Genel seçimlerin doğası anlaşılabiliyor, konu Türkiye genel seçimleri olunca doğallığın ötesinde etkenlerin olduğu görülebilir.
İktidar erkinin, bölgesel güçler dengesinde siyasi bakışındaki muğlaklık, seküler toplumu silkelemiş ve harekete geçirerek tercih çeşitliliğine yönlendirmiştir.
Komşumuz Suriye\'deki siyasi ve sosyal gelişmeler, siyasi gelişmeler karşısındaki iktidar ve muhalefetin tutumları, zıt dünyaların derin çelişkilerini ortaya sermiştir.
Buna uluslar arası egemen güçlerin bölgenin seküler siyasi ve sosyal güçlere karşı olumlulaşan tutumuyla örtüşmesi dengelerin sarsılmasına zemin hazırlamıştır.
Burada kandırılmışlık hissi de bulunuyor, batının çağdaş demokratik değerlerini hedefleyip Ortadoğu\'nun bataklığına direksiyon kırma beraberinde endişelerin fırtınasını kopartmıştır.
Batının sırf sekülerizm olsun, karanlıklardan korunsun mantığı, Mısır\'dan sonra dümeni Türkiye üzerine kırmıştır. Mısır\'ın militarist darbesini dinci siyasete tercih edilmesi bölgesel eleştirilere altyapı oluştursa bile kendi içinde dayanacağı açık gerekçelere sığınmadan olasılıkların kötünün iyisine dayandırmıştır.
Kendi mantığı içinde bile paydaşların normal koşullarda Hiçbir şekilde bir araya gelemeyecek kadar çelişmelerine rağmen genel seçimlerde aynı halaya durmaları uluslar arası egemen güçlerin mantığının bölgesel yansımasından ibarettir.
Kürt halkı açısından okumalar genel çerçevenin dışında ele alınması mümkün değildir. Yerel mantıkla ifade edilirse \'\'düşmanınım düşmanı dostumdur\'\' geçici bir ateşkesle tarif edilebilir. Birbirine karşı çekilmiş kılıçlar kınına sokulmuş, ortak düşmana karşı aynı platformda saflar sıkılaştırılmıştır.
Bu zeminin olduğundan fazla kaygan olduğunu tahmin edebilirsiniz.
Kürt halkını bu seçimlerde kısmen birleştiren uluslar arası dengeler, bölgesel dengeler dışında genel geçerli nedenler de oldu. Bunların başında Batı Kürdistan\'daki gelişmeler ve bu gelişmelere karşı iktidarın takındığı tutumlar ve gelişen olaylardır. Batı Kürdistan bütün Kürdistan için küçük sevimli ve vazgeçilmez kardeştir. Kürt halkı Batı Kürdistan için her şeyi göze alır, her şeyi yapar, daha fazla mağdur olmasına tahammül edemez.
Dün de böyleydi, bugün de bu böyle gelecekte de böyle olacaktır. Sömürgeci zihniyet bu olguyu küçümsedi, anlamak istemedi, yok edilmesini görmezden geldiği gibi perdelemeye de çalıştı. Bu tutum Kürt halkı tarafından kabul edilemezdi, öyle de oldu, tepki öyle bir boyuta ulaştı ki dünyanın egemen devletleri taraf olmak, müdahil olmak zorunda kaldılar.
Güney Kürdistan Peşmerge gücünü harekete geçirerek Kobané\'ye gitmesinin yolunun açılması da uluslar arası güçlerle Kürt halkının bölgesel ittifakının boyutlarının yansımasıdır. Bu gelişmeler Kürt halkının birliğinin yoluna sağlam ve gelecekte birliğin yapıtaşlarını döşerken sömürgecilerin dayanaklarını ve paydaşlarını eritmeye yetti.
Bu sürecin gelişmelerini abartmadan kısaca bunlarla ibaret olmadığını da belirmekte yarar vardır. Bu seçimde belirgin biçimde iktidarın ülkedeki gücünden ürken seküler ve diğer çevrelerin üzerinde yarattığı endişelerin bir yansımasını da görebiliriz. Nitekim Hiçbir koşulda Kürt halkına yönelik siyasetlerinde bir araya gelemeyecek güçlerin ortaklaşmaları ilginç gelişmelerden biridir.
Kürt siyasetinin Türkiyelileşme politikasının karşılığının çok zayıf kaldığının görülmesi gerekiyor. Halkların kardeşliği kulağa hoş gelen bir söylem ancak egemen ulusta karşılığı olmayan bir yaklaşımdır. O doğrultuda bir değerlendirme yanıltıcıdır, egemen ulustan seküler çevrelerin bilinçli bir desteği oldu. Bu desteğin halkların kardeşliğine verilmediği, dinci siyasetin bölgemizde yarattığı ürküntüye karşı gücün nerede devreye girmesi ile sonuç alınabileceğinin hesabı olduğu görülmelidir.
Barajın aşılmasının bölgesel ve uluslar arası nedenleri birden çok ve çeşitlidir.
İktidarın bu defa mecliste çoğunluğu elde etmesi ardından sistem üzerinde yapabileceği değişimden ürken sekülerizm fren olarak Kürt siyasi gücünü meclise taşıyarak karşılık vermiştir. Bu hesap hedeflendiği şekilde de karşılık bulmuş ve iktidara karşı ciddi demokratik bir tedbir alınması sağlanmıştır.
İktidar gürleyip çağlayarak akan büyük bir nehir iken seçimden sonra çay seviyesine çekilmiş, paçaları çeken herkesin geçebileceği bir seviyeye oturtulmuştur. Siyaset yine nelere kadir olduğunu ispatlamış, çok boyutlu ve çok oyunculu bir tiyatro sahnesini bile aşmıştır.
Kürt siyasi hareketine yönelik saldırılar, son olarak Diyarbakır mitinginde sivil masum halkımıza yönelik katliam girişimi bütün toplumda infiale neden olmuş, insani değerlere duyarlı çevrelerde güçsüzü koruma refleksini harekete geçirmiştir.
İktidar erkinin elinde topladığı güç karşısında şımarması, toplumu kendi siyasi ve ideolojik doğrultusuna yöneltebileceği zanına kapılması, hedeflediği sistemi halka rağmen inşa edebileceği düşüncesine kapılması ve güç zehirlemesi yaşaması gibi gerekçeler halkın tutumu üzerinde etkileyici olmuştur.
Seçim sonuçları Kürt halkının ulusal birliğine yönelik kapsamlı bir altyapıya dönüştürme, ideolojik ve felsefi duruştan ziyade ulusal birlik üzerine inşa edilirse halkın temel haklarına kavuşmasına dair çalışmalara öncülük edebilir.
Sömürgeci parlamento çatısı altında entegrasyoncu zihniyete teslim olmaması ve asimilasyoncu inkar ve imhacı sistemin bir parçası olmamalıdır. Süreç beraberinde birçok avantajları ve dezavantajları barındırıyor. Sürecin aktörlerinin uluslar arası denge ve sistemleri, bölgesel gelişmeleri, dengeleri ve geleceği okumalara yaklaşımlarına, değerlendirmelerine ve bakışına bağlıdır. Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.