Kürdistan halkı dünyanın tüm halkları gibi sosyal, siyasal, kültürel, inançsal ve ekonomik sosyal farklılıklara sahip bir halktır.
Kürtler çok inançlı bir halktır, Hristiyan, Müslüman, Musevi, Alevi, Ezdi vb. gibi farklı inançlara sahip bir halktır.
Kürdistan farklı etnisite, dil, lehçe, kültürel değerlere, gelenek ve göreneklere sahip bir halktır.
Kürtler farklı siyasi, ideolojik düşünce ve fikirlere sahip bir halktır.
Kürtler Farklı sosyal sınıflara sahip bir halktır.
Dünyanın tüm milletleri, halkları ve toplumlarında olduğu gibi bütün bu farklılıklar genel olarak barış içinde bir arada yaşamaktadır.
Kürt halkı dünyanın tüm milletleri, halkları ve toplumlarından farklı olarak sömürge bile olamayan, tüm ulusal değerleriyle ret, inkar ve imha politikalarına maruz kalmış varlığı tehdit altında olan mazlum ve mağdur bir halktır.
Kürt halkının tekçi, ırkçı sömürgeci devletlerin inkar ve imha politikalarıyla oluşmuş mağduriyetine ilave olarak sosyal durmu, kimi siyasi ve ideolojik sapkınlıklarla daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
Özellikle kendisine zorun tüm araçları kullanılarak dayatılan tekçi siyasi ideolojik fikir ve düşünce içine sıkıştırılıp evrensel temel değerler ve çoğulcu demokrasiden uzaklaştırılması en ciddi sorunlardan biridir.
Kürt halkının başına oldukça kirli ve organize işler sarılmaktadır. Hendek ihanet siyaseti böylesi kirli organize işlerden sadece biridir. Bunun tüm sosyal, siyasal ve ekonomik sonuçları çözümlendiğinde organize işlerin vehameti ancak anlaşılabilir. Kısaca; dönemin iktidarı yapılan genel seçimlerden kendisi için hayati derecede önemli olan istediği sonucu elde edememiş ve hükümet etme çoğunluğu sağlayamamış, iktidarını kayıp etmekle yüzyüze kalmıştı.
Ülkede çoğulcu demokrasi Avrupa Birliğinin tam üyelik sürecinin de etkisiyle küçük adımlarla bile olsa işliyordu. Oluşan demokratik ortamda farklılıkların özgür sesi duyuluyor, kendi adına siyaset yapabiliyordu. Bu sürecin yine demokrasi ortamı içinde, meşru zeminde gelişmesi ve ilerletilerek tüm evrensel temel değerlerle pekişmesi için gerekenler yapılmalıydı. Yakıcı gerçek şu ki evrensel temel değerlerle çoğulcu demokrasinin gelişmesi, kurum ve kurallarıyla yerleşmeye devam etmesi sadece gerici, tekçi ve ırkçılara kayıp ettirecekti.
Hendek ihanet siyaseti zor, şiddet ve terör böylesi hayati bir noktada devreye sokulmuştu. Sivil halkın içine, evine, sokağına, caddesine zorun ve şiddetin her türlüsü ''Kürt özgürlük mücadelesi'' adı altında zorla sokulmuştu.
Dünya devletlerinin çoğu tarafından terör örgütleri listesine alınmış bir yapının adı arkasında hendek ihanet siyaseti halka dayatılmıştı. Bununla hedeflenen çok açıktı; halkın terörize edilmesi, toplumu en yurtsever ve dinamik Kürt bölgelerinin iktidar eliyle sindirilmesi, yakılıp yıkılması ve batıda da milliyetçi duygulara sahip kesimlerin tercihlerinin iktidar lehinde etkilenmesiydi. Başından itibaren hendek ihanet siyasetinin kirli ve organizeli işlerle iktidar lehinde sosyal ve siyasal hedeflerin tümü gerçekleşmesi hedeflenecekti. Böylece iktidar amacına ulaşacak, erken genel seçimlerle toplumda istediği oranda desteği alacak ve yeniden hükümet edip iktidarını pekiştirecekti. Kürt halkının yurtsever ve en dinamik kentleri yakılıp yıkılacak ve yerlebir edilerek halkı sindirilecekti. Organize ve bu kirli işlerin en acıklı yanı ise Kürt halkının ülkede, bölgede ve dünyadaki tüm dostları, Uluslar arası güçlerce adı terör örgütleri listesine aldıkları bir yapıyla anılmasından çekindikleri için sesini kesecekti. Amerika'nın, Avrupa Birliği'nin ve daha bir çok ülkenin terörist örgüt ilan ettiği bir yapı, bir örgütle Kürt halkı ve dostlarının terörize edilmesi süreci böylece işletilmiş, geliştirilen vahşetlere zemin hazırlanmıştı.
Avrupa Birliği üyelik ve uyumluluk süreci kuramları ile ülkeye kazandırılmaya çalışılan birçok değer süreçle birlikte askıya alınacaktı. Bunların başında çoğulcu demokratik değerler ve çözüm süreci olacaktı. Ardından demokrasi içinde ve özgür seçimlerle elde edilen kent belediyeleri zorla tasfiye edilecek bu belediyelere kayyum atamaları yapılacaktı. Seçim yoluyla elde edilen belediyeler maalesef organizeli biçimde çok kötü yönetildiği kuşku götürmeyen bir gerçekti. Kent hizmetlerinde sosyal, kültürel ve kentsel daha kötüsü olamaz dedirtecek derecede kötü bir yönetim sergilenmesi oldukça bilinçli bir tercih olabilir. Burada amaç toplumu adeta canından bezdirme süreci ve atama yoluyla gelen yerel yöneticileri kurtarıcı gibi görülmesi hedeflenmiş olabilir. Yani toplum, halk kötünün iyisine mahkum etme ve sisteme kabul ettirme siyaseti güdülmüş olabilir. Bu süreçleri alt alta koyup çözümlerken siyasetin ''geleceği yönetme'' sanatı olduğu göz önüne alınarak hendek ihanet siyasetiyle dün, bugün ve yarınlara hazırlık olduğu tespitleri yapılabilir.
Suriye sahasında Kürt halkının ve diğer halkların İŞİD terör örgütüne karşı verdiği mücadele haklı ve meşrudur. Bu mücadele ile birlikte Kürt halkının evrensel temel değerlere dayalı yasalardan kaynaklanan hak ve hukukunu güvence altına alma çabasının terörize edilmemesi gerekir. Amerika'nın, Avrupa Birliğinin, bölge ülkelerinin siyasi, ideolojik ve pratik terör örgütü ilan ettiği, terör örgütleri listesinde yayınlamış oldukları yapı ve grupların Kürt halkının geleceğini zehirleyen davranışlardan uzaklaşması zorunludur. Bu tür yapılar Amerika, Avrupa Birliği ve bölge devletleri nezdinde meşruiyet sağlamadığı ve meşruiyet elde etmediği sürece Kürt halkının haklı ve meşru ulusal davasına sadece zarar verirler.
Kimi Kürt halkına dayanarak siyaset yapan yapılar Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Uluslar arası koalisyon ile İŞİD terör örgütüne karşı sahada iş tutuluyor ise, Kürt halkının ulusal taleplerinin arkasına saklanarak sahada Kürt halkını İŞİD terör örgütüne karşı savaştırılıyor ise ulusal ve Uluslar arası meşruiyetlerini sağlayarak ve böylece hem kendilerinin hem de halkın gelecek güvencesi sağlanabilirdi. Kürt halkının meşru ve haklı davasının bugün terör ile anılması, halkın terörize edilmesi hesapları doğrultusundaki siyasetin önü alınabilirdi. Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve diğer uluslararası güçler nezdinde Kürt halkının ulusal taleplerinin Hiçbir şekilde terörize edilmemesi yönünde diplomasi yapılabilirdi.
Kürt halkının haklı ve meşru taleplerini arkasına alan ve Amerika, Avrupa Birliği ve diğer Uluslar arası devletler tarafından terör örgütleri listesinde adı yer alan kişi ve grupların kendilerini fes etmesi, sahneden çekilmesi Kürt halkının ulusal çıkarlarına hizmet edecektir. Adı Uluslar arası devletlerin terör örgütleri listesinde yer alan yapılar Kürt halkının haklı ve meşru talepleri üzerine zorla çökmeye devam etmesi sadece Kürt halkına ve onun haklı, meşru davasına zarar vermeye devam edecektir.
Nitekim adı Uluslar arası terör örgütleri listesinde yer alan ve adı hendek ihanet siyaseti ile anılan yapılar Kürt halkına içerde ve Uluslar arası alanda çok büyük zararlar vermeye devam ediyor ve edecektir. Kürt halkının içerde ve dışardaki dostlarını zor durumda bırakmaya devam edecektir.
Bugün Ortadoğu coğrafyasında Kürt halkına imha temelinde yönelmiş saldırıların siyasi ve diplomatik alanlarda sarıldığı tek nokta, adı Uluslar arası terör örgütleri listesinde yer alan yapıların sahadaki mevcudiyetine yönelik iddiasıdır. Bu iddia nedeniyle Kürt halkının tüm dostları zor durumda kalmıştır. Kürt halkının sahadaki partnerleri yakın bir gelecekte destekleri giderek azaltabilir ve akabinde desteklerini kesebilirler.
Amerika ve Avrupa Birliği Ortadoğu sahasında hangi güçlerle var olmaya devam edeceklerine karar vereceklerken doğal olarak eski ortaklarını tercih edecekler ve adı terör örgütleri listesindeki yapılardan dolayı Kürt halkını yalnız bırakabilirler. Mevcut sahadaki eskiden beri partnerleri olan ve çelişkilerle yalpalayarak sürdürülen ilişkileri mevcut devletlerle belli çıkarlar dahilinde düzene sokma yoluna gidebilirler. Anılan devletlerle siyasi, ideolojik ve pratik çelişkileri çözme yoluna gidebilirler. Çünkü Ortadoğu sahası siyasi ve diplomatik oldukça değişken ve kaygan bir zemine sahiptir. Genel olarak mevcut rejimlerin çoğu geçicidir, tümü evrensel temel değerlerle çelişmektedir. Sahada bugün Amerika ve Uluslar arası koalisyon ile birlikte olan bir devlet yarın tam zıttı bir yapı içinde yer alabiliyor. Süreç gösteriyor ki adı Uluslar arası devletlerin terörist örgütler listesindeki yapılarla anıldığı için batı Kürdistan halkı yalnızlığa itilebilir. Uluslar arası ve bölgesel konjonktüre göre Kürt halkının Amerika ve Avrupa Birliği gibi arkasında sağlam duracak güçlere ihtiyacı vardır. Bunun nedeni çok basittir; Bölgesel devletler Kürt halkına karşı inkar ve imha siyaseti yürütüyor, irade olmasına asla izin vermiyor. Bir halkın iradesi öncelikle halkı her türlü tehdit ve tehlikeden koruyabilecek savunma gücüdür. Nitekim Amerika batı Kürdistan sahasında böyle bir gücün oluşturulacağını dile getirmesi bile bölgesel fitili ateşlemeye yetti. Güney Kürdistan yönetiminin bağımsızlık referandumu da benzer durumlarla karşılaşmıştı.
Kürt halkı adı Uluslar arası terör örgütleri listesindeki tüm yapıları bünyesinden uzaklaştırmalı ve tasfiye etmelidir. Kürt halkı dünyamızın sosyal, siyasal, ideolojik, ekonomik, kültürel her açıdan evrensel temel değerlerle ve çoğulcu demokrasi ile çelişen ve çatışan yapıları bünyesinden tasfiye etmelidir. Kürt halkı siyasi, ideolojik ve pratik tekçi yapıları bünyesinden atmalı, tasfiye etmelidir.
Kürt halkı Amerika, Avrupa Birliği, Uluslar arası güçlerin meşru gördüğü sosyal ve siyasal yapılarla yoluna devam etmek zorundadır. Adı böylesi bir meşruiyet listesinde yer almayan yapıların kendilerini halka dayatması sadece halka zarar vermeye devam edecektir.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.