Evet, Kürdistan’ın dört parçasındaki mücadele için kritik bir aşamadayız. Bu aşamayı ya geçeriz ve kazanırız, ya da kalırız ve kaybederiz. Herkesin safını buna göre netleştirmesinde sonsuz fayda olacağını vurgulamak istiyorum.
Somut düşmanlarımız ve ittifaklar:
Bu gün ortaoğuda Kürtlere yönelik yönü ağır olan bir Ortadoğu savaşı yaşanıyor. TC ve İŞİD yani Sunni Arap sömürgeciliği Saddam ı da aratacak bir savaşı Kürdistan federasyonuna karşı başlattılar.
Sonra aynı savaşı Kobani şahsında Batı Kürdistan’a karşı sergilediler.
TC, Kuzey Kürdistan’da sömürgecilik uygulamalrında milim geri adım atmamıştır. Kendileri için gerekli olan özel savaş tedbirlerini almaya devam ediyorlar.
Kendi islamcı çete ve milislerini yetiştiriyorlar. Kuzey de ortalık karışırsa bu milislerini devreye koyacakları çok açıktır.
TC, bütün Kürdistan parçalarına karşı bir savaş açmıştır. Ordağu egemenliğini Kürtleri sindirerek Sunni Arapları öne çıkararak, Sunni İslamı kendine bağlı güçlendirerek gerçekleştirmeye çalışıyor.
İŞİD Sunni Irak ta geçmiş sömürgeciliği yeniden devreye koymak için saldırı ve işgaller yapıyor.
İran, Şiileri destekliyor görünsede Kürdistan’da ileriye varacak ve aşama kaydedecek gelişmelere karşıdır.
Kooalisyon güçleri ve ABD resmen bölgeyi dizayn etmek için harekete geçmiştir. TC ve İŞİD başta olmak üzere İran vb frenlenecek ve geriye itilecektir. TC bölge politikası binbir sorunlu olarak gündeme oturmuştur. Kobani nin düşmesine ABD ve koalisyon güçleri müdahale ederek boşa çıkarmıştır, direnişin büyümesine yardımcı olmuştur.
Kürdistan federasyonunun ittifakları ABD ve AB başta olmak üzere bütün Batıdır. Rusya çekinceli görünsede Kürdistan ın bağımsızlaşmasına taş koyma niyetindedir.
Kürdistan federasyonu ve Kooalisyon güçleri, diğer parçalardaki Kürt parti ve hareketleri ittifak halindedir.
Batı Kürdistan dümanları TC ve İŞİD, El Nusra, hatta ÖSO dur( Öso içinde şüphesiz farklı eğilimler vardır.) Kobani’deki direnişle bütün Kürdistan parçaların güçleri ittifak ve dayanışma halindedir. PYD ve ENSK arasında yapılan stratejik anlaşma pratiğe geçirilmelidir.
Kobani direnişi TC ve İŞİD’e karşıdır. PYD,ENSKü ypg ve peşmerge birlik sağlamıştır. Koalisyon güçleri Kobaniye yaptığı hava destekleri, silah sevkiyatı vb yardımlarla müttefik güçlerdir. Kürdistan federasyonu Batı Kürdistanın yanındadır.
Doğu Kürdistan güçlerin somut dayanışması Kürdistan federasyonudur. Kandil dir.İran rejimi ve sömürgeciliği İŞİD i aratmayacak politikalar uygulamaktadır.
Kuzey Kürdistan müttefikleri Koalisyon güçleri ABD ve AB dir. İlerici ve devrimci kesimlerdir. “Çözüm süreci” denilen olayla KCK kendini yalnızlaştırmıştır. İmralı somut olarak TC cephesinde görülmektedir. Kürdistan federasyonu ve Batı Kürdistan gibi Kuzey Kürdistan da Kürdistani güç ve partilerin stratejik bir anlaşmaya gitmeleri gelip kapıya dayanmıştır.
Öncelikler değişmiştir: Bu sıralamaya göre:
1-Kürdistan Federasyonu:Hedefi devletleşmek ve bağımsızlaşmaktır. Savaş çeşitli çephelerde sürmektedir. Önemli oranda savaş cephelerinde Kürdistani güçler ilerleme sağladı.Geri kalan bazı yerlerin iyice sağlama alınması ve İŞİD in bazı yerlerde atılması ve bununla birlikte Musul ve Şengal’in kurtarılmasıdır.
Diplomatik olarak sağlam temellere oturmuştur. Bunu güçlü yerine getirmesiyle oldukça kazançlı çıkacaktır.
İŞİD ve Sunni arap sömürgeciliğine karşı asıl güç Kürdistani güçlerdir. Peşmergeler, gerilla ve ypg vb dir.TC ye karşıda bunlar önemli bir rol oynayacaktır.
Kürdistan federasyonuna; eliindeki olanaklar ve diplomatik faaliyetlerdeki üstünlüğü vb den dolayı diğer parçaların birliği ve dayanışması için önemli roller düşmektedir.
KDP ve YNK arasındaki stratejik anlaşmayı bütün partileri kapsayacak şekilde genişletmeyi zaman geçirmeden pratiğe geçirirlerse iç birlik için önemli mesafe alacaklardır. Bu aynı zamanda diğer parçalar içinde bir örnektir.
2- Batı Kürdistan: TC ve İŞİD vb ağırlıklı hedefleridir.Koalisyon güçleri ve ABD ile sağladıkları ilişkileri somut zeminlere bağlamaları hayati önem taşır.
Kobani direnişinin zaferle sonuçlanmasına az kaldı. Bu başarıyla birlikte Kürdistani güçler, silahlı güçler ilerlemeye başlayacaktır.
Kürdistan federasyonu ile ilişkilerini ilerletmelerinde fayda vardır.
TC’ye kulaklarını ve gözlerini kapatmalıdırlar ve oradan gelecek sözde yardımlara kanmamaları ve emin adımlarla yoluna devam edeceklerini bekliyoruz..
Bu şekilde 2. Kutuşunu gerçekleştireceklerdir. Devrim gitti ve satıldı diyenler yanılmakta ve hedef saptırmaktadır. Tam tersine Batı Kürdistan yaşadığı 1. Kurtuluşu geçip 2. Kurtuluşunu gerçekleştirecektir. Gerçek anlaamda bir statüye kavuşacaktır.
3-Kuzey Kürdistan: Kuzey Kürdistan 1. Kurtuluşta çakılıp kalmıştır. Öyle söylendiği gibi ulusal kurtuluş sürecini yaşayıp veya başarıp, demokratik kurtuluş aşamasına geçmemiştir. Kuzey Kürdistan da ulusal kutuluş mücadelesi başarıya ulaşmamıştır. Bağımsızlık, devletleşmek, federasyon ve gerçek anlamda iki devletli konfederasyon hedefi önünde durmaktadır.
Müttefilker AB, demokratik kamuoyu ve ülkeler, ABD ve Batıdır,Türkiye devrimci ve demokratik güçleridir. TC, batı ve NATO ile yol ayrımına gelmiştir ve yolları ayrılmaktadır. Son Ortadoğu politikasında bu somut olarak görülmüştür. İran ve Rusya etkisiz kalacaklardır ve onlarında TC ile çelişkileri bulunmaktadır.
Son serhıldanlarda TC nin ne kadar zor duruma düşeceği çok net görülmüştür(bazı aşırılıklar bu gerçeği değiştirmez)
Silahsızlanma öncelikli bir “çözüm sürecine” endekslenmek TC politikasının yedeğine düşmektir. Bu konuda yapılacak misak-i milii ve islam dünyası vb vurgularda Kuzeyin durumunu zora sokacaktır.”Çözüm sürecinin kurulu” hükümet, devletin çelik çekirdeği olursa geçmişte olduğu gibi birşey çıkmayacaktır. Sadece Öcalan eksenli gçrüşmelerde Kürdistan sorunu çözülmeyecektir. Gerçek bir barış dahi sağlanmayacaktır. Temel olmayan bazı kırıntı “haklar” kaşılığında ağırlıklı gerillanın sınır ötesine çıkarılmsı ve silahlara veda tartışmaları gündeki yerini almaktadır. Türk medyası şimdiden olayı bu şekilde tartışmaya başlamıştır.
KCK ve Öcalan bu şekilde hareket ederse, “çözüm sürecine” devam derse Türkiye cehhesinde yer alacak ve dışarıdan öyle görünecektir. Uluslararası güçler ve koalisyon güçleri bunu aynen böyle okuyacaklardır.
Uluslarası bir sorun olan Kürdistan sorunu, Uluslararası bir çözümle başarıya ulaşır. TC ile tek başına haledilecek bir sorun değildir.
Ortadoğu ve dünyada Kürdistan ve Kuzey Kürdistan için oluşan koşulları ve fırsatları KCK ve Kandil “çözüm sürecine” yatarsa, ayağına gelen fırsatı ayağıyla tekmelemek olacaktır.
KCK tecritten kurtulma koşulları yakalamıştır. Diplomasi önlerinde açılmaktadır. Geçmişteki gibi “süreç” denilen oyalamaya takılırlarsa kaybedeceklerdir ve Kuzeye kaybettireceklerdir. Politik stratejisini değiştirir ve müttefiklerini, ilişki ve çelişkileri doğru değerlendirirse kazanacak tarafta olacaktır.
Lütfen, ileride “bir şans daha tanıdık, adım attık ve AKP ve devlet birşey yapmadı, sözünü tutmadı” diye karşımıza çıkmayınız. Bu günkü fırsatları değerlendiremezseniz farklı bir pozisyona düşeceksiniz.
Kuzeydeki Kürdistani parti ve güçlerde kendi aralarında stratejik birlik anlaşmaları yapmaları iyi olacaktır.
TC oyunlarına gelmemek önemlidir. Kürdistan sorunun çözülmesinde bütün Kürdistani taraflar Kürdistan tarafı olarak örgütlenirse Kürdistan sorunu çözülür.
4- Doğu Kürdistan: İran sömürgeciliği Kürdistan mücadelesine göz açtırmıyor. Neredeyse İran idam cumhuriyeti oldu.
Kürdistani parti ve güçlerin burada da stratejik birlik anlaşamasına girmeleri ve İran sömürgeciliğine karşı direnişi başlatmaları gerekmektedir. Bu yönlü bazı fiili girişimler bulunmakatadır. Bunun büyütülüp geliştirilmesinde yarar vardır.
Müttefikleri batı, AB ve ABD dir. Demokratik ülke ve ezilen halklardır.
Doğu Kürdistan’ın bazı ğeşmerge güçleri Kürdistan federasyonunun verdiği savaşa katılmaktadır. İranda bunu yapmaya hazırlanmaları çok daha önemlidir.
İrandaki kurtuluş mücadelesi kesintiye uğradı ve yeniden alevlendirmeye ihtiyacı vardır.
Son söz: Tarihe ve başarıya adımızı büyük harflerle yazmanın zamanıdır. Başarılı olmak ve zafer kazanmak şansımız daha güçlüdür. Yeterki Kürdistanın bağımsızlığı ve devletleşmesi, özgürleşmesi ve demokratikleştirilmesi için çalışalım!..
[email protected]
Dursun Ali Küçük, 17-11-2014 Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.