Değerli Hukukçu, Hakperest İnsan, Hacı Akyol’un Anısına Saygıyla

Bana; "Doktor, dürüst ve zeki bir insansın, bu örgütün lideri ve yön verici kadroları yalan söylüyorlar. Sabret, ak koyun karakoyun ortaya çıkar. Çünkü gerçekler uzun süre saklı kalmaz" diyordu. Dediği çıktı.

Gencettin Öner

26.07.2023, Çar | 07:29

Değerli Hukukçu, Hakperest İnsan, Hacı Akyol’un Anısına Saygıyla
Makaleyi Paylaş

Samimi ve dürüst bir insan olan Hacı Abi ile tayinimin çıktığı kendi memleketi Malatya'da tanışmıştım. Ailece dost olduk ve ölümüne kadar bu dostluğumuz devam etti. Ailece gidip gelirdik. Bizi tanıştıran Silvan'lı hemşerimiz sendikacı Mecit AMAÇ'tı. Hacı Abi ile fikirsel olarak o zamanlar zıt kulvarlardaydık. Ben, PKK'nin Kürtlerin gasp edilmiş hakları için mücadele ettiğine inanıyor ve onları savunuyordum. O ise, tam tersine dağa çıkmış ve bu uğurda canlarını feda etmiş savaşçılara (Gerilla) çok saygı duyuyor, fakat örgütün lideri ve karar verici yöneticilerine güvenmiyor ve inanmıyordu. Bunların amacının Kürtlerin gasp edilmiş ulusal haklarını iade etmek için yola çıkmadıklarını, tersine yaptıkları eylemlerin tamama yakını Kürtlere zarar verdiğini savunuyordu. Bu konu ile ilgili tartışmalar bazen sertleşirdi. Bana; "Doktor, dürüst ve zeki bir insansın, bu örgütün lideri ve yön verici kadroları yalan söylüyorlar. Sabret, ak koyun karakoyun ortaya çıkar. Çünkü gerçekler uzun süre saklı kalmaz" diyordu. Dediği çıktı.

Bu diyaloglarımıza cefakâr ve fedakâr eşi sevgili Kudret te şahittir. Bana biçmiş olduğu zekilik payesinin teyidi elbette bana düşmez, açıkçası zeki miyim değil miyim bilmiyorum. Ama hiç akıllı olmadığımı biliyorum. Akıllı olmak ile zeki olmak arasında önemli farklar var. Akıllı olmak, bir olguyu veya gerçeği, nerede ve ne zaman konuşulması gerektiğini bilmek demektir. Bende bu akıllılık yok. Doğru bildiğim ve inandığım şeyleri açıklarken, kim alınır, kim sevinir diye bakmam. Oysa akıllı insan, bu ölçü ve dengeyi kurmayı bilendir. Neyse bu kadar felsefi yorum yeter. Hacı Abi ile zıt olan fikirlerimiz 1999'a kadar devam etti. Amerika istihbaratı tarafından Öcalan yakalanıp Ecevit başbakanlığındaki devlete teslim edilince, Hacı Abinin "bekle" dediği ak koyun, karakoyun net olarak belli olmuştu. Bizleri ailece dost yapan gerçek, sanırım dürüstlük ve samimiyetti. Yoksulluğumuz, hayatın acımasızlığı karşısında inat ve karlılığımız, alın teri ile hayatın bu acımasız duvarlarına tırnaklarımızla tırmanarak Avukat ve Doktor olmamız bizleri belki böylesi bir durumda dost olarak tutuyordu. En büyük üzüntüm, sonraki süreçte hayatın bizleri uzak yerlere savrulmasıydı. Kendi ifadesiyle ak koyun-karakoyun belli olup kendisi haklı çıkınca, bu yanılgımdan dolayı yüz yüze ondan özür dileyememek ve cenazesine katılamamaktı. Çünkü ölümünü birkaç gün gecikmeyle duymuştum.

1990'ların başıydı. Devlet, kuruluşundaki o ceberut otoriterliğin de ötesine geçerek bir konsept dahilinde "tehlikeli" gördüğü bir kısım Kürtlerin ölüm fermanlarını çıkartarak "faili meçhul" cinayetlerle onları ortadan kaldırmaya başlamış, devletin devlet olmaktan çıktığı o karanlık dönemde onunla tanışmıştım. Ben, heyecanlı genç bir doktor, o ise herkes gibi bu toprakların acımasızlığını yaşamış olgun ve tecrübeli bir hukukçuydu. PKK'nin totaliter zihniyetli lideri ve örgütün karar verici yöneticilerinin Kürtlerin ulusal hak ve demokratik özgürlükleri dert edinmediklerini her platformlarda dile getirmesine rağmen, büyük bedeller ödemiş devletin adli ve cezai kıskacında süründürülen dürüst ve inançlı insanların davalarına girerek, maddi olarak sıfırı tüketmiş insanların dava harçlarını bile kendi cebinden karşıladığını biliyoruz. Onun için de devletin derininin dikkatini ve nefretini üzerine çekmişti. Boş keseden atıp tutan, mangalda kül bırakmayan, konjonktörel olarak çıkar ve makam peşinde olan bir kısım avukatın bu yoksul insanları nasıl sömürdüklerini, onların sırtından nasıl büyük paralar kazandıklarını da biliyoruz.

Av. Hacı AKYOL, dürüst, sözünün eri, onurlu ve namuslu bir insandı, değerli eşi Kudret'in derlediği bu anı kitabı için kendisini Kutluyorum. Anısı önünde tekrar saygıyla eğiliyorum.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.

2060 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:10:12:18

Gencettin Öner

Yazarın Önceki Yazıları

İnsanlık Değerlerinin Yerle Bir Edildiği, İnsanlık Erdeminin Çöktüğü Nokta; Soykırımlar 2024 Seçiminin Patolojik Siyasal Anatomisi Üzerine Bir Kaç Söz? Kürt Siyasetçilerin Aymazlıklarına Kim Dur Diyecek? Mertliğin, Onurun ve Yiğitliğin Timsali; Yılmaz Güney Toplumlara 'Hakikat' Diye Dayatılan Sosyal Psikoz ve Sosyal Halüsinasyon Handikaplarından Kurtulmaları Mümkün Olabilir mi? Sekülerlik, Laiklik, Komünizm ve Sosyal Darwinizm Üzerine Felsefi Bir Analiz; Kürtler Bu Kavramları Nasıl Algılıyor? (2) 3 Olgu, 3 Sonuç ve Toplumun Çok Hazin Aymazlığı Sekülerlik, Laiklik, Komünizm Üzerine Felsefi Bir Analiz; Kürtler Bu Süreçte Ne Yapmalı (1) Tarihten Hiç Ders Çıkaramama Selahattin Demirtaş ve Seher’in Dramı Sarı Hoca(İsmail Beşikci) Hakkında Birkaç Hayat Anekdotu 'Derin Dewlet Nedır Abê?' Aptallığın Resmi Var Mıdır Acaba? Yalanlarla Zihinlere Kazınmış Ezberlerin Bozulması ve Hakikat 'Xwedê Mırov Kor Neke, Kor Bikejî Kerr Neke' Sosyal Psikoz ve Hakikat 'Cumhuriyet' Nedir? Ne Değildir? 'İlericilik', 'Gericilik', 'Faşizm' ve 'Demokrasi' Kavramları Üzerinde Felsefi Bir Beyin Fırtınası Sivil Katliamları İdeoloji ve Din Kisvesi Altında Savunan Barbarlık 'Göz Bebeği' 'Göz Ağrısı' 'Göz Dikeni' Katliam, yağma, fetih ve işgalleri kutsama, bu kötülüklerin mağdurlarının torunlarının aymazlıkları üzerine Bayramlar; Kimilerine Sevinç ve Mutluluk Vesilesi Olurken, Kimilerine Neden Hüzün ve Yok Sayılma Vesilesi Oluyor? Tabuları Yıkmak Toplumsal Hafıza, Mustafa Muğlalı ve 33 Kurşun olayı Sivas Katliamı Üzerine Tekrarlı Bir Hatırlatma Hakikat ve Vicdanla Bağdaşmayan Rutinleşmiş bir İnanç Ezberi; Kurban İnsanlığın Erdemli Olma Yolundaki Uzun Yürüyüşü; Evim mi? Devrim mi? İki Yüzlülük, Riyakarlık ve Yalanlarla Nereye Kadar? 2023 Seçim Sonuçları Üzerine Birkaç Söz… Kaybedenler ve Kazananlar; Neden? Nasıl? Niçin? Yüz Yıldır Kürtlere Dayatılan 'Kırk Katır mı? Kırk Satır mı? ' Anlayışına Ne Zaman Dur Denilecek? Faşist Nobranlıkla Nereye Kadar? Bir Seçimin Sosyolojik ve Siyasal Anatomisi 'Denizler'in Yolu' ve Gerçekler Dersim Katliamı Olguları, Kavramları Çarpıtma Ve Türk Toplum Algısında Karşılık Bulmuş Politik-Şoven Psikoz 23 Nisanı Bayram Havasında Kutlayan Türkler, 24 Nisan Trajedisini de Unutmamalılar Toplumu İnanç Ve Bayrak Dayatmasıyla Terbiye Etmeye Çalışılan Oyunlar Ve Erdemlilik Tarihte yaşananlardan ders çıkaramama ve son hazin siyasi aymazlık Kılıçdaroğlu'nun 'Halil İbrahim Sofrası' Temennisi ve Gerçekler Spor centilmenliği, seri katilleri kutsama ve faşistleşen toplum Coğrafyamızda meydana gelen deprem felaketi üzerine birkaç söz Riyakarlık, makyaj ve yalanlarla nereye kadar? Etnik nefretin aramızdan aldığı güzel insan; Hrant Dink 'Öteki'ye Olan Düşmanlık ve Nefret, Empati ve Erdemliliğe Dönüşebilir mi? 100. Yılına girecek olan otoriter ve tekçi rejimin kalıcı otokrat bir rejime evrilmesine karşı mağdurlar ne yapmalı? 'Kimseye Verilecek Bir Çakıl Taşımız Yoktur' Veya ‘Ya Sev Ya Terket!' Metaforu Üzerine Birkaç Söz Nasıl Bir Anayasa? Sedama bındestîya Kurda azlû bu! Neo-Osmanlıcılık ile Neo-İttihatçılığın 100 yıllık ezeli düşmanlıktan, iktidar ittifakına geçmeleri ve 10 kasım üzerine birkaç söz Cumhuriyet mi, Demokrasi mi? 2023 Seçimlerinde 'vatandaş bekası' için kime ve neye göre oy verilmeli?
x