Hendeklerin kurulduğu il ve ilçelerde, silahların nerede depolandığı, hangi mahallelere yığınak yapıldığı, hangi örgüt mensuplarının evlerinde silah saklandığı, silahların adedi, markası ve diğer mühimmat türleri istihbarat raporlarında belirtilmiştir.
Bu bir Sri-Lanka modelidir
2014 Eylül ayında Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nın hazırlayıp, Genelkurmay Başkanlığı’na sunduğu ve Genelkurmay Strateji Plan Dairesi, Strateji Şube Müdürlüğü’nün ‘Çöktürme’ planı olarak savaş simülasyonuna denemesini yaptırarak hükûmete sunduğu Gizli ibareli eylem planı model güncellenerek uygulamaya konuldu. Plan, Sri-Lanka modelinin bire bir kopyası.
“Bizim çözümümüzde herkesin anladığı dilde konuşmak. Sri Lanka’da ne olduysa ve ne yapıldıysa, PKK’ye karşı bizde uygulayabiliriz.
\"PKK\'yi bitirmek\" başlıklı bölümde Tamil Kaplanları için biten deniz, PKK içinde, topyekün ve hedef gözetmeyen. Rusya, Çeçenler\'e karşı... ABD, Taliban\'a ve El-Kaide\'ye karşı... Kolombiya askeri güçleri, FARC örgütünün lider kadrosunun neredeyse dörtte üçünü nokta operasyonlarıyla öldürdü. .
2014 yılında, Genelkurmay bünyesinde çalışması yapılan bir savaş simülasyonu güncellenerek uygulamaya konuluyor
Sri- Lanka devlet güçleri 2006 yılında, düşük yoğunluklu savaştan, tüm boyutlu savaşa geçti. Aynen şu anda Kürdistan’da yapılanlar gibi…
Sri-Lanka devleti 2009’a kadar 3 yıl içinde Tamil Kaplanları ve onlara yakın oldukları varsayılan 42 bin kişiyi öldürdü. Devletin aynı şimdi Kürt halkına yaptığı gibi…
Raporun ilk paragrafında “Rusya, Çeçenler\'e karşı... ABD, Taliban\'a ve El-Kaide\'ye karşı... Ama en etkili sonuç Kolombiya\'da alınıyor: FARC örgütünün lider kadrosunun neredeyse dörtte üçü biçildi.” yazıyor.
Mevcut durumun bitmesi durumunda (çözüm sürecinin) yapılan ve alınan tüm istihbaratların sonucu ‘terör’ örgütünün büyük şehirlere ve özellikle de kendine fazlaca destek bulduğu il ve ilçelerde halkı isyana, güvenlik güçleriyle çatışmalara, itaatsizlik hareketlerine kalkışmalarına hazırladığı ve yine bu hazırlıklar için adı geçen bölgelere silah ve bomba yığınağı yaptığı tespitlerimiz dahilindedir’.
Yeniden başlayan çatışmalar özellikle belli alanlarda yoğunlaşacağı öngörümüz dahilindedir. Raporda bu ayaklanmanın eski Kürt isyanlarıyla özdeştirilmemesi gerektiğine dikkat çekilmekte
Merkezi Brüksel\'de bulunan etkin düşünce kuruluşlarından \"Uluslararası Kriz Grubu\" bir süre önce yayınladığı Sri Lanka raporunda şöyle bir uyarıda bulundu: \"Sri Lanka seçeneğinin ‘terörle’ mücadele ettiğini belirten bazı ülkeler için de model olması tehlikesi bulunuyor.”
Özel Polis Kuvvetleri ve özel askeri komandolar eşliğinde, ordu güçleri şehirleri kuşatarak, mahallere ve yerleşkelere operasyonlar düzenleyecek; komuta merkezi il Jandarma Komutanlıkların da olacağı, gereklilik halinde helikopter ve yine gerekirse savaş uçakları İl Jandarma Komutanlığı emirinde olacağı belirtiliyor.
Burada Sri-Lanka devleti ne yapmıştı kısaca ona bakalım.
SİVİLLER HEDEF TAHTASINDA
Haraketin başlamasıyla öncelikle, çok sayıda gazeteci \"beyaz minibüslerle\" kaçırılıp yok edilmiş, hastaneler bombalanmıştı. Beyaz bayrak sallayarak teslim olan binlerce sivil, askerler tarafından kurşuna dizilmişti. Ablukaya alınan örgüt elemanları, büyük silahlarla imha edilmiş, köy ve şehirlerde kaçan sivilleri askerler yakalayarak, canlı hedef tahtası olarak kullanmak suretiyle katletmişlerdi.
Öldürülenlerin sayısı ise iddia edildiği gibi 7 bin değil en az 42 bindi. Ordu güçleri, binlerce kadına tecavüze etmiş, on binlerce sivil ise sakat bırakılmıştı.
BM Raportörü Marzuki Darusman\'ın raporuna göre Sri Lanka Devleti bu savaşta insanlığa karşı suç işlemiş. Raporun gereği yerine getirilirse Rajapaksa insanlık suçu işlemekten yargılanacak.
Şimdi yine Rapora geri dönelim :
‘Ablukaya alınan yerleşkelerde, yaşamsal alanlar tahrip edilerek geri dönüş koşulları ortadan kaldırılacak, kitlesel imhalar, tutuklama ve boşaltmalarla yerleşkeler huzura kavuşturulacaktır.’ Raporun 8 sayfasında ‘yapılacak bastırma operasyonlar da 10 bin illa 15 bin imha, 8 bin civarı yaralı, 5-7 bin arası tutuklama, bombalanmış küçük ve büyük yerleşim alanlarında 150-300 bin civarı insanın yer değiştirmesinin terör örgütünü felç etme, işlevsizleştirmesini sağlaması düşünülmekte’ denilmekte.
‘Yapılacak ablukalar da terör örgütünün ülkenin batısın da girişebileceği kalkışmalara karşıda, değişik tedbirler üzerinde çalışıldığı’ belirtilmekte.
Raporun 2. Sayfasında ise ‘daha önce bölgede görev yapmış üst düzey askeri yetkilerden yararlanma, bu alana kaydırma, hem coğrafyayı tanımaları, hem de bölgenin temel özelliklerini bilmeleri, sivil halkın psikolojisini bilmeleri açısında yararlı olacağı, köy korucularının ve komu görevlisi olarak görevlendirilen, eski örgüt mensuplarından yararlanılması önem arzetmektedir’ denilmekte.
Sri-Lanka’da hükümet Tamillere yönelik operasyon başlanmadan 2 ay önce bölgede görev yapmış ve emekli olmuş bütün üst düzey komutanları danışman olarak göreve çağırırken, bölgede daha önce savaşmış askerleri de gönüllü ve ücretli olarak göreve çağırmıştı.
Genel Kurmay Merkezinde hazırlanan ve hükümetin bazı bakanlarına da bir brifing şeklinde sunulan ‘Çöktürme’ eylem planının tüm uygulanması Genel Kurmaylığa bırakılmıştır.
Raporda : ’Sivil kamu personelinin söz konusu alanlardan çekilmesi, hastanelerin 24 saat kuralına göre olası ve acil güvenlik personelinin ihtiyaçlarına göre düzenlenmesi, bazı kamu binalarının boşaltılarak operasyonel güçlerin konumlanmasına göre, önceden hazırlanması önem arzetmektedir’ denilmektedir.
Yine Sri-Lanka operasyonu öncesine gidersek: Sri-Lanka hükümeti gizli bir genelgeyle bölgede bulunan tüm doktorların operasyon süreci boyunca görevlerinin başında olmaları, izinlerin kaldırıldığı, bazı hastanelerin tam teşekküllü bir hale getirilmesi ve sivillere kapatılması, operasyon bölgelerinde veya yakın alanlardaki tüm eğitim personelinin belirtilen güvenli alanlara çekilmesi, şehir, köy ve kasabaları terk etmek isteyen sivillere her türlü kolaylığın sağlanacağı bazı koşuların yerine getirildiği taktirde notu eşliğinde bir hükümet genelgesi operasyondan 7 ay sonra bazı gazetelerde yayınlanmıştı.(bazı koşullar notu, gerillanın bulundukları yerleri söyleme)
Yine Sri-Lanka ordusu ‘Gömme-Silme’ eylem planı olarak bunu adlandırmıştı.
Şimdi tekrar Rapora dönelim: ‘PKK terör örgütü, bazı ülkelerdeki terör örgütleri gibi lokal bir nitelik taşımamaktadır. Komşu ülkelerin çoğunda ve Avrupa ülkelerinin hemen hepsinde konumlanmış, uluslararası bir terör örgütü niteliğinde ve yine uluslararası bazı güçlerce desteklenen-yönlendirilen bir niteliğe sahip olmaktadır. Bu nedenle benzer örgütlerle eş değerde tutulması doğru bir tespit olmamaktadır. Kendi topraklarımız ve bir komşu ülke topraklarında hava saldırılarının, yanında lojistik ve ekonomik damarlarının kesilmesi, özellikle kendi sınırlarımız içinde kendisine destek verenleri, verdiği destek nedeniyle cezalandırılması birinci derecede önem taşımaktadır.’ Devamla: ‘Yukarıdaki sahalara ateş gücü yüksek birliklerin kaydırılması, yoğun ölçekli operasyonlarla sonuç alınabilmesi için, altyapı çalışmalarının hızla tamamlanması, hava keşiflerinin kırsal alanlarda yoğunlaştırılması.’
HEPSİ TESPİTLİ
‘Hendeklerin kurulduğu il ve ilçelerde, silahların nerede depolandığı, hangi mahallelere yığınak yapıldığı, hangi örgüt mensuplarının evlerinde silah saklandığı, silahların adedi, markası ve diğer mühimmat türleri istihbarat raporlarında belirtilmiştir. Kalaşnikof ve pompalı tüfek ile çeşitli tip ve ebattaki tabancalar terör örgütünün şehirlerde depoladığı silahlar arasında önde geliyor.
Başta el bombası olmak üzere irili ufaklı patlayıcılar raporlarda belirtilmektedir. Özellikle, Hakkari, Şırnak, Ağrı, Diyarbakır, Mardin gibi iller ve Nusaybin, Cizre, Silopi gibi ilçelerde terör örgütü yoğun silahlanmaya gittiği biliniyor’.
İÇ GÜVENLİK HAREKATI
‘Yapılacak ‘Çöktürme’ harekâtı kapsamında, değerlendirilen bu duruma karşı kapsamlı bir strateji geliştirildi. Kandil\'e yönelik hava operasyonları kesintisiz devam ederken, terör örgütünün yurtiçi örgütlenmesine yönelik operasyonlara da hız verilecek. Bu çerçevede kapsamlı bir \"iç güvenlik harekatı\" başlatılacağı sınırlarımız içerisindeki silah ve mühimmat depoları, şehir merkezlerinde saklanan, kırsalda mağaralarda tutulan silahlar tek tek imha edilecek’.
SİLAHLARI BIRAKTIRIN
‘Şehirlere depolanan illegal silahların toplanması konusunda bölgede bazı kanaat önderleriyle de temasa hızla geçilmesi ve siz yapın, yoksa biz nasıl alacağımızı biliyoruz mesajı çok net olarak verilmeli.
Terör örgütü tek taraflı çatışmasızlık ilan etse bile bu adımdan vazgeçilmeyecek. Örgütün kendi uzantısı, malum parti üzerinden \"ateşkes\" çabası içerisinde olduğu, bunun zaman kazanmaya yönelik olduğu bilinmeli.’
Raporda, devamla: ‘Terör örgütünün, kırsal ağırlıklı bir örgüt iken, KCK yapılanmasıyla aynı zamanda kent merkezli bir terör örgütüne dönüşmeye çalıştı, Demokratik Toplum Kongresi, Siyaset Akademileri, Öz Savunma Birlikleri, Kent Meclisleri ve Demokratik Yurtsever Meclisi, bunların yanında Eğitim Destek Evleri, Özgür Yurttaş Dernekleri gibi yapıların elaman kazanmak için oluşturulduğu ve bunların tümü terör örgütü şehir yapılanması içinde belirli işlevi bulunmakta ve bunlara yönelik acil kararların alınması icap etmektedir.
Terör örgütünün malum siyasi partinin sözde ateşkes ve çözüm süreci çağrılarının, yine malum siyasi partinin eş başkanlarının bu yönde barışçıl açıklamalar yapmaya devam etmelerinin uluslararası kamuoyunda yarattığı etki açısından olumlu olacağı terör örgütü tarafından istenilmekte, bu açıklamaların algı yaratma amaçlı olduğu tarafımızca bilinmektedir’.
KÖRELTME
‘Sınır ötesi hava harekatları Kandil ve civarı kampları felç etmesi sağlanarak, emir ve talimatların verilemez hale getirilmesi, telsiz, telefon ve diğer iletişim araçlarının işlevsiz bırakılması, terör örgütünün kendi içinde iletişimini keseceği gibi, sevk ve idarenin de büyük bir sekteye uğratacağı, bununla birlikte uygulamaya konulan ‘Çöktürme’ eylem planıyla yerleşkelerin ablukaya alınması ve yaşam alanlarının yok edilmesi ile terör örgütünün iç yapılanmasını psikolojikmen çökertecek, lojistik desteği kesecektir. İnsansız hava araçlarıyla lider kadroların yerlerinin tespitine özen gösterilmesi ve lider kadrodan bir kaçının X edilmesi önemli bir psikolojik üstünlük sağlatacaktır.” denilmekte.
Sokağa çıkma yasaklarının ilan edilerek operasyonlara girişilmesi, terör örgütünde büyük bir paniğe yol açmıştır. Bu tür operasyonların devam etmesi durumunda çok zor duruma düşeceklerini anlayan sözde lider kadrosu, tecrübeli olup olmaması dikkate alınmadan çok sayıda teröristi sahaya sürme kararı almış ve saldırı talimatı vermişlerdir’.
ABD VE AB’NİN ÇAĞRILARI
Ülke içindekilere ilave olarak gerek ABD, gerekse AB’nin bazı ülke temsilcileri tarafından sıklıkla dile getirilen ateşkes çağrıları aslında, BTÖ uzantısı HDP, tarafından yapılan ateşkes taleplerinin bir yansımasıdır. Atılan bu kararlı adımlar sonucunda BTÖ oldukça zor bir duruma düşmüş ve bu kararlılığın kendi sonlarını getireceğini anlamışlardır. Böyle kritik bir zamanda sözde bir ateşkes, terör örgütünün daha da güçlenmesine ve psikolojik bir üstünlük kazanmasına sebebiyet verebilecek; yakın bir gelecekte kendisini toparlayacak olan terör örgütü çok daha güçlü saldırılarda bulunma imkânına kavuşabilecektir. Sınırlarımız içinde ve ötesinde yürütülen operasyonlara ara verilmeden devam edilmesi Kamu Düzeni ve Güvenliği açısından hayati öneme haizdir.
BASIN YAYIN
Raporda: ‘Örgüt adına halen Belçika’nın Denderleuw kasabasında eski MED-TV binasında, Uydu aracılığı ile Kürtçe ve Türkçe yayın yapan Sterk TV’yi 24 saat Kürtçe-Türkçe haber ve tartışma programı yayını yapan \'Nüçe TV’ ve Sterk TV ve ardından aynı frekanstan Suriye ve İran’a yönelik dönüşümlü yayın yapan \'Newroz TV’ adlı ayrı televizyon kanalı açıldı. Kürtçe yayın yapan \'Newroz TV’ logosuyla yayın yapılırken aynı frekanstan akşam saatlerinde \'Ronahi TV, Suriye’de terör örgütü yanlısı gösteriler ve terör örgütünün Suriye kolu PYD yöneticilerinin açıklamaları geniş yer buluyor. Ortadoğu ülkelerinin yanı sıra Avrupa ülkelerine iki ayrı uydu üzerinden PKK çizgisinde halen; \'Nüçe TV’, \'Sterk TV’, \'Newroz TV’, \'Rohani TV’ adlı kanalların yanı sıra \'Mesopotamia Music Channel’ (MMC TV) kanalı da yayın yapıyor. Ülke içinde onlarca sözde haber ajansı bulunmaktadır. DİHA, Özgür TV ve İMC TV kanalları ve Özgür Gündem gazetesi terör örgütü propagandası yapmakta ve bölgedeki faaliyetlerimiz üzerine haber ve yorum programları yapmaktadırlar. İvedilikle ismi geçen terör örgütü yayınlarının ekarte edilmesi, yasal dayanaklardan yoksun bırakılması acilen gerekmektedirler’.
Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) acilen harekete geçirilmeli. Bölücü örgütün yurt dışında bulunan kanalları geçmişte yapıldığı gibi, yayınlarının engellenmesi yanında izin veren ülkeler nezdinde görüşmelerin yapılması, yayınlarının bozulması, internet sitelerine erişimin engellenmesi gerekmektedir.
ACİL TEDBİRLER
Adı geçen deneyimli personelin bölgede acilen intikal ettirilmemesi.
Zırhlı araçların içindeki personelin kişisel koruyucu teçhizatının tam olarak kuşandırılması, çelik başlıkların giyilmesi ve emniyet kemerlerinin bağlanması, yüksek ve açık alanlara operasyon öncesi işinin ehli personelin konumlandırılması.
Yol ve konvoy emniyeti alınmaksızın araçla intikal yapılmaması.
Bölgede askeri hava vasıtalarından azami şekilde istifade edilmesi (personel- malzeme taşıma, konvoyların havadan emniyeti, 24 saat keşif gözetlemenin yapılması.
EYP ile mücadele için kurumlar arası ve müşterek merkezin kritik personelle kurulması (TSK, Emniyet, MİT, SSM, vd).
Mevcut zırhlı araçlardan EYP’ye karşı uygun nitelikte olmayan araçların (içerideki personelin darbe anında dışarı fırlamasını önleyecek şekilde işlevsel emniyet kemerleri olmayan; personel koltukları darbe emici nitelikte bulunmayan; zırh koruması yetersiz) göreve çıkışlarının yasaklanması ve ivedi şekilde iyileştirmeye tabi tutulması.
Yeterli mali kaynak tahsisi acil tedarik yapılarak yurt dışından yüksek teknolojik ürünlerin satın alınması suretiyle Jammer, zırhlı araç, kişisel koruyucu teçhizat, EYP tespit ve imha sistemleri eksiklerinin tamamlanması.
Bölgeye daha önce görev yapmış bölge coğrafyası ve bölge halkını iyi tanıyan üst rütbeli personelin acilen atanmasının tamamlanması.
Sivil kamu personelin belirlenen bölgelerden çekilmesi, hastane ve sağlık birimlerinin teyakkuzda tutulması ve tecrübeli doktorların her an bulundurulması.
Olabilecek yaralanmalarda hava araçlarının güvenli yerlerde konumlandırılması.
Yerel yöneticilerin (Vali, kaymakam ve üst rütbeli askerlerin) terör örgütünün uzantısı malum parti vekilleriyle ve diğer sivil kuruluşlarla temasının olmamasına askeri nizam gösterilmesi.
Terör örgütünün medyasının alan, bölge, yerleşkeye sokulmamasına özen gösterilmesi.
Adı geçen alan, bölge ve yerleşkelerin etrafında tank ve zırhlı araçların uygun yerlerde konumlandırılması.
Giriş ve çıkışların tümünün kapatılması.
Ambulans, itfaiye araçlarının alanlara uygun görülürse izinli ve askeri personel eşliğinde sokulmasının sağlanması.
Elektrik, gaz ve su şirketlerinin tüm faaliyetlerini operasyon yetkilisi emri dahilinde sürdürmeleri ve verilen emirlere harfiyen uymaları sağlanmalı.
Asfaltlama yapma yeteneğine sahip yerel yönetim birimlerinin kontrol edilmesi veya bu imkân ve kabiliyetin kritik bölgelerde doğrudan il özel idarelerine devredilmesi’.
Sri-Lanka’ya dönecek olursak: Operasyon öncesi tüm bu uygulamalar yapılmış. Özel şirketler olan Telefon, Elektirik ve Gaz şirketi operasyon boyunca tüm faaliyetlerini askıya almışlardı.
‘Çöktürme’ Diz çöktürme demek. Sri-Lanka devleti ise Gömme-Silme toprağa gömmek anlamında kullanıyor.
Devlet aklı hiç bir zaman, Türkiye de devlet aklı olmadı, bu sorunu çözmedikçe istedikleri kadar Kürt öldürseler de, istedikleri kadar Partili, Belediye Başkanını, HDP yöneticisini hapse atsalar da, meseleyi çözemeyeceklerini bilmiyorlar yada bilmek istemiyorlar.
Devlet Sri-Lanka Modeli’yle hem coğrafyayı katlediyor, hem de Kürt halkını katlediyor. Yenip ezeceklerini hayal ediyorlar, oysa yendikçe yenileceklerini bilmiyorlar.
Raporda: ‘Denizi kurutarak, balıkla uğraşmaya gerek yok’ cümlesi kullanılıyor. Ve devamla bir belirleme yapılıyor Raporda :’Terör örgütü tarihinde ilk defa inisiyatifi bu şekilde bize kaptıracak ve bu ciddi bir psikolojik zemin yaratacaktır’. denilmekte.
Tamillerin yaşadığı köylere ve şehirlere, Nusaybin, Şırnak, Lice, Silvan, Bismil, Derik, Diyarbakır gibi önce kuşatıldılar, aynı pratikler sergilendi, harita üzerinde bizden kilometrelerce uzak olan bu memlekete de her şey böyle başlamıştı.
Devamla: ‘Terör örgütü\'nün pusulama faaliyetlerinde güvenlik birimlerinin hedef bölgeye çekilmesinin yanı sıra güvenlik birimlerinin geçiş noktaları ve günlük hareket tarzlarına yönelik olarak eylemlerin şekillendiğinin de görüldüğü aktarılan raporda, \"Ayrıca güvenlik birimlerinin görevleri dışındaki sivil hayatlarında da rutinleri üzerinden takip edilmeye çalışıldığı ve uygun bulunan her durumda hedef alındıkları görülmektedir.\" değerlendirmesinde bulunulmakta.
Raporda \"Söz konusu örgütün son dönem eylemleri incelendiğin de eylemlerin sürdürülebilirliğinde kadro ile silah-mühimmat yeterliliği göze çarpmaktadır. Bu bağlamda birçok bölgede eş zamanlı eylemler gerçekleştirilebilmektedir.\" deniliyor.
Raporda örgüt eylemlerinin, niceliksel artışının yanı sıra niteliksel olarak da daha etkili hale getirilmeye çalışıldığının görüldüğü, eylemlerin belli bir seviyede tutulmak suretiyle düzenli aralıklarla gerçekleştirilmeye çalışıldığı aktarılıyor.
Rapora göre örgüt eylemlerinde roketatar, anti-tank roket ve personel başlığı, uzun namlulu silahlar, ağır makinalı tüfek, AK-47 kalaşnikof, havan topu, doçka, el bombası, el yapımı patlayıcı, TNT, C4 ile TNT ve C4 karışımı A4 tipi plastik patlayıcı türü silahlar kullanıyor.
Kırsal kadro şehirlerarası yollarda eylem yaparken, örgütün gençlik yapılanması Yurtsever Demokratik Gençlik Hareketi (YDGH) tarafından il ve ilçe merkezlerindeki yolların kapatıldığı kaydedilen raporda, şu tespitler aktarılıyor: \"Yol kapatılması, yola hendekler açılması veya sokak eylemleri düzenlemek suretiyle güvenlik birimleri bölgeye çekilmekte ve akabinde güvenlik birimlerine yönelik pusu faaliyetleri gerçekleştirilmektedir. Şırnak, Hakkari, Ağrı gibi şehirlerde ve çevresinde yapılan eylemlerde dikkati çeken hususlardan birisi de söz konusu alanlara giriş ve çıkışların durdurulmaya çalışılmasıdır. Bundan sonraki aşamanın ilçe ve il sırasıyla bölge kontrolü kazanılmasıdır. Bu şekilde yol güzergâhlarında sağlanan kontrol üzerinden belirli alanların sınırlandırılması ve bu bölgelerde idarenin ele geçirilmesi ve girişe yasak alan haline getirilmesinin planlanması yani kurtarılmış bölgeler ilan edilmesi muhtemel görülmektedir.\"
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.