PKK\'da FARC\'ta iki büyük gerillah gücü. FARC kolombiyada demokratik bir system toprak reformu ve adaletli bir devlet sistemi olmasi için kuruldu ve 50 yıldır da aynı yolda yürüyor. Biz ise sömürge olan ülkemizi özgürleştirmek için yola çıktık. Bizde köprülerin altında çok sular geçmesine karşın, FARC\'ta bir değişim olmamış. Bunda elbetteki coğrafyanın da etkisinin olduğunu unutmamak gerekiyor.
Durum böyle olunca da, Allah neden bütün peygamberlerini ve mucizelerini yaşadigimiz bölgeye göndermiş olmasıda daha iyi anlaşılıyor.
Yaşadığımız bölge Allah’ın kelamına, elçilerine ve mucizelerine en fazla muhtaç olduğu da bu gün daha iyi anlaşılmaktadır.
FARC\'ın Venezüella\'da Ernesto, Berta ve Bolivariano kampları olmasına rağmen oturup konuşarak halletmeye çalışıyorlar. Biz Kürtler kendi aramız da bile kendi sorunlarını çözmekte çok zorlanıyoruz.
Bizde Peygamberler dönemi kapansa da mucizeler hep devam ediyor.
Türkiye, Kürt sorununun en büyük ve en kanlı kırılma noktalarından birinden son anda bir mucizeyle geri döndü. Oslo\'da zorlanan AKP, rahattı varken zora niye koşalım digerek adaya yöneldiler. Mucizeyi Sayın Öcalan gerçekleştirdi.
FARC\'ta böyle mucizeler olmuyor heyet şeklinde ve şahit devletler eşliğinde bunu yapıyorlar ve mucizelere inanmıyorlar.
Kabul edelim ki biz Kürtler pek iyi siyaset yapamamışız ve hep yanlış yerlerde durmuşuzdur.
Belki birbirimizden farklı açıklamalar yapmamız nedeni de budur, belki de siyaseti yalnızca açıklama yapma olarak görmemizden kaynaklanıyor .
FARC, Kolombiya hükümetiyle görşmelere başladı. Bizde ise hala ne olduğunu bilmediğimiz bir görüşme içinde olduğumuz biliniyor.
Bizde biz Kurdistan\'ı istemiyoruz diyen ve bizi temsil eden arkadaşlarımızında neler görüşüldüğünü bilmediklerini biliyorsunuz değil mi? Bilmelerine gerekte yok zaten. Çünkü bu arkadaşlar Kürdistanı istemiyorlar sizce bilmeleri gerekiyor mu neler görüşüldüğü?
FARC Kolombia hükümet temsilcileriyle Oslo ve Küba da masaya oturdu.
Onlarda Garantör devletler var, bizde ise iç mesele olduğu için biz yabancıları işimize kariştirmıyoruz. \"Doğrusuda bu\" Bir Kürt barışı, Kürtlerin yaşadığı dört komşu ülkeyi doğrudan ilgilendiriyor. Türkiye, Irak, İran ve Suriye ilgilendirdigi halde Aramızdan bir kişi, kalkıpta bu nasıl iç mesele oluyor diyemiyor.
Arabuluculuk yapan HDP bile MIT\'in neler tasarladığını bilmediğine eminim.
FARC barışı ise, daha çok Kolombiya’yı doğrudan etkileyen bir olgu olarak görünüyor.
FARC Kübadaki görüşmelere 2002 de kendilerine katılan Hollanda asıllı Tanja Nijmejer FARC\'ın Avrupalı yüzü olarak görüsşme heyetine koymuş. Biz MIT ile Hapiste olan liderimizle görüşmeleri götürüyoruz. Daha hükümetle temasımız olmadı.
FARC görüsmeleri iki garantör devletle yapiyor, biz ise dünyada ilk kez olacak barış görüşme şeklini gerçekleştirmede kararlıyız. Kendimize olmayacak duaya amen demeyi reva görüyoruz.
Daha önce defalarca kandırıldığımızı hatırlamak bile istemiyoruz ve yok sayıyoruz.
Sanırsın ki Kürdistan da hayat bizimle başladı.
Tabii tarihe böyle bakıncada her şeyi iman gücüyle yorumlamaya çalışıyoruz.
Bugüne kadar kendimize göre bir tarih uyduruyorduk, şimdi sıra dünyada eşi benzeri olmayan bir barış görüsmesi uydurmasına geldik.
FARC\'ta Liderlik var bizde de. Onların liderleri öldüğünde veya öldürüldüğünde örgüt alt üst olmuyor.
Cano\'nun öldürülmesinden önce örgütün kurucusu Manuel Marulanda\'nın kalp krizi sonucu ölünce, yerine gerçek ismi Guillermo Leon Saenz olan Alfonso Cano geldi.
Yeri telefonundan gelen sinyallerle tespit edilen Cano\'ya gerillaların yardım etmesi engellendi ve kaçış yolları tutuldu. Cano ve beraberindekilerle girilen çatışma sonrasında yaşamını yitirdi. Cano\'nun yanı sıra önde gelen isimlerden Raul Reyes, Ivan Rios ve Jorge Briceno da öldürülmüştü.
Biz ise yüzlerce Merkez komite üyesi yaşamını yitirdi. FARC kendi tarihinı kendileri yazmıyor. Yani “kendi putunu kendi yapar, kendi tapar” usulü bir tarih uydurup o tarihe tapınma geleneği yok.
Biz Kendi kendimizi niye böyle bir geriliğe, böyle bir ezikliğe mahkûm ediyoruz doğrusu anlamak mumkun degil. Iyisiyle kötüsüyle koca bir direnişçi halkın çocuklarıyız. Seyit Rıza\'nın, Seyh Sait\'in mirasçısıyız.
FARC\'ta lider olsada bölge komutanları da lider kadar etkili ve yetkilidir. FARC\'ta hiç kimse çıkıp biz toprak reformu, demokrasi istemiyoruz demiyor. Biz de ise uğruna 30 yıldır savaştığımız Kürdistanı istemiyoruz diyenler var. FARC\'ın da legal partisi var onlar çıkıp biz kolombiyadaki diğer düzen partileri gibi düşünmek istiyoruz demiyor. Bizde ise kendi legal partilerimizi fes ede ede sonunda Turkiye partisi olmak için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Biz böyle her hükümete göre yeni bir tutum alırsak yandık.
Gerçeklerden korkacak bir şey yok.
Her toplumun imreneceği kadar zengin ve direnişçi bir tarihimiz var. Sahip olduğunuz tarihin zenginliğiyle övünmek, palavralarla övünmekten daha iyidir ve doğrudur. Hükümet son 6 yıldır kurnazlıklarla bizi oyalıyarak savas hazırlıklar yaparken bakın “şehitler” gelmiyor diyerek en yumuşak yerden halkı vurarak iktidarını yürütüyor.
FARC, şimdiye dek 8700 bin kişiyi rehin almış ve fidye karşılığı bırakan bir örgüt.
PKK ise zaman zaman asker rehin alsa da kısa süre sonra bırakıyor.
FARC 17 bin kişilik savaşçı gücüne sahip, PKK milyonlara hükmediyor bu haliyle gerilla gücü olarak PKK çok daha büyük.
Kolombiya hükümeti, CIA ajanlarının yardımı ile birçok FARC lider ve komutanını öldürdü. Türk devleti ise bunu bazen denemesine rağmen gerçekleştiremedi.
PKK liderine bağlı ve son sözü liderin söylediği bir örgüt. FARC\'ta bölge komutanları var ve yönettikleri bölgenin sorumlularıdırlar. Bunun yanısıra Merkez komitesi var ve Merkez komitesinin kararları Genel kurmaylığa gider ve son kararlar burda şekilleniyor.
Devlet\'te özellikle bu liderler ve komutanları suikastlarda öldürerek örgütü zayıflatmayı hedeflemektedir. Ancak bu durum örgütte herhangi bir stratejik değişikliğe neden olmamaktadır.
FARC’ın PKK’den diğer bir farkı da tamamen kendisinin kontrol ettiği bölgelerin olması. PKK’nin tamamen kontrol ettiği ve devlet güçlerinin giremediği bir bölge ülke içinde yok.
FARC, ELN, M 19 örgütleri birbirleriyle savaşmıyorlar. M 19 örgütü 1992 tarihinde devletle yaptığı anlaşma sonucu silah bırakarak legal parti olmuş, ancak devlet bütün ileri gelen M 19 liderlerini öldürdü.
Ancak ne hikmetse Gustavo Petro\'ya karışılmadı ve şu anda Başkent Bogota Belediye Başkanlığı yapmakta.
FARC 1964 yılında savaşı başlattığından bu güne kadar;Ulusal Tarihsel Hafiza Merkezinin hazırladığı 434 sayfalı Rapora göre 220 bin kişi ölmüş. Olen her 5 kişiden 4 sivil.
Bizde ise tam olarak bilinmemesine rağmen 40 bin kişi olarak belirtiliyor. FARC görüşmelerinde Norvec ve Kuba garantör devlet. Şilli ve Venezüella\'da gözlemci olarak katılmakta. Bizde ise MIT,Sayın Öcalan arasında ve Allah gözleminde yapılmaktadır.
FARC ile PKK arasındaki diğer bir fark ise iç ilişkilerde ortaya çıkıyor. FARC içinde kadın ya da erkek gerilllanın birlikte kalmaları ve aşk serbesttir. Yalnızca gerillalar çocuk sahibi olduğunda onu yakınlarına bırakması gerekmektedir.
Bizde ise aşk ilişkisi yasaktır.Yasağın ötesinde hazın durumlara neden olabiliyor. FARC\'ta ise bir gerillah başka gerillayla bir ilişki kurmak isterse komutanlarının iznini almak zorunda.
FARC gerillalarının bir ilişkiyi bitirmek için de izin almaları gerekiyor, gerçi böyle bir başvuru çoğunlukla geri çevrilmiyor.
Gerçek şu ki, gerillaların alan örgütlerinin içine ve dışına gönderilmeleri uzun süreli bir ilişkiyi yürütmeyi zorlaştırıyor. FARC, çiftleri mümkün olduğunca her zaman birlikte tutmaya çalışıyor.
FARC ile barışı gerçekleştirmek, PKK ile barış yapmaktan daha zordur. Çünkü FARC’ın olmazsa olmaz somut talepleri var ve bunların kâğıt üzerinde yazılı olarak taahhüt edilmesini talep ediyorlar. İki taraf arasında en çok anlaşma sağlanmayan konular ise:Arazi reformunun yapılamaması
Tarafların işlediği suçları ve katliamları kabullenmemesi
Yabancı yatırımcılar konusunda anlaşamamaları.
PKK ise daha genel söylemlerle çıtayı daha düşük tutan bir barış politikası izliyor FARC’a göre. Buna rağmen FARC’ın barışa PKK’den daha yakın olduğunu söyleyebiliriz.
Gerçekçi olarak bakarsak, ne yazık ki Kürt barışı, Türk hükümetinin tavrına bağlı olarak her an yıkılabilir. Çünkü ortada herhangi bir yazılı metin yok, görüşmeler kamuoyuna açık değil, cezaevindeki Ocalan ile yapılıyor. PKK ile Türk hükümetinin (MİT aracılığıyla) arasındaki barış görüşmeleri, yazılı metin olmadan, yalnızca söze dayalı olarak ilerliyor.
Kolombiya hükümeti ile FARC arasındaki barış görüşmeleri açık olarak devam ediyor, yazılı metinlere dönüştürülerek her iki taraf tarafından da imzalanıyor. Gözlemci devletler eşliğinde Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.