HDP/DEM Parti Kürt meselesinin çözümünü farklı Türk iç siyasi dengelerine kurban etti/ediyor. Siyaseti Kürd halkının insanlığın ortak evrensel temel değerlerine bağlı evrensel değerler literatüründe yer alan haklı meşru ulusal talepleri ekseninde uzlaşmacı ve pragmatik davranmadığı için Kürtlere kaybettiriyor, kayıp ettirecektir.
Hep dikkatini çektiğim 17 Mart 2015 HDP'nin " Seni başkan yaptırmayacağız" çıkışı bir siyasi duruş değildi, derin statükonun istediği bir çıkıştı ve sonuçta sadece Kürd halkına zarar verdi. O çıkıştan sonra sayın Erdoğan'a Kürdlerin desteği kayıp ettirilince istemeyerek de olsa Kürdlerin yerine MHP ile eksiğini kapattı. Sayın Erdoğan başkan oldu ve böylece iktidarını MHP gibi statükocu sistemin derin aktörleri ile güçlendirdi. Böylece Kürdler kayıp etti, çözüm süreci çöpe gitti. Kürdler 2000 yılından 2016 yılına kadar 15 yıl belediyeleri özgürce kayyumsuz ve sorunsuz bir şekilde yönetti. 17 Mart 2015 statükocu derin devletin devreye girmesi "Erdoğan seni başkan yaptırmayacağız" çıkışı Kûrdlerin yönettiği belediyelere kayyım süreci başlattı.
O tarihten itibaren HDP/DEM parti siyaseti ret, inkâr ve imhacı sistemin kurucusu statükocu siyasi zihniyetlere mazlum Kürd halkını basamak yaptı. Böylece Kürd halkını bataklığa çekti, çırpındıkça da battılar. Kürd halkının evrensel temel değerlere göre Ulusal talepler yönünden anlamsız ve boş işler dediğim bir siyaseti Kürd halkına empoze etmeye çalıştılar.
HDP/DEM partinin Kurdleri statükocu zihniyete basamak yaparak sağladığı destekle muhalefetin Adana, Mersin, Ankara, İstanbul, Antalya seçimlerini kazanması AK Parti’yi iktidardan düşürmedi. Ancak Kürt halkının evrensel temel değerlere bağlı ulusal talepler meselesinin geleceği yıllarca ertelenmesine sebebiyet verdi. HDP/DEM partinin yine tekrar muhalefete desteği AKP'yi yine iktidardan düşürmeyecek ancak Kürd halkının evrensel temel değerlere göre ulusal talepleri yıllarca ertelenecek ve halkımız kayıp etmeye devam edeceği gibi bütün ülkeye de kaybettirecektir. Halkımızın özgür ve bağımsız seçimlere kendi adına katılması durumunda yüksek bir oy alarak güçlü çıkacak bir DEM Parti, demokratik siyasetteki yerini sağlamlaştıracaktır. Aksi takdirde bugüne kadarki yanlışların, hataların (yanlıştan daha öte) devamı durumunda Kürt seçmen, DEM Parti’ye olan desteğini geri çekebilir ve bu seçimlerin ardından hızla kan kaybedebilir, DEM Parti giderek daha marjinal, radikal hale gelebilir. Kürt siyaseti makul ve çoğulcu demokrasi değerlerine bağlı kalarak dar radikalist ideolojileri çöpe atabilirse ulusal zeminde halkımızın Eğitim, Dil, Kültür, Tarih ve ulusal statü gibi haklı meşru talepleri konusunda doğru bir sonuca ulaşabilir.
Bunun için öncelikle HDP/DEM dar radikal sol İdeolojik değerlerden ve radikalist örgütlerin kuyruğundan kurtulması gerek ve insanlığın ortak evrensel temel değerlerine bağlı bir çizgide siyaset yapması icap edecektir.
Böyle bir çizgi doğal olarak Amerikalı Murray Bookchin'in zırvalarını ret etmek demektir, bu da APO'cu radikalist hayali rejim modelci hesap ve hedeflerini çöpe atmak demektir.
Bu sekter İdeolojik hesap ve hedefleri Kürd halkına servis eden derin yapılar böyle bir değişimi kabul eder mi? Kürdlerin siyasetteki işi gerçekten çok zordur.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.