HDP, savunduğu yanlış ve şaşı tarih anlayışıyla yüzleşmelidir.

HDP, her 23 Nisan’da ritüel hale getirdiği 1920 tarih yaklaşımından vazgeçmelidir. 1920 Birinci Meclis’te hiçbir Ermeni, Rum ve Süryani temsili yoktur. Kürtlerden ise yalnızca Mustafa Kemal yönetimine destek verenler çağırılmıştır. Kürt meselesinin olası çözümünde 1920 meclisi ne bir model olarak savunula bilinir, ne de T.C siyasi sınırları içinde ulusal ve demokratik sorunların çözümünde bir emsal olarak sunula bilinir. HDP, savunduğu yanlış ve şaşı tarih anlayışıyla yüzleşmelidir.

Çetin Çeko

24.04.2023, Pts | 06:43

HDP, savunduğu yanlış ve şaşı tarih anlayışıyla yüzleşmelidir.
Makaleyi Paylaş

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, her “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” için özel gündemle toplandığında, Halkların Demokratik Partisi (HDP) sözcüleri; 1920 meclisinin gerçek halk egemenliğine dayandığını ifade ederler. Ulusal kimlik ve dinlerin tümünün temsil edilmediği, atamayla oluşturulan 1920 meclisi, HDP tarafından emsal meclis olarak savunulur.

HDP, “1921’de oluşturulan Kurucu Meclis’in, öz yönetime sahip il meclislerine geniş yetkiler vererek, tüm yurttaşların farklılıklarıyla beraber bulundukları yerde yönetime katılma imkânını ortaya çıkardığını, 1921 Anayasası’nda çoğulculuk, ademi merkeziyetçilik ve temsilde adalet prensibinin esas alındığını” savunmaktadır. HDP, “çoğulcu ve eşitlikçi anlayışın, 1924 Anayasası’yla tekçi, merkeziyetçi ve otoriter bir yönetim anlayışına geçilmesiyle ortadan kaldırıldığını” belirtmektedir.

HDP’nin her 23 Nisan’da ritüel davranış haline getirdiği bu yanlış ve şaşı Kemalist tarih anlayışı, birçok çevre tarafından eleştirilmektedir. Bu yılda aynısı yaşanıyor.

Birinci Meclis’in Osmanlı’dan miras alınan ve Anadolu’nun tüm halklarının temsil edildiği demokratik bir meclis olduğu tezi yeni değildir. Bir kısım siyasal çevreler Kürtlerin ulusal ve demokratik haklarına tarihsel vurgu yaparlarken, “kurucu unsur, Türk-Kürt kardeşliği, ortak vatan” kavramları etrafında 1920 Birinci Meclis ve 1921 Anayasası’nı referans olarak işaret ederler. HDP’nin bu son referansından önce, ‘Çanakkale ruhu’, ‘1920 Meclisi’nin Türkler ve Kürtler tarafından kurulan ortak bir meclis olduğu’ ve ‘İslam bayrağı’ vurguları, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın daha önceki açıklamalarında ve en son 2013-14 Diyarbakır Newroz’unda dile getirilmişti. Öcalan’ın siyasi tarihe ilişkin ideolojik yaklaşımına başta Ermeniler ve Aleviler olmak üzere PKK dışındaki Türk ve Kürt demokrat çevrelerinin nasıl tepki gösterdikleri hala hafızalardadır.

Birinci Meclis “İslam Kardeşliği”, “İslam’ın ve Halifeliğin kurtarılması” kavramları üzerinden tek ulusa ve mezhebe dayalı Sünni İslam Türk ulus devletinin inşasının taşlarını örmüştür. Bu süreç içinde diğer Müslüman uluslar cebirle veya “gönüllü” olarak Türkleştirilirken, Gayri Müslim halklar ise dinsel, etnik, ekonomik ve siyasi pogrom eylemleriyle linç edilip, ülke dışına zorunlu göçe zorlanmışlardır. HDP’nin belirttiği gibi 1920-24 arasında ortada çok kimlikli, çok dinli ve çok mezhepli ademi merkeziyetçi demokratik bir idare şekli yoktur.

1916-23 arasında Pontus’da 60 bin Rum, Topal Osman çetesi liderliğinde katledildi ve mal varlıklarına el kondu. Yine 1921’de Koçgiri halk hareketi meydana geldi. Koçgiri halk hareketi, Kürtler açısından Wilson prensiplerinin 12. maddesi çerçevesinde Ankara hükümetine karşı, ulusal demokratik özerklik taleplerinin hayata geçmesi için yapıldı. 1921 Anayasası 20 Ocak’ta kabul edildi. Koçgiri halk hareketi ise iki ay sonra 6 Mart’ta başlamış ve resmi olarak Haziran’a kadar devam etmiştir.

O zaman bu halk hareketi, belirtildiği gibi ‘farklılıkları zenginlik olarak gören, temsilde adalet prensibini esas alan’ bir meclise karşı mı yapılmıştır? HDP, Koçgiri halk hareketini ve daha sonra Ankara hükümetinin katliama dönüştürdüğü bastırma harekâtını hangi kategori içerisinde değerlendirmektedir?

1920 Birinci Meclis’te hiçbir Ermeni, Rum ve Süryani temsil edilmediği gibi Kürtlerin de yalnızca Mustafa Kemal yönetimine destek verenleri çağırıldı. Meclisin nasıl ‘demokratik’ bir meclis olduğunu anlamamız açısından, bu vekillerin seçimle değil, atamayla meclise getirildiklerini belirtmek gerekir. Hatta bir kısmı Kürdistan’da ikamet bile etmeyen vekillerdi. HDP bunları bilmiyor olamaz.

Bu bağlamda Birinci Meclis’te Kürtlerin kurucu unsur oldukları tezi de Kürt ulusunun kendi geleceğini belirlemede Müslümanlık, Türk devleti ve ulusu dışında geleceklerinin olmadığı algısını yaratmaya yöneliktir.

HDP, 1920 Meclisi ve 1921 Anayasası’nı pozitif tarihsel siyasal çıkışlar ve örnekler olarak değerlendirmeye devam ederse, kabul ettiği ve kınadığı 1915 Ermeni Soykırımı’nı bu yaklaşımla tekzip etmiş olur. Bu da HDP’yi farkında olarak veya olmayarak Kemalist resmi tarih anlayışının penceresinden düne ve bugüne bakmasına yol açar. Kısaca, Kürt meselesinin olası çözümünde 1920 meclisi ne bir model olarak savunula bilinir, ne de T.C siyasi sınırları içinde ulusal ve demokratik sorunların çözümünde bir emsal olarak sunula bilinir.

Twitter: @cetin_ceko

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

3570 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:11:18:49

Çetin Çeko

Yazarın Önceki Yazıları

ABD’nin İran siyasetinin Ortadoğu ve Kürtlere etkileri ‘Konuş! Sen nerelisin?’ KDP’nin Seçim Boykotu ve Irak Federal Kurumlarından Çekilme Olasılığı ABD’nin Irak’ı Terk Etmesi Durumunda Kürdistan’ın Ödeyeceği Bedel! KDP merkezinin bulunduğu Pirmam'a saldırı ne anlama geliyor? Irak Vilayet Seçimleri; Kürdistanlı güçler birlik olmazsa 'tartışmalı' bölgeler geri alınamaz! Jerusalem Post: ABD, PJAK’ı ‘terör’ listesinden çıkarmalı Peşmerge’nin ordulaşmasında fırsatlar ve engeller Macron'un Korsika’ya 'tam özerklik' vaadi Kürtler için neden önemli? ABD, Peşmerge'ye yardımı keseriz uyarısında bulundu! Kürdistan petrolünün Bağdat’ın kontrolüne geçmesinden Batı sorumludur! Gazeteci ve yazar Abit Gürses Stockholm’de anıldı 14 Mayıs seçimleri Kürt karşıtlığı üzerine kurgulandı! Güney Kürdistan’da seçimler neden zamanında yapılmıyor? Olası yeni iktidarın Kürt sorununa bakışı, Güney ve Rojava Kürdistanı’na yaklaşımı 'Demokrasi' treninin son vagonu Kürtler! HDP ve 'Kürdistan seçim ittifakı' Roboski saldırısı istihbaratını ABD verdi, Türk F16’ları da vurdu! KYB, Erbil’de üst düzey terörle mücadele görevlisini öldürmekle suçlanıyor! Doğu Kürdistan ve İran’dan çıkaracağımız dersler Kürdistan tarihi, fırsatları yakalamanın ardından kaybetmenin tarihi olmamalıdır! Olası Ankara-Şam yakınlaşmasında Rojava Kürtleri kazanımlarını nasıl koruyabilir? İsveç ve Finlandiya’nın olası NATO üyeliğine sadece Kürt penceresinden bakmak yeterli mi? Erdoğan, NATO krizi ile Kürt sorununu uluslararası platforma taşıdı Abit Gürses’in anısına! Güney Kürdistan doğalgaz projesi yeni bir müzakere süreci başlatır mı? Biden, KDP ve KYB’yi uyardı! Güney Kürdistan’da ifade ve basın özgürlüğü ihlalleri Dava adamı Şerafettin Kaya Bağdat, Kürdistan’ın federal statüsünü sorguluyor Çin, Kürt dosyasını açtı! Türkiye-İsrail yakınlaşması Kudüs’ün Kürt siyasetini nasıl etkiler Türkiye'nin ABD ve Rusya’ya Kobani rüşveti Bir sessizlik tarihi: Mele Mustafa Barzani’nin İsrail ziyaretleri Dünya’nın ilk kadın hahamı Kürdistanlı Osnat Barzani Batı, Güney Kürdistan’ın demokrasi notunu düşürdü! Geçmişle yüzleşmek, tartışma kültürü ve üslubu üzerine Kürdistan petrolünü dünyaya pazarlayan Pakistanlı Murtaza Lakhani 'Kürt Hâkim' kurşunla değil, iğneyle katledildi! ABD, Taliban ile olası barışı, Kürt sorununda Türkiye’ye emsal mi gösterecek? T.C Kürtçeyi yasaklamak için bütün devletlerin ikinci resmi dillerini yasakladı! Güney Kürdistan’da yolsuzluk ve kayıt dışı ekonomi! İsrail’in Rojava Kürdistanı siyaseti İbrahim Barış Anlaşması ve Kürdistan'a etkisi Rusya’nın Kürt kartı, kimin lehine kimin aleyhine? Rusya, S-400 alımı karşılığında Afrin'i Türkiye’ye mi verdi? KDP ve PKK düşmanlığı kime ne kazandırır? Rojava Kürtleri; birlikte başarıp tarih yazabilecekler mi? PYD-ENKS Anlaşmazlığında KDP-KYB Barış Süreci TC’nin Kürt ‘Afları’ Xelîl Ağa, İsmail Beşikçi, Fikret Otyam ve Can Yücel Erdoğan, Enver Paşa ve İttihat Terakki’nin ayak izinden gidiyor ABD, İran, Irak üçgeninde Kürtler Irak’ı Bu Kez Kürtler Değil, Araplar Parçalayabilir Erdoğan’ın Kobani planı Rojava Kürtleri, hem aranan hem de terk edilen aktör oldular 'Barış Koridoru' yazılır, işgal okunur Seçimin bir diğer kaybedeni Öcalan oldu! Olası Basra federasyonu ve Kürdistan’a etkisi Yabancı Gözüyle 'Kürdistanilik' Türkiye modeli güvenli bölge: Kuzuyu kurda emanet etmek ABD’nin Suriye siyasetinde Kürtler ve Türkiye Suriye, siyasi süreç ve Kürtlerin temsili Kürt seçmen davranışı ve 24 Haziran Geçmişi Hatırlamak Kurtuluşun Sırrıdır! Türkiye, Afrin’i almak değil, Diyarbakır'ı kaybetmekten korkuyor! Kürdistan için yeni bir nefes: Rusya! Kürdistan’a yaptırımlar bağımsızlık sürecini hızlandırabilir Referandum ve Kerkük travması Kürdistan’a yaptırımlar Erdoğan’ı iktidardan edebilir Bağdat ikinci kez Kürtlerden kaçıyor Güney Kürdistan bağımsızlık referandumu ve sonrası Federalizmi Irak’a Kürtler getirdi Uluslararası toplum ve Kürtler Kürtlerin sistemi etkileme ve kilitleme gücü Güney ve Kuzey’de ‘Kürdistani’ kavramı Güney Kürdistan Bağımsızlık Referandumu ve Olasılıklar AKP ve KDP Kürtlerde ‘Hayır’ ve ‘Boykot’ Güney Kürdistan’ın bağımsızlığında iki örnek Türkiye’nin YPG ile dolaylı ateşkesi Kürtlerin Seçilmişleri Mebus Değil Mahpus Uluslararası toplum, müttefiklerinin Kürt kamburunu taşımak istemiyor Türkiye, Kürtler için yaptığı kafesin mahkûmu Türkiye’de darbe geleneğinin tarihsel kodları Rusya’nın 'Türkiye, IŞİD'i destekliyor' iddiası ne olacak? HDP, 23 Nisan 1920’yi savunacağına hesaplaşmalıdır AKP medyası Gülen Cemaati’nin asılsız bilgilerini Kürt sivil kurumlarına karşı kullanıyor Sri Lanka-Türkiye, Tamil Kaplanları-PKK benzerlikler ve farklılıklar Kürt sorunu ekseninde Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı Demokratik özerklik neden kalıcı çözüm olamaz?
x