* Batı Kürdistan’da TC’nin asıl amacı Akdeniz’in Kürtlere açılmasını kapatmaktır.
TC, son aylarda Suriye’ye askeri müdahaleden söz eder oldu. Bunu Batı Kürdistan’a müdahale olarak değerlendirebilirsiniz.
Grê Spî düştükten sonra sıra Afrin ve Kobani’nin birleşmesi, Cerablus ve Azez’in düşmesine gelmişti.
Koalisyon güçleri de YPG’ye Grê Spî ve değişik yerlerde hava desteği sunuyordu. Bu durum Batı Kürdistan’a inanılmaz avantajlar sunuyordu.
İşte TC ve AKP bu noktadan devreye girdiler. Ne olursa olsun Afrin ve Kobane’nin birleşmesini, Batı Kürdistan’ın birleşmesini engellemek istiyorlardı.
* İŞİD Rojava Kürdistan’ında yenildi.
TC ve AKP İŞİD’in yenildiğini gördüler. Koalisyon, YPG ve bazı Suriyeli muhaliflerin İŞİD’e karşı ilerleyişlerini TC sundukları destekle engelleyemedi.
İŞİD’e oynayan TC bir dereceye kadar İŞİD’i satabilirdi. Y a da ABD ile Kobane ve Afrin’in birleşmemesi konusunda anlaşmak, sözde tampon bölge yaratmak için İŞİD e karşı operasyonlara katılacağını belirtmiştir.
Tabii ki asıl operasyonun özü TC ve AKP için Kürdistan’dır. Batı Kürdistan’ı birleştirmemek için anlaşmak istiyorlardı.
* ABD ve TC anlaşması
Bu anlaşmanın ne kadar sağlam dayanaklara dayandığı hala net değildir. Ama karşılıklı bir şeyler alıp verdikleri kesindir.
TC muhtemelen Cerablus vb yerlerde Suriye muhalefetini koymak ve YPG’nin oralara ilerlemesini engellemek için İncirlik üssünün kullanılmasına ve İŞİD vb. karşı operasyonlarda ABD’ye kolaylık sağlamaktadır.
TC, Batı Kürdistan’ın federasyon statüsüne gitmesini engellemek isterken ABD rejim değişikliği durumunda Irak’ta olduğu gibi federasyona yeşil ışık yakacaktır.
Kürdistan tarafı kartların nasıl oynandığını görmeli, Rojava Kürdistan’ında TC’nin etkili hale gelmeye çalışmasına karşı mücadele etmelidir.
TC El-Nusra ve İŞİD vb. İslami hareketlerden vazgeçmez. Başkada AKP’nin dayanacağı bir güç yoktur. AKP’nin İŞİD ve El-Nusra’ya tavır aldığı bir abartmadır ve doğrudan tavır almaları zordur. Türkiye’de de İŞİD var, buradakileri temizlemeyen diğer ülkelerdekine yönelemez. Kısmi çatışmalar ve daha çok Koalisyona bu konuda taviz vermeler olur.
* TC’nin İŞİD operasyonu bir oyundan ibarettir
ABD ile yapılan anlaşma sonucu sanki tampon bölge ve uçuşa yasak bölge sağlanması konusunda yetki almışlar gibisinden davrandılar. Askerlerini kısmen karşı tarafta harekete geçirdiler. Bunlar yakın süreçte izlendi.
Kobani ve Afrin arası bölge konusunda anlaşmış olsalar bile güncel gelişmeler her an bunu rafa kaldırabilir. Bir de PYD’nin tutumu bunda belirleyici olur. Koalisyon güçleri ile ittifaklarını netleştirirlerse bir federasyona gidecekleri kesindir.
Salih Müslim’in verdiği bir açıklamada demokratik Suriye ve FEDERAL Kürdistan’dan söz etmesi anlamlıdır. Bunu sonuna kadar teşvik etmek gerekir.
Daha önceki yazılarımda Batı Kürdistan için federasyon kurulmasının altını çiziyorduk. PYD’nin Federasyon nokrasına kadar gelmesini olumlu görüyorum. Bağımsızlık çıtasını unutmamaları gerekiyor. Reel ve güncel politikaların yönü bunu tayin edecektir.
İŞİD operasyonu denilen olay Rojava Kürdistan’ına karşı bir operasyondur. Suriye’de İŞİD ile mücadelede TC Koalisyon güçlerine kolaylık sağlayabilir.
“İŞİD operasyonu yaptık” dedikleri alan Cerablus ve Azez’dir. Burası Kobani ve Afrin arasında yer alıyor. Kobane ve Kamışlo birleşti, sıra Kobane ve Afrin’in birleşmesine gelmişti. İşte TC’nin asıl devreye girdiği nokta burasıdır.
Yalnız şu tehlike vardır: TC Koalisyon güçlerine ve ABD’ye şunu söyleyebilir: “Batı Kürdistan olmasın, hiçbir statüye sahip olmasın, özerklik ve federasyon kazanmasınlar, bunlara karşı olun veya en azından destek sunmayın, İŞİD ve El Nusra konusunda sizinle birlikte hareket ederim!”
Evet, aynen bunu söyleyebilirler, işin buralara varmaması için dikkatli olmalıyız. Siyasetçilerin ve diplomatların bu konularda uyanık olmaları ve akıllı politikalar yürütmelerin sonsuz yararları vardır.
Kürtlerin direnme ve direniş sorunu yoktur. Buna sığınarak her şeyin elde edileceğine inanmak gaflettir. Masada yer alacaksın. Politikan buna göre olmalıdır. Kendini kurulan masadan yoksun bırakırsan başkalarını suçlamaların bir anlamı yoktur.
Mesela ANF’ye ve bazı Kemalist Kürtlere bakıyorum, Kandil’in bombalamasında asıl Başkan Barzani ve KDP’yi hedefe koydular. Bu tür politikalar ancak nal toplar.
Kürdistan’a hizmet etmez kesinlikle...
* Gerginlik tırmanıyor
Suriye’de yapıldığı söylenen İŞİD operasyonunun asıl Kürdistan’a karşı bir operasyon olduğunun altını çizmiştik.
Sözü edilen bu operasyonla asıl Kuzey Kürdistan’da operasyonlar ve çatışmalar hız kazanacak.
TC savaşa son vermemişti
TC, “barış ve çözüm süreçler”inde savaşa son vermemişti. Savaşa yeniden başladı diyemeyiz, ancak sürdürdüğü kirli savaşı yeniden tırmandıracaktır.
Bazı şeyleri göze aldık, barış ve çözüm sürecinin sahte olduğunu, gerçek anlamda barışın var olmadığını, ortada çözüm süreci değil, çözülme sürecinin dayatıldığını baştan beri anlatmaya çalışıyorum.
Haklı “çıktım” demeyeceğim. Buna ihtiyacım yoktur. Ama bazıları 15 yıldır kandırıldı, yeniden savaşı başlatıp, olmayan bir süreci bitirdiklerini söylerken halka söyleyecek bir şeyleri olmalıdır kanısındayım.
TC, hemen HDP’yi gündeme aldı, kapatma ve dokunmazlıkların düşürülmesini ciddi ciddi düşünüyorlar. Her alanda bir gerginlik giderek artacaktır.
Bu konulara sonraki sürelerde değinirim.
Batı Kürdistan’da ve Kürdistan Federasyonunda yeni mevziler kazanmanın yolları açıktır. Bu konuda birleştirici politikalara ihtiyaç olduğu kesindir. Mesela PYD, Kürdistan federasyonunda Batı Kürdistan için hazır bekleyen güçleri alabilirler.
Kuzey Kürdistan’da çözüm ve barış hilelerinden sonra zorlu bir süreç kapıya gelip dayanmıştır ve artık bu sürecin başladığını söyleyebiliriz.
Her kesimin -kendisine göre- bu sürece hızla hazırlıklı duruma gelmesi kaçınılmaz olmuştur.
[email protected]
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.