Dün akşamdan bu yana darbe bastırıldı, Erdoğan ve AKP harekete geçti, “demokrasi bayramı” kutlanıyor.
Darbe kötüdür, ama Erdoğan ve AKP darbeden daha iyi değildir.
Osmanlıdan bu yana ve TC’de darbeler geleneği sürüp gelmektedir. Askeri darbeler hep bilinir, ama sivil diktatörlük darbeleri de yapılıyor. Hitlerin ve Musoloninin nasıl yükseldiği bilinmelidir. Üstelik kitlenin önemli bir çoğunluğunu da arkasına almışlardı. Kitlede faşizmin suçlarına bulaştırılmıştı. Toplum insanlık karşısında suçlu hale getirilmişti.
*Dün akşam sergilenen ne oyundur, ne de senaryodur. Ordu içinde Türk-İslamcı ağırlıklı ve sahte laikçi bir kesimin darbe girişimine tanık olduk. Özünde bu bir iç çekişme ve iktidar hesaplaşmasıydı.
İyi örgütlenmemişti ve emir-komuta zincirine göre yürümedi. Üst komutanlar anlaşsaydı, sanırım Erdoğan soluğu başka yerlerde alırdı, ya da içeri koyarlardı. Dağınık ve iyi örgütlenmeyen bir darbe olduğu için çoğu kişi, “hele bak ya böyle darbe mi olur” diye adeta dalgasını geçiyor.
Askeri darbeyi gördük, içeride yattık. Türk askeri darbeleri diktatörlük ve faşizmdir. İlerici denilen yani solcu görülen 1960 darbesi de tam bir diktatörlüktür. Kürdistan’a karşı değişen bir şey olmamıştır.
Darbeleri onaylanmaz. Kötü ve diktatörlük oldukları, Kürdistan da katı bir sömürgeciliği uyguladıklarını yaşayarak görmüşüz.
Ama öte yandan demokrasi palavraları atanlarda demokrasi için savaşmıyor ve mücadele edemiyorlar.
Erdoğan ve AKP Kürdistan’da 8 şehri yerle bir etti, soykırım uyguladı. Bu demokrasiciliğe ve darbeye karşı demokrasinin zaferini ilan edenlerin hiç demokratlığını görmedik. Hepsi bir ağızdan soykırım ve savaş suçları işlediler.
*Darbe bastırıldı ve bu Türkiye’de demokrasinin zaferi değildir...
TC parlamentosunda yer alan resmi partilerden hangisi demokrasiyi savunuyor?
AKP mi?
CHP mi?
MHP mi?
Listeyi uzatmak mümkündür, hiç birinin demokrasi kriterleri ve işleyişini savunduklarını göremezsiniz.
Sadece demokrasicilik demagojisi ve lafazanlığı yapılıyor. Demokrasinin demagojisinin olduğu devletlerde diktatörler yetişir.
15 Temmuz’u TBMM “demokrasi bayramı” ilan etmişler. HDP’de bunlardan geri kalmamış sanki..
Ortada bir demokrasi bayramı bulunmuyor. Darbe girişiminden önce TC’de demokrasi mi vardı?
Elbetteki hayır.
Kürdistan nasıl yerle bir edildi?
Soykırım ve insanlık, savaş suçlarını kim işledi?
Suriye, Güney Kürdistan, Rojava Kürdistanı ve Kuzeyde İŞİD ve Türk-islam sentezcisi İslamcıların Terör babalığını Erdoğan yapmadı mı? Kürtlere karşı islami teröristleri TC ve AKP sürmedi mi?
12 Eylül anayasası ile hala yönetilen Türkiye de kim demokrasinin zaferinden bahsediyor?
Böyle bir günde darbe girişimi savuşturulmuş diye hemen Türkiye demokrasiye mi geçti?
Geçin bu safsataları....
Bu diktatörlerin çekişmesi ve iç hesaplaşmasıydı. Bundan demokrasi çıkmaz.
Bu kez de Erdoğan ve AKP TC diktatörlüğü güçlenir.
AKP’nin arkasına böyle dizilirseniz, yarın “hanya ile konyanın ne olduğunu görürsünüz”.
*Bana göre darbe bitmedi.. Devam edecek....
Kürdistan’da ki kirli savaşla AKP herkesi arkasına dizdi.
AKP ve Erdoğan bir dizi kendi yasalarını hatta faşist anayasalarını bile çiğnedi. Fiili uygulamalara girdi. Yargı, ordu, yasama ve yürütmede, Diyanette ve devletin kilit noktalarına müdahalelerde bulundu.
Sivil darbe sürdürülüyordu ve hala devam ediyor.
Birde bu na demokrasi havariliğini verirseniz şeriatın kapılarını açmaya kadar gitme tehlikesi de bulunuyor. Türk-İslam sentezine dayanan bir şeriat yolu...Ama farklı biçimlerde.. Bir İran ve Suudi Arabistan’da ki gibi değil...
Türkiye ekonomik olarak bu gidişle dibe vuracak. Dış politikaları çöktü. TC, İŞİD ve terörün babalığını yaptı ve bunu herkes biliyor. Erdoğan bu gidişle uluslararası mahkemelere düşebilir. Şimdi ki darbe girişimini bastırmayı otoriterliği için kullanacağı çok açıktır.
Türkiye; bölgede ve içte yine Kürdistan da yürüttüğü kirli savaşla istikrarsızlık içine girdi.
Bu istikrarsızlık içinde her an yeni darbeler veya farklı ve buna benzer senaryoların uygulanması devrede olur. Başka zaman yeni bir darbe ihtimal dışı değildir. Veya sivil görünümlü kalkışmalar vb politik senaryolar gündeme düşebilir.
Erdoğan zaten ordu ile anlaştı, bir bakıma eski klasik cumhuriyet politikası yakınlaştı. İplerini koparır ve doludizgin giderse frene basanlar çıkacaktır. Yani bir biçimde bir yerlere toslayacaktır. Erdoğan ve AKP’nin NATO ve Batı da yeri neredeyse kalmamıştır. Öyle her vurduğunu kopardığını ve koparacağını da sanmayalım.
Sanki Erdoğan ve AKP işi alıp götürecek kötümserliğine katılanlarda az değildir. Kimse Türkiye de İspanya ve Portekizde ki gibi demokrasiye yolu açan bir darbede beklemesin.
*Kürdistan’da savaş ve insanlık suçlarını TC, AKP ve Erdoğan işledi.
Darbe başarısızlığa uğradı diye darbeye katılan bazı subayların Kürdistan da Cizre ve Silopi vb yerlerde rol aldıkları, bir generalin bu işi yaptığı biçiminde yaygaralar ve bu suçları da onlara yıkmak isteyenler var. Bir algı operasyonudur sürüyor.
Evet, Kürdistan’daki kirli savaşta yer almışlardır. Ama Kararlar AKP, Erdoğan ve Genel Kurmaya, TSK’ya aittir. Erdoğan Ergenekoncularla ve ordu ile anlaştı. Her tür yasayı ve yetkiyi kendilerine vermişlerdi. Şimdi birkaç kişinin şahsında kimse Erdoğan, AKP, TC ve TSK yı aklamaya kalkmasın.
*Darbe savuşturuldu, ama ortada demokrasi yok..
Boşuna kimse kendisini avutmasın. İki taraftan birine yanaşmak veya göz kırpmak Kürtlere ve diğer haklara, Alevilere vb. düşmez. Bırakın birbirlerini yiyorlarsa yesinler. Bu sistem bu tür sorunları yaratır.
Bizler kendimizi bunlara taraf veya destek olarak ezdirmeyelim. İktidar çöküşmesi ve kavgalarını siyaset değerlendirir ve bunlardan yararlanabilir. Ama bunlardan birine göz kırpmak demokrasiye sahiplenmek hiç değildir.
Neredeyse TC bir günde demokrat oldu çıktı. Demokrasinin içine tükürmeyiniz. Demokrasi demagojileri diktatörleri güçlendirir.
Hem şaşkınsınız hemde neler konuştuğunu bilmeyerek, farkında olarak veya olmayarak Erdoğan ve AKP güçlendiriyorsunuz.
CHP’nin Mustafa Kemal ve İnönü dönemi diktatörlüktü, soykırımcılıktı. Faşizmdi. AKP ve Erdoğan da İslami kılıfla tek parti diktatörlüğüne benzer Türk tipi başkanlık sistemini oturtmak istiyor.
Kısaca Kürtler için değişen bir şey yok.
Kendi iç hesaplaşmalarını bitirince yine bizi vurmaya başlarlar. Veya iç hesaplaşmalarında başarılı olmak için Kürdistan’da savaşı derinleştirebilir asıl Kürtler ve ötekileri hedef yaparlar..
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.