Eskiden 1950'li, 1960'li yıllarda radikal Türk solun Kürdlerden en çok istediği "bize katılın, sosyalist rejimi getirelim, Türkiye'yi sosyalist yapalım, hakkınız zaten cepte" diyorlardı. Kürdler bunu yanlış buluyor ve kabul etmiyordu. Devletin rejimini egemen ulus olarak sizleri ilgilendirir, bizi değil, şeklinde cevap veriyorlardı. Bizleri evrensel değerler literatüründe yer alan haklı meşru ulusal statü talebi hakkı ilgilendirir. Ulusal statü talebi için saflarımız sizlere açıktır, gelirsiniz, enternasyonal göreviniz gereği mücadelemize katılır, görev ve sorumluluğunuzu yerine getirirsiniz. Radikal Türk solu hiçbir zaman öyle davranmadı, öyle yapmadılar. Radikal Türk sol siyasi partilerin hiçbirisinin programında da Kürd halkının evrensel değerler literatüründe yer alan haklı meşru ulusal statü talebi ve hakkı yer almadı. Sırf dar radikal siyasi İdeolojik hesap ve hedefleri uğruna Kürd halkını kötüye kullanmaya çalıştılar. Nitekim tekçi sınıfsal diktatörlük olarak sosyalizm rejimin zora dayalı iktidarı olarak sosyalist blok tasfiye oldu ve dağıldı. Onun yerine totaliter cumhuriyet sistemi ve rejimler kuruldu. Bu mesele siyasi, İdeolojik ve felsefi kapsamlı ve uzundur, merak edenler araştırır, okur.
Günümüzde radikal Türk solun aynı hile oyun ve entrikası HDP üstünden Kürdlere "Mücadelemiz Türkiye'yi Radikal demokratik (post Marksist) cumhuriyet yapmak" şeklinde dikte ediliyor. HDP siyasetinin ana ekseni, özeti şudur: "Türkiye'yi Radikal demokratik (post Marksist,) rejim yapacağız, Kürdlerin hakkı zaten ceptedir" deniliyor. Yani 75 yıl önce Türk radikal solun yapmak istediğini günümüzde HDP üstünden yapıyorlar. Şunun özellikle altını çizelim: Radikal Türk solunun Türk halkı nezdinde hiçbir karşılığı yoktur.
Şimdi soralım; Türk halkının ret ettiği bu rejim modelini Kürdler inşa edebilir mi, kurabilirler mi?
Türkiye rejimini Türk halkı istemediği sürece Kürdler bu rejimi değiştirebilir mi?
Bu oyunu kuranlar akıllı kişilerdir, Kürdlerin böyle bir gücü olmadığını, Türk halkının ret ettiği radikal demokratik (post Marksist) rejim modelini kurma hayaliyle Kürtleri İlhak sürecini tamamlayıncaya kadar uğraştırabilecekleri yegane yolun bu olduğunu onlar çok iyi biliyorlar. Amaçları Kürdleri evrensel değerler literatüründe yer alan haklı meşru ulusal statü talebinden de uzak tutmaktır.
Günümüzde bu hedef ve hesapların siyasetinin kurbanları Kürdler, sayımız çoktur diye sevinç duyuyorlar ve oyuna getirildiğinin farkında bile değiller. Artık sevinin ve coşun demeyelim, daha ne Sezaileri, daha ne Ertuğrulları, daha ne Hasan Cemalleri, Cengizleri vs ulusal mesele ile ilgisi alakası olmayan Kayyımları görecekler.Sonuç itibari ile büyüklerimizin dediği gibi " hem ji dêrê, hem ji ji mizgevtê bin" yani " hem camiden hem de kiliseden oldular"
Tekrardan soralım; Kürd halkı Türk halkının ret ettiği, Türkiye Devleti'nin rejimini radikal demokratik (post Marksist) rejim modeli yapabilirler mi?
Cevabını buraya yazalım; Kürd halkı bin yıllarca bu tür ütopik hesap ve hedefler uğruna mücadele verirse de böylesi bir rejim modelini Türk halkına rağmen Türkiye'ye inşa edemezler.
Bu gerçeği her Kürdün net biçimde görmesi, kendi evrensel değerler literatüründe yer alan haklı meşru ulusal statü talebi ve ulusal geleceği için çok önemlidir. Aynı şeyleri Radikal dinci İdeolojik rejim modelci ütopyacılar için de tespit ediyoruz, söylüyoruz.
Kürd halkı: bu tür ütopik hesap ve hedefler için baskı, şiddet, terör yolunu dikte edenlerden uzak durmalıdır.
Kürd halkı çağdaş dünyanın evrensel temel değerlerinden asla ayrılmamalıdır. Hakkını hukukunu ararken, hâk ve hukukta eşitlik mücadelesi verirken de meşru hakkı çizgiden asla taviz vermeden yoluna devam etmelidir. Karşısındakiler her türlü hukuksuz davranışları bugüne kadar ortaya koydular, onlara asla benzememelidir. Evrensel değerlere bağlı hak ve hukuk yolundan şaşmadan hakkı olanın mücadelesini vermelidir. Kürd halkı kendisine dikte edilmiş, iradesini adeta teslim almış ütopik hesap ve hedeflerden kurtulmalıdır.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.