Sömürgeci devletlerin ortadoğu coğrafyasında Kürt halkının varlığına yönelik ret, inkar ve İmha siyasetlerine, politikalarına sadece Kürt halkı ve bileşenleri bugüne kadar karşı çıkmış, karşı durmuş, karşısında mücadele etmiş, ağır bedeller ödemiş ve boşa çıkartmıştır.
Kürt halkının tüm bileşenleri bu büyük var olma mücadelenin içinde olmuş, içinde yer almış, ağır bedeller ödemiştir.
Kürt halkının bütün farklı sosyal sınıfları bu büyük var olma mücadelesi içinde yerini almış ve ağır bedeller ödemiştir.,
Kürt halkının bütün farklı inançlara sahip kesimleri bu büyük var olma mücadelesi içinde yerini almış ve ağır bedeller ödemiştir.
Kürt halkının bütün farklı sosyal ve siyasal düşünce ve fikirlere sahip sağcısı, liberali, muhafazakarı, solcusu, sosyal demokratı tüm kesimleri bu büyük var olma mücadelesi içinde yerini almış ve ağır bedeller ödemiştir.
Kürt halkının bütün farklı kültürleri bu büyük var olma mücadelesi içinde yerini almış ve ağır bedeller ödemiştir.
Bu büyük çoğulculuk sömürgeci devletlerin ret, inkar ve imha siyasetlerine ve politikalarına karşı kenetlenmiş ve yürütülen ret, inkar ve imha politikalarını boşa çıkartmıştır.
Bu büyük var olma mücadelesinin ulusal siyasi kurumlaşması bu çoğulculuk etrafında doğru şekillendirilmeli, kurumlaştırılmalı ve doğru oturtulmalıdır.
Kürt halkı evlatlarının canları ve malları pahasına başlattığı, hayat verdiği, geliştirdiği, sosyal ve siyasal olarak büyüttüğü hareketin tek sahibi de çoğulcu Kürt halkı ve bileşenleridir. Yani Kürt halkının farklı sosyal sınıflar, farklı inançları, farklı sosyal ve siyasal düşünce ve fikirleri, farklı kültürleri bu büyük mücadelenin gerçek sahipleridir.
Halkın emek partisi (hep) adı altında başlayan siyasallaşma sürecinden itibaren değişik siyasi ve ideolojik yakıştırmalar yapıldı. Sosyalizm kulvarında tarif edenler oldu, sosyalizmden öteye yakıştırmalar yapıldı, sol-sosyal demokrasi kulvarında tarifler yapıldı.
Ancak Kürt halkının tüm ulusal değerlerini kapsaması gerektiğini, tüm sosyal, siyasal, sınıfsal, inançsal, ideolojik ve kültürel farklılıkları içine alması, bu çoğulcu değerler etrafında kurumsallaşması zorunluluğunu gündemine alan maalesef henüz olmadı.
Böylece bugünün adı ile halkların demokrasi partisi (hdp) sömürgeci devlet mekanizması içinde, sömürgeci sistemin sosyal ve siyasal bir bileşeni, sınıf ve emek eksenli siyasi mücadelenin bir parçası durumuna getirildi. Halbuki Kürt halkı ve bileşenlerinin sınıf ve emek eksenli siyasi bir mücadele önceliği sahip olduğu sömürge ret, inkar ve imha koşulları nedeniyle yoktur ve bu yönde bir mücadele de vermiyor. Kürt halkı sömürgeci devletlerin ret, inkar ve imha siyaset ve politikalarına karşı ulusal varlık, özgürlük ve kendi kaderini, kendi geleceğini tayin etme mücadelesi veriyor.
Bugünün adıyla halkların demokrasi partisi ve geçmişteki ardıllarının varlığını sağlayan, potansiyel toplumlaşmasını sağlayan bütün mücadele tarihlerinde sadece Kürt halkı ve bileşenlerinin emeği vardır, ağır bedelleri vardır. Bunları da ulusal mücadele uğruna Kürt halkı ve bileşenleri ulusal talepleri uğruna vermiştir ve toplumdan alınan destekler, alınan bütün oylar, geçmişte ve bugün sadece Kürt halk bileşenlerinden almaktadır.
Bütün desteği, bütün oyları Kürt halkı ve bileşenlerinden alan bu mevcut siyasi yapı, halktan aldığı desteği maalesef sömürgeci sistemin sol, sınıf ve emek mücadelesinde kullanmaya devam ediyor. Yani bu siyasi yapı Kürt halkı ve bileşenlerini sömürgeci devletlerin iç sosyal ve sınıfsal çelişkilerinin, kapitalist çelişkilerinin bir parçası, bir payandası haline getiriyor.
Dünyanın gelmiş, geçmiş sömürgeciliğe karşı verilmiş Hiçbir ulusal mücadele, Kürt halkı gibi sömürge bile olamayan mazlum ve mağdur bir halkı sömürgeci devletlerin iç sosyal ve sınıfsal çelişkilerinin, kapitalist çelişkilerinin bir parçası haline getiren siyasi bir yapı olmamıştır. Dünyanın gelmiş ve geçmiş tüm sömürge halkların ulusal mücadeleleri, ulusun tüm bileşenlerinin özgürlüğü ve kendi özgür geleceğini tayin etme üzerine verilmiştir. Bunun tersi bir örnek gösterilemez, tarih boyunca olmamış, sömürgeci sistemin iç çelişklilerine payanda yapma gibi böylesi bir olgu yaşanmamıştır.
Kürt halkının bütün bileşenleri kuşkusuz ulusal var olma, özgürlük ve kendi geleceğini belirleme, tayin etme mücadelesi veriyor. Maalesef Kürt halkının canıyla ve malıyla büyüttüğü mevcut siyasi yapılar onları sömürgeci devletlerin sınıfsal ve kapitalist çelişkilerinin bir parçası ve payandası durumuna getirmeye halen çalışmaya devam etmektedir.
Dünya üzerinde istisnai de olsa sömürge halkların özgürlük ve kendi geleceğini tayin etmeye yönelik mücadelesine egemen ulustan bireyler, enternasyonalist bireyler ve gruplar destek vermiştir. Böylesi bir duruş onurlu insanların onurlu bir duruşudur, baskıya ve zulme, eşitsizliğe başkaldırıdır.
Ancak sömürge halkın özgürlük ve kendi geleceğini tayin etme mücadelesini sömürgeci devletlerin sosyal, sınıfsal ve kapitalist çelişkilerine payanda yapmaya çalışan kişi ve gruplar Hiçbir zaman enternasyonalist bir role sahip olamaz. Egemen ulusun böylesi tutum içindeki kişileri ve grupları mazlum ve mağdur, sömürge halkı sömürgeci sistemin sosyal, sınıfsal, kapitalist çelişkilerine payanda yapmaya çalışanları, ancak sömürge halkın imhasını hedefleyen sömürgeci sistemin yetiştirdiği sosyo-psikolojik uzmanlarıdır.
Bugün Kürt halkı adına siyaset sahnesine çıkmış ve Kürt halkını sömürgeci sistemin sol, sınıfsal, kapitalist, siyasi ideolojik çelişkilerine payanda yapmaya çalışanlar, maalesef Kürt halkını sömürgeci sistemlerle birlikte kalıcı yok etme ve imha etme siyaset ve politikalarının birer araçları durumuna gelmekten kurtulamayacaktır.
Sömürgeci sistemler tarafından ret, inkar ve imha siyasetlerine ve politikalarına tabi tutulan Kürt halkı, ulusu ve bileşenleri sömürgeci devletlerin ve egemen ulusların birer bileşenleri olamaz. Ne zaman ki Kürt halkı ve bileşenleri tüm ulusal değerleriyle, tüm ulusal varlığı eşitlik, hak ve hukukta eşitlik, yasal ve anayasal güvence altına alındığında ancak isterse bu halk sistemin, egemen ulusun ortak bileşeni olabilir.
Kürt halkı ve bileşenleri arkasına saklanan mevcut siyaset geçmişte ve bugün varlığını, toplumdan aldığı desteği, toplumdan aldığı tüm oyları ve sosyal, siyasal her açıdan tüm desteğini Kürt halkı ve bileşenlerinden almaktadır.
Mevcut siyasetin çarpıklığı ve derin çelişkilerine baktığımızda, mevcut siyasetin siyasi ve ideolojik hedefleri, Kürt halkı ve bileşenlerini evrensel en temel hakları olan bağımsız geleceğini tayin etme hakkını ret etme noktasına getirmeye çalışması, Kürt halkı ve bileşenlerini sömürgeci sistemlerin birer bileşeni haline getirmeye çalışması, bağımsız bir geleceği hedefleyen kitleleri düşmanlaştırması Kürt halkının temel taleplerinin zıttı ve karşıtıdır.
Böylece Kürt halkı adına yürütüldüğü iddia edilen ancak sol ideolojik kulvara sıkıştırılan siyaset her geçen gün bir miktar daha Kürt halkı ve bileşenleri ulusal ve toplumsal talep ve değerlerden ve evrensel temel değerler etrafındaki taleplerinden uzaklaştırmaktadır.
En son kurutay sürecinde yönetim erki tespitinde yaşananlar gösteriyor ki artık bu sürece son nokta konulmaktadır. Yani sömürgeci egemen ulus bireyleri veya grupları enternasyonalist onurlu bir görev olarak mazlum ve mağdur sömürge Kürt halkı ve bileşenlerinin özgürlük ve kendi geleceğini tayin etme mücadelesinde yerini alması temel enternasyonalist görevleri olmasına rağmen yapı içinde çelişkili bir sürecin mimarları olmaktadır. Bu onurlu mücadelede egemen ulusun enternasyonalist birey ve grupların bu evrensel isim arkasına saklanarak sömürge Kürt halkı ve bileşenleri mücadelesini egemen ulusun sınıfsal ve kapitalist iç çelişkleri için sevk ve idare etme çabaları ayyuka çıkmıştır. Bugüne kadar sol adına egemen ulustan siyasi destek alamayan bu kişi ve gruplar kendi yüklerini de Kürt halkı ve bilşenlerinin sırtına yüklemektedir. Tarihsel olarak dünya üzerinde yaşanmış böylesi bir örnek de bulunmuyor. Ancak maalesef bugün sömürgeci egemen ulusların sol siyasi ideolojik kulvarını temsil ettiğini iddia eden bu bireyler ve gruplar Kürt halkı adına siyasi alandaki kurumları sevk ve idaresini eline almış ve siyasi ideolojik çıkarları için yürütmektedir.
Sömürge Kürt halkı ve bileşenleri sömürgeci egemen ulusların sol veya diğer siyasi ideolojik Hiçbir alandan egemen ulustan bugüne kadar somut bir toplumsal destek, Hiçbir oy alamadıkları çok açıktır. Şimdi bakıyoruz ki bu gruplar bilinçli bir şekilde Kürt halkının ağır bedellerle sömürgecilerin ret, inkar ve imha siyaset ve politikalarına karşı sağladığı sosyal ve siyasal potansiyeller üzerinden siyasi ve ideolojik olarak beslenmeye çalışmaktadır.
Sol değerler adına hareket ettiğini iddia eden egemen ulusların bu siyasi ideolojik kişi ve grupları Kürt halkı ve bileşenleri mücadelesinde enternasyonalist onurlu yerini almaları gerekirken onurlu görevlerini bir kenara bırakmış, kendilerine ait, kendilerinin taşıması gereken ağır yüklerini de Kürt halkı ve bileşenlerinin sırtına yüklemeye ve bindirmeye çalışmaktadır.
Bütün yaşanmakta olan bu siyasi ideolojik süreçleri alt alta koyup çözümlediğimizde Kürt halkı ve bileşenleri özgürlük ve kendi geleceğini tayin etme sürecinden kopartılıp sömürgeci sistemin siyasi, ideolojik, sınıfsal ve kapitalist çelişkilerine payanda yapılmakta olduğu görülmektedir.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.