, Müslüman bilir, ancak Müslüman değil.
Rêya Heqîyê inanclilar kendilerini, Kızılbaş bilir, ancak Kızılbaş değil.
Rêya Heqîyê inanclilar kendilerini, Alevi bilir, ancak Alevi değil.
Çünkü,
Rüya Heqîyê inancı, 4000 yıllık bir tarihi geçmişe sahiptir. Muslumanlik, 1400 yıllık bir tarihe sahiptir. Kızılbaslik, 500 yıllık bir tarihe sahiptir. Alevilik ise, 140 yıllık bir tarihe sahiptir.
4000 yıllık tarihi geçmişi ve köklü ve temel özgün rituelleri olan Rêya Heqîyê inancını getirip, kendine özgü rituellerden yoksun ve bir asimilasyon modunda sürdürülen Alevilik söylemi üzerinden asimilasyona tabii tutmak zuldur, bilgisizliktir ve cehalettir.
Bu hussusta, şu kaynaklar önemli bilgiler içerir.
1- Alevilik ve Tarihi, Selahattin Ali Arık, Dara Yayınları
2- Rêya /Raa Heqîyê, Selahattin Ali Arık, IBV yayınları
3- Kürtlerin Tarihi, Bahoz Şavata, Cilt,I., II, IBV Yayınları,
4- Munzur Çem, Gezi notları
5- Murad Ciwan, Çaldıran Savaşı’nda, Osmanlılar, Safeviler ve Kürtler İlk Kürt-Osmanlı İttifakı (1514)
6- Şîî Islam Tarihi, Farhad Daftary, Alfa Yayınları,
7- Ismaililer, Farhad Daftary, Alfa Yayınları,
6- İsmail Beşikçi'nîn kitap ve makalelerine başvurulabilinir.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.