Osmanlı Ocakları, gelecekten umudunu kesen, iş bulma umudunu yitiren, yoksulluk ve çaresizlik içinde çırpınıp duran gençleri, \'kahramanlık hikayeleri\' ile etrafına toplamaya çalışıyor. Bunu ise arkasına iktidarı alarak yapıyor.Osmanlı Ocakları, MHP\'nin 80\'lerdeki Ülkü Ocakları\'nın misyonunu üstleniyor. Burada örgütlenen gençlerin, son olaylarda sokağa çıkanlar olduklarını artık biliyoruz.
“Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyorum. Osmanlı Ocaklarını ona borçluyuz. O olmasaydı, şimdi bizler olmazdık…” (Kadir Canpolat, 6 Nisan 2015,)
Habercilikte ekip olmak çok önemli. Ekip olmasanız çabalar durursunuz tıpkı tekeri çamura batmış komyon gibi. Son dönemde sokaklara yeni yeniçeriler sürülmeye başlandı. Bu yeni savaşçı askerler sivil toplum örgütleri ile HDP’nin binalarına yönelik eylemleri organize eden Osmanlı Ocakları bende de merak konusu oldu. MHP bu eylemlerde Ülkü ocaklarının olmadığına dair nerdeyse yemin bila ederken, MHP İstanbul İl Başkanı Mehmet Bülent Karataş, “Hürriyet’e alçakça ve şerefsizce saldırı olmuştur. Bu saldırıları da AKP’nin kurdurttuğu Osmanlı Ocakları üzerinden yaptıklarını düşünüyoruz\" derken, CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin ise partilerinin Sincan İlçe Başkanlığı\'na saldıran kişilerin, kendilerini \'Osmanlı Ocakları\' üyesi olarak tanıttıklarını söyledi. Arkadaslarla bu yeni yeniçeri yapılanmasını nasıl, neden, niçin ve kim tarafindan kurulduğunu ortak bir merakla araştırmayı kararlaştırıp görev bölümü yaptık.
Her birimiz bu yapılanmanın bir yönünü araştırarak birleştirmeyi kararlaştırdık. Nesillerinin en iyi 5 gazetecisi olarak kolları sıvadık. Araştırdıkça karşımıza inanılmaz bir yapılanma çıktı. Yeni Çatlıların, Ağcaların yaratılmaya çalışıldığı, ölümlerin , Suikastlerin , MIT’in, Emniyetin labirentlerinden geçmek zorunda kaldık. Ve sunacağımız bu araştırma polisiye roman tadında varın siz karar verin……
Peki kim bu Osmanlı Ocakları?
Siz plazada hiç Ocak gördünüz mü ? Memleketin 73 ilinde teşkilat, temsilcilik, il ve ilçe başkanlıkları bulundurmanın bir maddi bedeli olmalı. Kaliteli kuşe kağıda basılı 50 bin baskı yapan pahalı bir dergi. Peki değirmenin suyu nereden? Öyle ya AKP’ den bu işlerden sorumlu Süleyman Soylu ve Ocak Başkanı Canpolat kimseden kuruş yardım almıyoruz, Soylu kimseye bir kuruş vermiyoruz diyor. Canpolat’ın söylediğine göre ocağın yegane geliri yöneticilerin verdiği aidatlar, bağışlar. Bir de son sayısında 50 bin adet basılan Osmanlı Ocakları Dergisi. Oysa yalnızca Genel Merkezin aylık kirası 23 bin dolar civarında……
Oysa Hikaye’nin gerçek bir versiyonu var. Erdogan 2005 yılının başında Partinin ileri gelenlerine kendilerinin de Ülkü Ocakları gibi, Alperen Ocakları gibi bir gençlik örgütlenmesi gerektiğini belirttikten sonra bu konuyla iki kişinin görevlendirilmesini istiyor. Yapılan araştırmalarda böyle bir teşkilatın kuruluşu için yıllar gerektiği gerçeğiyle karşı karşıya kalıyorlar. O zaman işi kestirmeden halletmek gerekiyor. Ülkü Ocakları eski gücünden hayli uzak. Karar BBP’ nin Alperenlerinde kılınıyor. Görev MİT ve Emniyet Istibarata havale ediliyor.
Alperen ocaklarını böldüler
Papa 16. Benedictus’un 30 Kasım 2006 tarihli Türkiye ziyareti öncesi ‘silahlı eylem hazırlıkları yaptıkları iddiasıyla gözaltına alınan altı kişiden biri de şimdi ki Ocak Baskanı Kadir Canpolat. Gözaltına alındığında 26 yaşında olan Kadir Canpolat, ifadesi alındıktan sonra MİT yetkilileri kendisi ile bir anlaşma yapıyorlar ve bu koşulla serbest bırakılıyor. Onunla birlikte gözaltına alınan kişilerden biri de Trabzon Alperen Ocakları eski Başkanı Mustafa Öztürk. Eylem için kendisinden silah istendiğini söyleyen Mustafa Öztürk’e polis Kadir Canpolat’ı da soruyor. Öztürk, Canpolat’ı Alperen Ocakları’ndan tanıdığını söylüyor. Mustafa Öztürk, daha sonra Hrant Dink Cinayeti soruşturmasında karşımıza çıkan ve Eski Trabzon Alperen Ocakları Başkanı Öztürk, Papa 16. Benedictus’a suikast hazırlığı iddiasıyla yakalanan altı kişiden üçünü Ocaktan tanıdığını polise söyluyor. (Papa Soruşturma dosyası 38 sayfa)
Gazeteci Hrant Dink cinayetinin kilit isimlerinden, eski Trabzon Alperen Ocakları Başkanı Mustafa Öztürk’ün Kasım 2006’da Türkiye’yi ziyaret eden Papa 16. Benedictus’a yönelik bir eylem hazırlığıyla ilgili olarak da polis sorgusunda eylem yapamadan yakalanan kişilerden üçünü Halim Albayrak, Kadir Canpolat ve Muhittin Aydın’ı Alperen Ocakları’ndan arkadaşlari olduklarını ve bunların aynı zamanda Emniyet İstibaratla da ilişkileri olduğunu bildiğini, yapılan eylemlerinde istibarat bilgisi dahilinde olduğunu, ancak partilerinin Genel Merkezinin bundan haberdar olmadığını, olması halinde kendilerini Ocaktan atacaklarını belirtiyor.
Dink suikastı soruşturması kapsamında gözaltına alınan Mustafa Öztürk, 23 Mart’ta sevk edildiği İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nce serbest bırakılmıştı. Savcılığın itirazı üzerine hakkında “yakalama emri” çıkarılan Öztürk, 28 Mart’ta Erzurum’da tutuklanarak cezaevine konulmuştu.
Öztürk, Papa sorgusundaki 39 sayfadaki tutanaktaki ifadesinde kendisini arayan bir kişinin silah istediğini şöyle anlattıyor:
“Papa’nın Türkiye’ye gelmesinden önce isminin ‘Zafer’ olduğunu söyleyen bir şahıs beni aradı. ‘Bülent Ergün’ün arkadaşıyım, bana bir silah lazım’ dedi. Ben de ‘Ne için’ dedim, ancak cevap vermedi. Sonrasında bu konu kapandı ve bir daha görüşmedim. Bülent Ergün, Ankara’dan tanıdığım bir arkadaşımdır, Sağlık Müdürlüğünde çalışır. Ankara’da bulunduğum bir sırada Bülent’e bu telefon konuşmasını sordum. O da bana ‘Boş ver başımdan savmak için numaranı verdim. Kusura bakma, inşallah ilgilenmedin’ dedi. Ben de ‘İlgilenmedim’ dedim. Bu konu bu şekilde kapandı.”
Papa’ya yönelik suikasta ilişkin iddialar, Türkiye ziyareti öncesi, 26 Kasım’da İtalyan La Repubblica gazetesinde yer almıştı.
Büyük abi cezaevinde konuşmuş
Öztürk, ocakla ilişkisini kestiği Tuncel’in, BBP Trabzon İl Başkanı Yaşar Cihan’la arasının iyi olması nedeniyle yeniden Ocağa girmesine izin verdiğini ve böylece onu “kontrol altında tutmayı” hedeflediğini de belirtiyor. Suikastla ilgili, ocakta konuşulanları BBP yetkililerine aktardığını belirten Öztürk, teknik takibe takılan bir telefon görüşmesinde geçen, “Muhsin Başkan’a her şeyi anlatacağım” sözü de soruluyor. Öztürk, “Muhsin Başkan bu olanlardan habersizdi, çok sayıda Alperen üyesi istibarata çalışıyor ve hem istibaratla hemde MIT’le anlaşma yapmışlardı. Yeni bir Ocak kuruluyordu ve Alperen Ocaklarını böleceklerdi. Büyük paralar ve büyük vaadlerde bulunuluyordu. Muhsin Başkan bunlardan habersiz olduğunu düşünüyorum. Ama Başkana bir kısmı iletilmiş olabilir sanırım. AKP ve BBP arasında bir gerginlik olduğunu biliyorum cevabını veriyor.
Öztürk’ün ifadesi, Erhan Tuncel’in cezaevinde polise konuştuğunu da ortaya koyuyor. Öztürk’e, 10 Şubat günü Tekirdağ Cezaevi’ndeki görüşmede Tuncel’in dile getirdiği iddiaları soruluyor. Öztürk, Tuncel’in “Yasin Hayal, Hrant Dink’i vurma konusunda, Mustafa Öztürk’ten yardım alacağını söylüyordu. 2006 Mart-Nisan aylarında yanlarında kaldı. Çünkü benim Mustafa’yla aram açıktı. Yasin bunlardan maddi destek alacağını söylüyordu” Papa davasından ve Dink davasındaki tüm sanıklarla Emniyet İstibarat ve MİT Alperen Ocaklarını bölme karşılığında davaları kapatacakları, mevki para ve lüks hayat karşılığı anlaşmalar yapıyorlardı. Ancak bir süre sonra BBP Genel Merkezi durumdan haberdar oluyor. Haberide Gülen Cemaatına yakın Emniyet İstibarat ve MIT’in bir kanadı yapıyor.Yazıcıoğlu’nun AKP yetkileriyle iki kez görüşüp bu durumun kabul edilemez olduğu ve etik olmadığını belirtmesine karşılık AKP’nin net cevaplar vermediği, olayı geçiştirdiği belirtiliyor. Gülen Cemaatide böylesi bir oluşuma sıcak bakmadığı ve bu olaylara karışanların ifade ve resimlerini Yazıcıoğluna vermeleri sonucu ilk çatlağın başladığını belirten Alperen Ocaklarında yöneticilik yapmış eski bir yönetici ‘Yazıcıoğlu’nun bu nedenle öldürüldüğünü düşünüyorum’ diyor.
\'Biz enkaza ulaştığımızda askerin bot izleri vardı.\'
BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu\'yla birlikte 6 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasına ilişkin davada tanıklar ilginç ifadeler verdi. O dönem Adatepe Barajı\'nda güvenlik görevlisi olan tanık Abdullah Göllü ifadesinde kurtarma görevi yapan askerleri yanlış yerde arama yaptıkları konusunda uyardıklarını ancak dikkate alınmadığını söyledi. Göllü daha sonra kendisinin bölgeye gittiğini ve yolda karşılaştığı Döngel Köyü\'nden 16 kişiyle birlikte enkaza ulaştığını görüntü ve fotoğraflar çektiğini ve bütün bu delillere MİT görevlileri tarafından el konulduğunu anlattı.
Tanığı enkazın yanında olduğu yerdeyken M.T. isminde NASA\'da olduğunu söyleyen bir şahıs arayıp yakınlarından başka kişilerin de olduğunu söylemiş. Göllü, tarif edilen yere gittiğinde 3-4 kişinin sığabileceği bir kovukla karşılaştığını ve girişinde asker postalı izi gördüğünü aktardı. Tanık, Beşir Atalay\'ın kendileriyle Ankara\'da görüştüğünü anlattı
Bu olaydan sonra Alperen Ocakları Genel Başkanı Serkan Tüzün, milliyetçi camia içinde görülmemiş bir çıkış yapıyor ve lideri Destici’ye karşı deklarasyon yayınlıyor. Destici, Tüzün’ü görevden aldı. Hızla bir dernek kuran Tüzün, Alperen Ocakları’nı ikiye böldü.
Alperen Ocakları’ndan yetişen Osmanlı Ocakları Başkanı Kadir Canpolat’ın önü de böylece açılmış oldu. Çalkantılar içindeki Alperen Ocakları’nın tabanı böylece Osmanlı Ocakları’na yöneltildi. Maddi sıkıntılarla boğuşan kimi Alperenler plaza katlarındaki Osmanlı Ocakları’nı daha cazip buluyor. Peşi sıra Ülkü Ocaklarından da kaymaların olduğu belirtiliyor.
Kendi anlatımına göre Osmanlı Ocakları Başkanı Canpolat bir paşa torunu. Şu satırlar ocağın dergisinden: “Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat; Osmanlı Paşalarının sürgün edilmesiyle başlayan, Konya’ya buradan da Rize’ye sürgün edilmiş olan Paşa Ali’nin evlatlarından Molla Mevlüt’ün öz torunudur.” Ama bu Paşa Ali kimdir? Necidir? Bu işle görevli arkadaşıma soruyorum yokmu böyle biri diyorum, vallaha bulamadım sanırım Rahmetli Aziz Nesin’in Tek Yol kitabında hikaye konusu olan düzenbaz Paşaza de olabilir diyor.
Kadir Canpolat’ın Erdoğan’lı fotoğraflarının ardından Ocak kısa sürede tüm Türkiye’de örgütlendi. Osmanlı Ocakları bu haliyle bazı çevreler tarafından Ülkü Ocakları ve Alperen Ocakları’nın AKP versiyonu.
Osmanlı Ocakları İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Furkan Gök, Suruç’ta 32 sosyalist gencin öldürüldüğü katliamı gerçekleştiren IŞİD’li için twitter’daki kişisel hesabından “canlı bomba ya rahmet ve yakınlarına sabır diliyorum…” mesajını paylaşmıştı.
Osmanlıspor\'un önlenemez yükselişi
Ankaragücü’nün Devletle tanışması 12 Eylül dönemine dayanan Başkent’in sarı-lacivertlileri. Kenan Evren’in emriyle bir gecede 1. Lig’e çıkartılan takımın düşürülmesi de yıllar sonra devlet eliyle bir gecede oldu.
Ankaragücü ve Gençlerbirliği ikilisi Ankara’yı temsil ediyorlardı ki aniden Ankaraspor kendini bir para deryasında buldu. Büyükşehir Belediyesi’nin desteklediği Ankaraspor büyük transferlerle Süper Lig’e kadar yükseldi. Tek eksikleri ateşli bir taraftar grubuydu… Böylece gözünü Ankaragücü’nün ateşli taraftarına dikti. Özellikle de ‘gecekondu’ denilen taraftar grubuna…
Nitekim’ Ankaragücü’nün başına türlü badireler geldi. Gelir kaynakları bir bir elinden alındı, maddi sıkıntılar nedeniyle transfer paraları ödenemedi… UEFA takıma transfer yasağı koydu… Sonuçta takım Süper Lig’den düştü… Kulüp adeta parçalandı.. Parçalardan “taraftar” kısmının Ankaraspor’a geçeceği hesaplandı. Büyükşehir Belediyesi’nin desteğini alan Ankaraspor’un maddi imkanları daha iyiydi.
Ancak, belediyenin kaynak göstermeden aktardığı para nedeniyle Ankaraspor federasyon kararıyla ligden düşürüldü. Birkaç sezon alt liglerde idare eden Ankaraspor, Erdogan’ın kararıyla yeni Osmanlıcılık konseptine uygun olarak adını aniden Osmanlıspor olarak değiştirdi. Adı ‘Osmanlı’ olan benzerleri gibi Osmanlıspor da turbo hızıyla yükselişe geçti.
Bu sezon Süper Lig’in iddialı takımlarından biri haline gelen Osmanlıspor, otopark, hafriyat gibi pek çok ‘belediyesel’ gelirle güçlü bir mali yapıya kavuşturulmuş durumda. Ancak tıpkı Osmanlı Ocakları’nda olduğu gibi doğal taraftar kitlesine kavuşabilmiş değil. Taraftarların çoğu belediye işçisi ya da memuru. Gözü ise hala Ankaragücü’nün taraftarında.
Osmanlı Ocakları Karargahı
Osmanlı Ocakları Genel Merkezi; Ankara’da Havuz medyası karargahının hemen yanı başında gösterişli bir bina olan 15 katlı Ata Plaza’da.
Sitelerinde ve Dergilerinde Erdoğan sevgisi ocaktan adeta fışkırıyor.
Teşkilat başkanı Emine Dağ. AKP’de aktif görev yapan milletvekili aday adayı olmuş bir isim. Ocak Başkan’ın da teyzesi. Diğer bir görevi ise Elmadağ Belediyesi’nde AKP meclis üyesi. AKP tarafindan Ocağa atanmış. İl Başkanlıkları AKP milletvekilleri referansıyla Merkeze geliyorlar ve mazbatalarını buradan alıyorlar şimdilik 73. İl Başkanlığı var.
Osmanlı Ocakları dergisini inceliyoruz. Derginin malzemesi gayet kaliteli. Selefon kaplı kappak, sayfalar kalın kuşe kağıtan, derginin malzemesi iyi ama içeriğinin her halinden acemice yapıldığını söylemek mümkün. Basıldığı matbaaya bakıyoruz ve matbaa’yı bulmak için çabalıyoruz ama bulamıyoruz mereti. Anlıyoruz ki böyle bir matbaa bile yok. Devletin bir matbaasın da veya Havuz medyası matbaasın da basıldığı için isim ve adres yanlış yazılmış.
– Nokta Dergisindeki arkadaş soruyor. Plaza ve ocak! Ocak kültürüne, ruhuna ters değil mi bu? Plazada ocak mı olurmuş?
Plaza derken sadece bir daire burası. Ülkü Ocakları Genel Merkezi buradan daha lüks bir plazada. Onların ocak merkezleri devasa! Başka ocaklara sahip çıkan partiler var. Bizim ocağımıza sadece yönetimdeki arkadaşlar sahip çıkıyor. Mütevazi bir ocağız biz…
– Vesayet yok diyorsunuz ama ocak merkezi sanki Erdoğanseverler Derneği ya da AKP il başkanlığı gibi. Bu bir çelişki değil mi?
Bakın siz bir Horozcular derneği başkanı olsanız… Horozları seven, horozlara önem veren birisi gelse… Siz onu başınızın üstüne koymaz mısınız?
İşte Canpolat mutlak ‘Erdoğanizm’i böyle açıklıyor. Ona göre Erdoğan en büyük ‘horozsever’. Erdoğan, altı asırlık Osmanlı medeniyetinin topluma hizmet ve siyasi hoşgörü anlayışının bir temsilcisi. Hemen ardından ekliyor: “Zaten şimdiye kadar Erdoğan’dan başka hiç kimseden hoşgörü görmedik.”Cumhurbaşkanlğı merdivenlerine dizilen ne idüğü belli olmayan 16 tuhaf adam da bu Osmanlı sevdasının hayat bulmuş şekli olmalı.
Çıkarılan dergi piyasada satılmıyor. Zaten satmak için çıkarmadıklarını kendileri söylüyorlar varın siz düşünün.
Osmanlı Ocakları elemanları arasında en ünlüleri ‘kefenli sevdalılar’ şüphesiz. Hani Erdoğan’ı, bir seçim zaferi sonrası İstanbul’da perdeden, çarşaftan bozma kefenlerle karşılayan grup. Şu söz bizzat Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat’a ait: “Biz kefen giymiş liderin kefen giymiş askerleriyiz’ Bu grup sosyal medyada “madem bu kadar kefen giymeye meraklısınız hadi buyurun Hakkari’ye Şırnak’a” paylaşımlarıyla gündemde.
Aslında, ‘kefen giymek’ Osmanlı Ocakları üyesi olmanın da bir şartı. Bunu biz söylemiyoruz. Derneğin internet sitesinde yer alan 18 Ocak 2015 tarihli bir duyuruda; “Osmanlı Ocaklarında görev alacak olan kişilerde aranan başlıca özellikler” başlığı altında aynen şöyle bir madde bulunuyor: “Kefenli liderin kefenli askeri olmak.”
Osmanlı Sevdasının ardındaki gerçekler...
Erdoğan, son yıllarda, siyasi mesajlar vermesinin yanı sıra, geleceğe ilişkin ideolojik tasarımını da ortaya koyuyor. ÖzellikleBayburt ve Rize gezisinde, Erdoğan\'ın önümüzdeki süreçte hangi ideolojik politik hattı hakim kılmaya çalışacağı da açık bir şekilde görülmekte. Erdoğan, Rize ve Bayburt\'ta \"Osmanlı\'\'ya kimi zaman açık, kimi zaman ise örtülü göndermeler yaptı.
Erdoğan\'ın şimdilik \'\'satır araları\'\'nda gönderme yaptığı Osmanlı referansları, önümüzdeki dönemde karşımıza daha çok çıkacak. Osmanlı Ocakları adlı oluşum etrafında toplandığı ve bu oluşumun Ülkü Ocakları benzeri bir örgütlenmeye sahip olduğunu biliyoruz. Osmanlı Ocakları\'nın bizzat Erdoğan\'ın isteği üzerine kurulduğu ve harekete geçirildiği gerçeğini de artık çok açık biliyoruz.
Adlarını daha çok duyacağız
Osmanlı Ocakları, gelecekten umudunu kesen, iş bulma umudunu yitiren, yoksulluk ve çaresizlik içinde çırpınıp duran gençleri, \'\'kahramanlık hikayeleri\'\'ile etrafına toplamaya çalışıyor. Bunu ise arkasına iktidarı alarak yapıyor.Osmanlı Ocakları, MHP\'nin 80\'lerdeki Ülkü Ocakları\'nın misyonunu üstleniyor. Burada örgütlenen gençlerin, son olaylarda sokağa çıkanlar olduklarını artık biliyoruz.
Kefen giyen gençler
Kamuoyunun önüne sık sık \'\'kefene bürünerek\'\' çıkan gençlerin bir çoğu, Osmanlı Ocakları\'nda örgütleniyor. Örgüt, \"Büyük Osmanlı ideali\'\' ile gençleri çevresine toplamaya, Erdoğan\'ı ise Osmanlı\'nın yeni lideri olarak kabul ettirmeye çalışıyor. Erdoğan\'ın Gezi direnişi sırasında \"Yüzde elliyi evde zor tutuyorum\'\' diyerek işaret ettiği gençler iste bu kefen giyen ve giymeye hazır olan ‘bıçkınlar’ dır.
Ülkü Ocakları ve Alperen Ocakları’nı hatırlatan bu yeni oluşum, çok hızlı biçimde örgütlenerek Türkiye’nin tüm illerine yayıldı. Takım elbiseli, bıçkın delikanlılardan oluşan Osmanlı Ocakları’nın her bir şubesi görenler de Kurtlar Vadisi seti duygusu uyandırıyor. Başkanıda Polat Alemdarı…….
Osmanlı Ocakları’nın remi internet sitesi “Recep Tayip Erdoğan namusumuzdur!” sloganı ile yapının genetiği hakkında bilgi veriyor. Durumu Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat’ın sözleri pekiştiriyor: “Recep Tayyip Erdoğan’ın askerleriyiz!”
Gerek internet sitesinde, gerek ise Osmanlı Ocakları dergisinde boy boy yayınlanan her Erdoğan fotoğrafı Başkan Canpolat’ın yelkenlerine rüzgar taşımaya devam ediyor. Hal böyle olunca “Osmanlı bahane, Erdoğan şahane!” iddiaları ayyuka çıkıyor. Bu tezi destekleyen en ciddi donelerden biri de Osmanlı Ocakları Andı’nın -bizatihi- kendisi…
Neredeyse her mısrasında imla hatası olan Osmanlı Ocakları Andı, bağrından Divan edebiyatının da cılkınıda çıkarmış.
Osmanlı’da ‘ocak’ denilince akla yeniçeri ocağı, yeniçeri ocağı denilince de ‘kazan kaldırmak’ gelir. Gün gelir de kazan kaldırırlar mi bilinmez ama bunca lüks içinde de kazan kaldırmak nankörlük olur değil mi?
– Osmanlı Ocakları tüzüğü, uyulması gereken genel temel kurallar, madde bir: Harama bakmamak ve haram yememek!
Bu satırlar sanırım 17-25 Aralık öncesi yazılmış, aksine sonrası yazılmış olsaydı başta Erdoğan Kazan kaldırırdı.
Osmanlı Ocakları katılım şartları
Bulunduğu ülkenin vatandaşı olmak. Devletine ve toplumuna karşı yüz kızartıcı suç işlememiş olmak. Bağlı olduğu dinin gereklerini yerine getirmek. Osmanlıca bilmek ya da Osmanlıca dersi alıyor olmak. Kavga ve şiddete asla başvurmamak. Daha önce Osmanlı Ocakları’ndan ihraç edilmemiş olmak. Ekonomik ve zaman serbestisi olmak. Paralel yapı ve benzeri herhangi bir bölücü örgüte üye olmamış olmak. Kefenli liderin kefenli askeri olmak.İnternet sitelerine girin kimler ziyater etmiş kimler.TBMM Başkanı İsmet Yılmaz Yargıtay 1. Başkanı İsmail Rüştü Cirit’i makamında ziyaret ederken, Sayıştay Başkanı Recai Akyel Ocağı ziyarete gelmiş!
TRT Genel Müdürü Şenol Göka, YÖK Başkanı Prof. Yekda Saraç, Halk Bankası Genel Müdürü Ali Fuat Taşkesenlioğlu ziyaret ettiklerindendir
Trabzon Osmanlı Ocağı binasının açılışını Binali Yıldırım yapmıştır.
Osmanlı Ocakları Başkanı Canpolat’ın Ankara’da girmediği yer yok Saray’ın müdavimlerinden.
Sitelerinin sloganı
“Recep Tayyip Erdoğan namusumuzdur!”
Pasazade torunu olduğunu varsın söylesin gerçegi şu :Erzurum Horasan Çayırdüzü Köyü’nde yoksul bir ailenin çocuğu olarak 1980’de doğan Kadir Canpolat; şu anda nerdeyse yeniçeri komutanı düzeyinde bir zat.
Duyar gibiyim nerde bu değirmenin suyu diyorsunuz ? Erdoğan Başbakan iken örtülü ödeneğin bir bölümü bu işe ayrılmış. Bununla da kalmamış bu Ocak. 270 kişiyi DAİŞ kamplarında Bomba, silah atışları ve benzeri eğitimleri 7 ay boyunca almışlar. Aynı şekilde Cumhurbaşkanı gizli ödeneğinde bir pay bu ocaklara aktarılmaktadır. Asıl yönetenler ise Hakan Fidan ekibidir. Bundan böyle bu Ocakları daha sık HDP ve demokrat sivil kurumların binalarını ateşe verirken veya bir kürdü boğazlarken bıçkın delikanlılar yüzü gözü kan içindeki kürdün görüntüsünün önünde poz verirlerken çok göreceğiz…..
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.