Kürd halkının adını kullanarak siyaset yapan siyasi partiler siyaset yaptıkları halk adına öncelikle ulusal STATÜ talebinde bulunmalıdır.
Sömürge ulus statüsü olmayan halktır, özgürlük mücadelesi ulusal statü için olur, radikalist solcu, dinci rejim modelcilik değil.
Kürd halkı da insanlığın ortak evrensel temel değerleriyle bilinçli ve duyarlı olmalı ki öncelikle bu siyasi partilerden kendileri için ulusal Statü talebinde bulunmalarını istemelidir.
Ulusal Statü talebi nedir?
1 - Otonomi
2 - Federalizm
3 - Konfederalizm
4 - Bağımsızlıktır.
Yani Dil, Eğitim, Kültür, Tarih ve Ulusal Statü hesap da hedef de bunlar olmalı ki bunlar insanlığın ortak evrensel temel değerleridir. Dünya genelindeki ulusların yasal ve anayasal ulusal statüsü bunlardan biridir.
Çünkü insanlığın ortak evrensel temel değerlerine göre sömürge ulusun en temel sorunu sömürgecinin gasp ettiği ulusal statüsüdür ve bunun yasal ve anayasal güvence altına alınmasıdır.
Eğer Kürd halkı adına siyaset yapan siyasi bir parti, Kürd halkına ulusal statü talebi yoksa, şu rejim modelini bu rejim modelini mücadele diye halkın önüne koyuyor ise Kürd halkı o siyasi partiyi gündeminden çıkartmalıdır. Çünkü rejim modeli ulusal statü sistemidir olmayan bir statünün sistemi de olmaz.
Kürd halkının kahır ekseriyetini dar radikal İdeolojik hayali rejim modelci hesap ve hedefler için peşine takan siyasi parti en azından Anadilde eğitimi talep etmesi beklenirdi.
Kürdçe’nin resmi dil olmasını istemeliydi.
Coğrafik isimlerin iadesi için çalışmalıydı.
Veya kültürel Asimilasyonun önüne geçmeliydi.
Maalesef Kürd halkı adına siyaset yapanların derdi bambaşkadır.
Sömürgeci devletin rejimini değiştirmek dönüştürmek diyor,
Radikal Demokrasi diyor,
Devletsiz demokrasi diyor,
Ortadoğu konfederasyonu diyor,
Hâk ve hukukta eşit olmayan halkların kardeşliği diyor,
Özgür kadın diyor,
Komünalizm diyor,
Kanton diyor,
Demokratik toplum modeli diyor,
LGBT diyor,
Ekolojik diyor,
Tecrit diyor,
Faşist diyor,
Devrim diyor,
Kayyum diyor,
Bunlar için mücadele diyor,
Bunlar için direniş diyor,
Zıkkım diyor, diyor da diyor.
Söylediklerinin Kürd halkının insanlığın ortak evrensel temel değerlerine göre hak ve hukukta eşitliği ile ne ilgisi ne de alakası var.
Yazık değil mi bu halka,
Bunca acı,
Bunca zulüm,
Bunca ölüm
Bunca göç
Bunca göz yaşı
Bunca bedel neyin uğruna verildi.
Boş işler peşinde tüketmek için mi?
Bilinmelidir ki radikalizmin uç noktalarında gezinen örgüt ve partileri muhatapları da çağdaş dünya da çözüm için ciddiye almayacaktır.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.