Karakoçan (Dep) ve Yayladere (Holhol) İle İlgili İki Kitap

Bu bölümü okurken, 12 Mart Rejimi’nde, Diyarbakır-Siirt İlleri Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde gerçekleşen bir yargılama aklıma geldi. Bir Kürd genci, Silvan Devrimci Doğu Kültür Ocakları’nda, sohbet sırasında, ‘her yerde anadilimizle konuşmalıyız. Anadilimizle konuşmayı, okumayı, yazmayı geliştirmeliyiz….’ şeklinde konuşmalar yapıyormuş. Bu konuşmalar dava konusu yapılmış. Duruşma sırasında mahkeme başkanı gence, ‘anadilimiz, diyerek konuşma yapmışsın, anadilin dedir? ‘ diye sormuş. Genç ‘anadilim Kürdçe’dir’ diye cevap vermiş. Mahkeme başkanı gence ikinci bir soru daha sormuş, ‘Türkçe nedir?’ Kürd genci ‘Türkçe benim için yabancı dildir, İngilizce, Almanca gibi, Türkçe’de benim için yabancı dildir’ ...

İsmail Beşikci

18.04.2024, Per | 06:25

Karakoçan (Dep) ve Yayladere (Holhol) İle İlgili İki Kitap
Makaleyi Paylaş

Bu yazıda, Karakoçan’la  (Dep) ve Yayladere (Holhol) ile İlgili iki kitaptan söz etmeye çalışacağım. Bu kitaplar şunlar:

Klam’ların Kanatlarında Geçmişe Yolculuk, Mithat Özcan, Arion Yayınevi, Kasım 2020, İstanbul  188 s.

Üç Kültür Arasında Yaşam Öyküm, Geriye Bir Bakış, Hüseyin Çelebi,  Yüzleşme Yayınevi, Nisan 2023, İstanbul  504 s.

Mithat Özcan, ( d. 1955) Karakoçan’ın Oxçîyan Köyü’nün Avdelan mezrasından, Hüseyin Çelebi (d. 1949) Yayladere’nin (Holhol) Murun Köyündendir.

Mithat Özcan, emekli öğretmedir. 1990’larda, uzun yıllar, Kiğı-Karakoçan-Adaklı-Yayladere-Yedisu İlçeleri Sosyal Yardımlaşma, Kalkındırma ve Kültür Derneği (KAYY-DER)’in çıkardığı KAYY-DER Dergisi’nin yöneticiliğini yapmıştır. 

Mithat Özcan’ın, iki kitabı vardır. Bu iki kitap şunlardır: 1. Tanıkların Dilinden Pêrî Vadisi, Sosyoloji- Tarih (Pêrî Yayınları, Kasım 2012, İstanbul, 544 s. ; 2.  Uzak ve Yakın Geçmişiyle  Oxçiyan, Tarih-Sosyoloji, Pêrİ  Yayınları, tarihsiz, İstanbul, 384 s.

Hüseyin Çelebi, emekli maden profesörüdür. 1970’lerde, uzun yıllar Almanya’da Berlin Teknik Üniversitesi’nde çalışmıştır. Türkiye’de Fırat Üniversitesi’nde (Elazığ), Mersin Üniversitesi’nde (Mersin), Ahmet Yesevi Üniversitesi’nde (Kazakistan), hoca ve yönetici olarak görev yapmıştır.

                                                    ***

Mithat Özcan, kitabının başında, çocukluğunda, köyde herkesin Kürdçe konuştuğunu, Türkçe konuşmanın ayıp olduğunu, zaten Türkçe konuşacak kimseyi bulamadıklarını, askerlik sırasında  yarım-yamalak Türkçe öğrenenlerin dışında  Türkçe bilenlerin de  çok az olduğunu, onların da Türkçe konuşmadıklarını anlatmaktadır.

Ama, 1980’lerin ortalarına başlayan  zorunlu  göçlerle, bu halkın Türkiye’nin, başta İstanbul olmak üzere  Batı illerine doğru  doğru savrulduğunu, bu savruluşun, dil-kültür, müzik, aile gibi temel değerlerde çok büyük sarsıntılar yarattığını vurgulamaktadır. Bugün artık İstanbul gibi yörelerde   kendi anadilini konuşmayan,   Kürd müziğinden, şarkılarından  haberi olmayan nesillerin    yetiştiği dile getirilmektedir.  ‘İnsan istemeden, zorla, adeta yerinden sökülerek başka bir coğrafyaya göç etmek zorunda  kalması çok boyutlu bir mağduriyettir’ (s. 177) demektedir.

Mithat Özcan, bu duygularını, düşüncelerini, asıl adı Baykan Akbaş olan   Ozan Delal’ın klam’larıyla dile  getirmeye gayret etmektedir.  (s.17) 

Mithat Özcan’ın, Kürt Kimliğinin Yaşamasında Kürt  Müziği’nin Rolü    incelemesi  çok  değerlidir kanısındayım. (s. 11-13)

Ozan Delal, Nema Nema, Gündo,  Lê Elîfê, Hîman e Hîmanê,  Ax Welato, Welatê Zerinî, Welat, Seyrana Min, îsmailê Mala Kalekçiyan, Hey Zalime Çima Nayê gibi şarkılarında, zorunlu göçlerin, halkın duygularında, düşüncelerinde yarattığı kırılmaları, birbirlerine güvenememelerini, kötümser bir hale gelmelerini anlatmaktadır.

İnsanların  birbirlerine en çok muhtaç  oldukları bir dönemde birbirlerine  güvenmez, birbirlerinden kaçar bir hale gelmeleri   Olağanüstü hal uygulamaları ile yakından ilgilidir. (s. 48)

Muhbirlik, devlet katında itibarlı bir vatandaş olmanın en önemli ölçü haline gelmiştir. Eve gelenlerin ‘Tanrı misafiri mi, ‘devletin kadrolu elemanlarının misafiri mi’ olduğu, insanları, aileyi, endişeye sevketmektedir. ‘Yardım-yataklık’ uygulamaları derin bir duygu kırılması yaratmıştır.

Olağanüstü Hal bölgelerinde halka hizmet eden devlet anlayışı tamamen yıkılmıştır. Halkı korkutan, terbiye eden devlet anlayışı  egemendir. Dağların, eteklerine, tepelere, şehirlerde caddelere ‘Önce vatan’  yazılmaktadır. ‘Önce İnsan’ anlayışı tamamen kaybolmuştur. (s. 31, 67, 177) Devlet herhangi bir kurumu, değeri önce inkar ediyor, o tutmazsa değiştiriyor, değişmezse imha ediyor.

Kürdçe, Ermenice olan  köy, belde isimlerinin değiştirilmesi coğrafyanın Türkleştirilmesi   anlamına gelmektedir. Sokağa çıkma yasakları, yayla yasakları, intikam için orman yakmaları   Kürd coğrafyasında hayvancılığı bitirmiştir.  

Kürd kırsal alanlarındaki geleneksel ticaret şekli  çerçilik  bu uygulamalar doğrultusunda tamamen kaybolmak üzeredir.  Zira kırsal alanları çerçi kılığında dolaşanların, devletin kadrolu elemanları olması muhtemeldir. (s. 26)  

Ozan Delal bütün bu süreçleri klam’larında, stran’larına ayrıntılı bir şekilde dile getirmektedir.

                                                     ***

Klam’ların Kanatlarında Geçmişe Yolculuk kitabında, Mithat Hoca, çok Kürdçe sözcük ve deyim kullanıyor.  Bol bol kullanıyor. Bunu çok değerli olduğunu düşünüyorum. Kanımca, bu sözcüklerin, deyimlerin yaşatılması önemli bir gerekliliktir.

Mithat Hoca, kitabının sonunda asimilasyon kokusu ille ilgili olarak çok önemli bir hatırlatma yapıyor. Şöyle diyor:

“Şöyle bir düşünelim: Bireysel hayatımızda ne çok sorunla karşılaşıyor,  ve onları çözmek için ne çok çaba gösteriyoruz.  Demek ki elimizden bir şey geliyor. Öyleyse kimliğimizin yozlaşmaması asimilasyonun bizi  bitirmemesi için de  yeterince çaba gösterirsek, bunda da başarılı olabiliriz.” (s. 188)

 Yayladere (Holhol)                                                        

Prof. Dr. Hüseyin Çelebi, anılarına Yayladere’yi (Holhol) anlatarak başlamaktadır. Dile getirilen konular, daha çok Yayladere-Murun çevresiyle ilgilidir. Çocukluğu burada geçmiştir. İlkokula kendi köyünde başlar. Kürd kültürünün çeşitli yönleri burada dile getirilmektedir.

Hüseyin Çelebi, genç bir Kürd olarak  İstanbul’a gitmiştir. Bir müddet burada yaşamıştır. Burada çeşitli olgular, olgusal ilişkiler aracılığıyla Türk kültürü ve Kürd kültürü arasındaki farklar anlatılmaktadır. Lise eğitimi İstanbul’da gerçekleşir.

Hüseyin Çelebi, Maden Tetkik ve Arama  Enstitüsü’nün  bir bursunu kazanarak Almanya’ya gider. Almanya’da, Berlin Teknik Üniversitesi’nde madencilik konusunda, eğitim alır. Lisans, yüksek lisans ve doktora burada gerçekleşir. Bu bölümde, Alman kültürü, Türk kültürü ve Kürd kültürü arasındaki farklar  gündeme gelir.

                                                ***

Gerek Klam’ların Kanatlarında Geçmişe Yolculuk kitabının, gerek Üç Kültür Arasında Yaşam Öyküm, Geriye Bir Bakış kitabının dili çok akıcıdır. Olgular, olgusal ilişkiler anlaşılır bir şekilde dile getirilmektedir.

                                                          ***

Hüseyin hocanın sözü edilen kitabında bir konu çok dikkatimi çekti. Köy yaşamındaki mağduriyetlerden söz edilmekte, kendi çocukluğu ile çocuklarının çocukluğunu karşılaştırmaktadır. Şöyle demektedir:

“… Köyde yeni ürünler yoktu. Bilmiyorduk. Görünce çok cazip geliyordu. Ancak, karşılaştırmak için, çocuklarım, günün koşullarında  12 yaşlarında mobil telefona sahip oldular. Murun’u sadece bir kere gördüler. Çevresini öncelikle benim çektiğim resim ve filmlerden tanıdılar. Kendileriyle tek kelime Kürdçe konuşmadım. Ama onlar da anadilleri Türkçe yanında  Almanca ve İngilizce öğrendiler. Yaşam ve uygarlık hızla değişiyor …” (s. 23) ‘Cocuklarımla tek kelime Kürdçe konuşmadım’ ifadesini çok yadırgadığımı belirtmeliyim. Bu kendi anadiline ve kültürüne yabancılaşmanın çok açık bir ifadesidir.

Bu bölümü okurken, 12 Mart Rejimi’nde, Diyarbakır-Siirt İlleri Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde gerçekleşen bir yargılama aklıma geldi. Bir Kürd genci, Silvan Devrimci Doğu Kültür Ocakları’nda, sohbet sırasında,  ‘her yerde anadilimizle konuşmalıyız. Anadilimizle konuşmayı, okumayı, yazmayı  geliştirmeliyiz….’ şeklinde konuşmalar yapıyormuş. Bu konuşmalar dava konusu yapılmış. Duruşma sırasında mahkeme başkanı gence, ‘anadilimiz, diyerek konuşma yapmışsın,  anadilin dedir? ‘ diye sormuş. Genç ‘anadilim Kürdçe’dir’ diye cevap vermiş. Mahkeme başkanı gence ikinci bir soru daha sormuş, ‘Türkçe nedir?’ Kürd  genci ‘Türkçe benim için yabancı  dildir, İngilizce, Almanca gibi, Türkçe’de benim için yabancı  dildir’ demiş. Bu genç sözü edilen bu ifadelerinden dolayı ağır bir cezaya mahkum edildi.

Devlet, resmi ideoloji, Kürdçe yasaklarını bir değer olarak kabul  eden, kendi anadiline ve kültürüne çok yabancılaşmış Prof. Dr. Hüseyin Çelebi hocamıza ise, bu ifadelerinden dolayı, herhalde altın madalyalar takar. Daha da kıymetlisi varsa, onu da takar.

‘Çocuklarımla tek kelime Türkçe konuşmadım’ diyen ve  bununla övünen  bir Türk var mı acaba, ’Çocuklarımla Bir kelime Kazakça konuşmadım’ diyen bu tutumuyla övünen bir Kazak, bir Kırgız vs. var mı acaba?  ‘Çocuklarımla bir kelime Kürdçe konuşmadım’ diyen Kürdler neden bu kadar çok. … Bu süreçlerin de bilimin, siyasetin kavramlarıyla değerlendirilmesi önemli olmalıdır.

                                                         ***

Devlet, Kürdler/Kürdistan hakkında, 1925 Şark Islahat Planı’ndan beri, gizli raporlar hazırlatmış. Bu raporlar, Birinci, İkinci, Üçüncü, Dördüncü Müfettişler tarafından, Olaganüstü Hal Valileri, Emekli valiler emekli generaller, Tarih, Sosyoloji, Antropoloji, Ekonomi profesörleri, vs. tarafından hazırlanmış. Bu çerçevede İsmet İnönü, Celal Bayar raporları da  var. Bu raporların hemen hemen hepsinde de şu söyleniyor: ‘Kürd erkeklerin Türk kızlarıyla  Kürd kızlarının, Türk erkekleriyle  evlendirilmesi  teşvik ediliyor. Bu tür evlilik yapanlara, ev, dükkan, toprak bağışlanıyor. İş kurmalarına yardımcı olunuyor. Bu şüphesiz asimilasyonun hızlandırılması, yaygınlaştırılması için yapılıyor. Köylerin yakılması-yıkılması, kitlesel sürgünler de bu amaç doğrultusunda gerçekleştiriliyor. 1950’lerde, 1960’larda, 1970’lerde bu raporlar bilinir ama kimse bu raporlara ulaşamazdı. Günümüzde artık birer birer açıklanıyor. Hüseyin Çelebi, bir Türk’le evlenerek, resmi ideolojinin bu anlayışının gereklerini yerine getirmiş.

                                                       ***

Hüseyin Çelebi’nin, Üç Kültür Arasında Yaşam Öyküm, Geriye Bir Bakış  çalışmasında, Kürdlerle ilgili bir anlatım daha var. Berlin’de kaldığı öğrenci yurdunda, arkadaşları Hüseyin Çelebi’ye, ‘Hangi ülkeden geldiniz?’ diye sorarlar. ‘Türkiye’den’ şeklinde cevap verilir. Arkadaşları, ‘Türkiye’nin neresinden?’ Diye bir soru daha sorarlar. Hüseyin Çelebi, ‘Doğu Anadolu’dan, Bingöl’den’ der. ‘O zaman sen Kürdsün derler. Hüseyin Çalebi, durumu, ‘Ben de belalı bir yanıt olduğunu bildiğim halde çekinerek ‘evet’ dedim’ şeklinde ifade etmektedir.

Birkaç gün sonra kendisi  gibi, Türkiye’den gelen ve  burslu olan bir arkadaşı, Hüseyin Çelebi’yi  ‘Sen Kürd olduğunu söylemişsin diye sorgular. Hüseyin Çelebi, bu sözlerinin Ankara’ya bildirilmesinde, bursunun kesileceğinde endişeye kapılır. (s. 350)

Hüseyin Çelebi, bu konuda şunları da yazmaktadır:  ‘Burada Milliyetçiliğin, Türkiye’de ne kadar etkin olduğunu gördüm. Sıradan bir vatandaş bile haddi olmayarak baskı yapabiliyordu’ (s. 350)

Bütün bunlar yüksek lisans, doktora’ sürecinde yaşanmaktadır.

                                                         ***

Bilim olgusaldır. Fen Bilimleri de Sosyal Bilimler de olgusaldır. ‘Bu kömürdür, bu demirdir’ önermeleriyle ‘Bu Kürd’dür’ önermesi aynı değerdedir.

Bilim aynı zamanda eleştiricidir. ‘Bu Kömürdür, bu demirdir ‘ serbestçe ifade edilirken ‘Bu Kürd’dür’ önermesine getirilen yasaklar, düşün yasakları elbette eleştirilmesi gereken bir süreçtir.

Doktora, kanımca bilimde en yüksek aşamadır. Doçent, profesör gibi unvanlara sahip olmak için de  bir şeyler yazılması istenir. Ama bunu daha çok kıdemle ilgili bir durum olarak değerlendirmek gerekir. Doktora seviyesinde bile bu düşün yasaklarına karşı bir tutum geliştirilememesi dikkate değer bir durumdur.

 

 

   

 

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
10399 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:01:28:26

İsmail Beşikci

İsmail Beşikci

Yazarın Önceki Yazıları

Anı ResimleriMilliyetçilik, Bir Defa Dahaİsmail Beşikci Vakfı Diyarbakır Temsilciliği’nin Yeni Ofisinin AçılışıAna Dili YasaklamakAbdurrahim Rahmi ZapsuMüslüman Kürdlerde Milliyetçiliğin GelişimiJaponlar, JaponyaKürdistan Demokrat Partisi - SorularÜçüncü Erbil ForumuAğrı Direnişi Hakkında …Abdurrezzak BedirxanHıner Saleem: Ortadoğu’nun Esas SuçlularıYirminci Yüzyıl Başlarında Kürd Aydınları ve CumhuriyetVakfedilmiş Bir HayatOrtadoğu Barış ve Güvenlik Forumu (x)Son Gelişmeler ÜzerineTürkiye’de Üniversiteİbrahim Kaypakkaya AnmasıDeğinmeler 3Kürdistan'a SorMalazgirt ve KürtlerKurdiana DüğümüKemalizm ve Kürd Ulusal Sorunu IVKöklere YolculukToprak Temelli MilliyetçilikKürdlerin Geleceği Konusunda Birkaç SözAntik KürdistanDin Ve BilimUludere (x)Newroz 2024 AkreÜç KitapHazro BeyleriSimurglarMehmet Bayrak’ın Kürt Kimliği MücadelesiŞeyh Said Direnişi İle İlgili İki KitapDiyarbakır Kitap Fuarı 2023Ermeni ve Rum Mallarının TürkleştirilmesiEhmedê Xanî’nin Hatırası ÜzerineAbdurrahman Önen-Erdnîgarîya KurdistanêKürtler ve Güller Cilt 3‘49’lar’, ‘55’ler’, ‘23’ler’ …'Yaşamın Kıyısında'Behdinan, Barzan, Milli LiderSuyu Arayan Halklar Aşiretten Ulusallığa Doğru Kürtler(II)Suyu Arayan Halklar Aşiretten Ulusallığa Doğru KürtlerYüzüncü Yılında Lozan AntlaşmasıSon Kız‘Deniz’in Ütopyası’ ÜzerineRudaw TVStockholm Kürd Sürgün Müzesi Üzerine DüşüncelerLozan Konferansı, Kürdler ve Kürdistan IILozan Konferansı, Kürdler ve Kürdistan Diaspora KürdleriMele Mıstefa Barzani Ulusal MüzesiRovîyê XasûkBarzani ve Kürt Ulusal Özgürlük Hareketi IIIKendi Kendini Yönetme Hakkı ‘Ayrılıkçı Yazılar’Peywend YayınlarıDuhok Üniversitesi’nin 30. YılıAhamenişlerden İran İslam Cumhuriyeti’ne IIKürtçülük Ahamenişlerden İran İslam Cumhuriyeti’neKürd Aydınları IIBedirhan Epözdemir’in AnılarıSeyidlik-ŞeriflikKürdizade Ahmed RamizMedreseler-ÜniversitelerMedya Kitabevi Birleşmiş Milletler ve KürdlerMülteci YaşamlarÖncü Bir Kürt Aydını59 Yıl Sonra ŞemdinliKemalizm Ve Kürd Ulusal Sorunu IIIOrtadoğuBir Ailenin Son 200 Yıllık TarihiTarih Okumaları, Kürdlerin HikayesiHewler’de, Soran’da ve Cambridge Koleji’nde KonferansTheodor Herzl Bize Ne Anlatıyor?AforizmalarSon YolcuIrkçılık Hakkında …Aydınlar Hakkında… Latife Fegan’ın AnılarıAdil Yargılama/Yargılanma Mümkün mü?Kürd Aydınlarıİlim-BilimKürdçe Derslerinin ÖnemiYaş 83…*Mezopotamya Uygarlığında HakkariKemalizm Ve Kürd Ulusal Sorunu - IIBediüzzaman’ın HançeriDoğu-Güneydoğu Dernekleri Platformu*Destar Kitap-KafeKürdistan’ın Güney'ine Seyahat Kürd Tarihinin Yazılı Ana KaynaklarıBingöl-Van Gezi İzlenimleriGöbekli Tepe Hakkında…Güvenlik Munzur Çem’in Anıları DerveCendere II Saatin İçindeki SırMehmet Öncü KitaplarıZarema, Yahudi DevletiJuli’nin Sesi‘Ateşte Doğanlar’Kadri Hoca…Kürt HâkimAlevilik Üzerine II‘Aleviler ve Sosyalistler’ Kitabı ÜzerineUygur TürkleriBaşkanlık Seçimleri, ABDÜniversite RaporuOFra Bengio’nun Kürd Liderlere EleştirisiDr. SaidKürdistan Bölgesel Yönetimi’nde Maaş Sorunu…Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde PKK-Haşdi Şabi İşbirliğiAma Onlar Kardeştiler…Mustafa Suphi ‘Kürdistan Ortadoğu’nun Polonya’sıdır’İSkan Tolun IIKürt Dil Hareketi (Harekata Zımanê Kurdî) II‘Doğumun Ölümü’Kürt Dil Hareketi (Hereketa Zimanê Kurdî)Kürdistan Bayrağı’nın ve KDP Binasının Yakılması Üzerine…Ermeniler, Kürdler, AzerilerDevrimci Doğu Kültür OcaklarıEylül 2020 Kürdler-KürdistanBir AİHM BaşkanıHalepçe arşivlerinin yakılması ve KDP’ye saldırıDevranİskan TolunWoodrow WilsonHarf Devrimi’nin Kürdler İçin AnlamıMehmet ElbistanKürtler, Şehir Şehirlileşme‘Kürt Çalışmaları…’Zini Gediği KatliamıKürd Tarihini Kürdlerin Yazması…‘Kürtlerin Kürt Olmama Hakkı’ II’Kürtlerin Kürt Olmama Hakkı’Değinmeler-2Irkçılık ÜzerineSeyid Ahmed CebariŞengal, AfrinMustafa SelîmîKemalizm ve Kürd Ulusal SorunuOrhan Kotan’ın ŞiiriLeylan - IIKürt Meselesiyle İlgili Bir Projen Var mı?LeylanXwebûnOrta Karadeniz’de Etnisite İlişkileriAlevilik Üzerine…Güvenli BölgeDuvarımızı Yapamadık…Doktor SaidAlevilik ve TarihiBitlis ve Ahalisi1916 Kürd TehciriBir Diplomatın Anıları Xızır Nasıl Ali Oldu?Kürd Tarihi Üzerine GözlemlerAdıyla ÇağırmakKürdistan’ın Güneyinde SoykırımKürdlerin TarihiMilliyetçilik ÜzerineHong Kong, Kürdistan‘Kürtlerle Türkler’Ortadoğu’da Devletlerin KurulmasıAbdurrahman Qassemlu’nun Katledilmesinin 30. YıldönümüÜniversitenin Bilim Anlayışında Temel SorunlarCumhuriyet, 19 Mayıs 2019'Özgürlük İçin Sanat'Helsinki’de Sosyal ForumTeknoloji, Bilim, EğitimMilletler Cemiyeti Döneminde Kürdler/KürdistanHewler - Duhok - ZahoBir Tartışma Üzerine…Dönemin RomanlarıEleştirilerin İzindeRêya Heqîyê (Alevilik)ABD Ziyareti - IVABD Ziyareti - IIIABD Ziyareti - IIABD Ziyareti - IBerlin’de Dersim 37-38 PaneliBaşur’da SiyasetDuhok-Hewlêr GezisiKürdçe Yasaklarının İşlevi‘Aleviliğin Doğuşu’ II‘Kimliksiz Çığlıklar’Türkiye’de Adalet Arayışları'Aleviliğin Doğuşu'Kürdlere Soykırım…Moskova’da Kürd KonferansıCevat Geray’a Sevgi…Bilim AhlakıMahallenin ArkadaşlarıSelahattin Demirtaş’ın ŞarkısıCanip Yıldırım KütüphanesiDevşirmeler ve DevletsizlerDağ Kavmi - IIAdaylar…Dağ Kavmi -IGeleceğini Belirleme Hakkı ve KürdlerFarhad Daftary, Şiilik AlevilikŞiizm‘Türklük Sözleşmesi’Timure Halil Hakkında …Düşmanlarını Sevindiren Bir Halk…Celal Talabani...Kürdler Zoru Başardı… Bağımsızlık...Güvenlik...Domino EtkisiReferandum-Bağımsızlık TartışmalarıDanimarka SeyahatiSekesûr’da Kürd-Alevi Soykırımıİnsanlık Araştırmaları MerkeziFahriye Adsay’ın Eleştirileri Üzerine…Bir Kürd...İki Kürd...Üç KürdYezda...Ermeniler, Kürdler…Yeni Bir KDP Kurma ÇalışmalarıHasta AdamAvustralya GezisiHayatımdan KesitlerBirey Toplum İlişkileriPeşmergelik Yüce Bir DeğerdirKaderine KüsmekKürd Halkının, Kürdistan’ın Başı Sağolsun…Kürdistan’ın Hayırlı Evladı Doktor SaidSuriyeli MültecilerParlamentoMilli Düşünce SempozyumuDesmond FernandesKürtlerin Bulunduğu Ülkeler Bölünemez!...Kürtler Ne İstiyor?Eşkiya28 Devlet Bağımsız Kürdistan’ı Tanımayacak...Devlet, İslam, Kürdler ve DarbePencinarîler IIPencinarîler IAzim...'Afrika Edebiyatı' Üzerine…Yaresan (Ehl-i Hak) Rêya Heqîyê, EzdanZağros’un Ötesine…Süleymaniye Merkez Güvenlik Karargahı'Peçar Tenkil Harekatı/1927' Üzerine Birkaç Sözİttifaklar Mahmut Yeşil’e Sevgi…Tunceli Kanunu, Getirdiği Esaslar ve Devletin Asimilasyon PlanlarıYakındoğu’nun İmhası ve Pontus SorunuKeşiş’in Torunları Dersimli ErmenilerAnlıyorum Ama Konuşamıyorum1128 AkademisyenYaşar KayaAlevilik...Elveda Güzel VatanımAlevilerin KitabıUluslararası Barışı Kurma Çabaları, Kürdler/Kürdistan IIIUluslararası Barışı Kurma Çabaları, Kürdler/Kürdistan IIUluslararası Barışı Kurma Çabaları, Kürdler/Kürdistan (I)Komkurd-AnNelson Mandela - Aziz SancarBarış, Yüzleşme, MüzakereİBV Hewler Temsilciliği558. OturmaŞengal’i ZiyaretŞengalTBMMKürdlerde/Kürdistan’da Ana SorunÖzyönetim Üzerine...Norveç SeyahatiAlaine Tuoraine’e EleştiriKürdistan Bölgesel Yönetimi’nde Yönetim ZaaflarıGüneşin KrallığıKeyakisarBarzani bir dönem daha görevde kalmalıdırTemel şart Kürdistan Ordusu! Girê Spî'nin Kurtarılması...Üniversitenin Ana SorunuMardin: Hüzünlü KentAlevilik-MüslümanlıkOsmanlılar ve Acemler Arasında Kürdlerİslam’ın barış, huzur, adalet ve eşitlik anlayışı Kerbela’da son bulduKürd Kültürü Neden Yağmalanıyor?Kürd Êzidîlerin Azizesi 'Begê'İki Olay Üzerine DüşüncelerBarış ve Çözüm Süreci - IIIEleştirilerEv Jin û Mêrê bi MaskêBarış ve Çözüm Süreci - II Murat Bozlak’a sevgiler...Barış ve Çözüm Süreci…Rejim, İslamileşme, Kürdler/Kürdistan Alman Şarkiyatçı Dr. FriçSoykırımlar ve Devletsiz HalklarIŞİD’in ZuhuruŞeyh Ahmet, IŞİD Saldırıları ve Osman Baliç'in KatiliUlusların Kendi Geleceklerini Tayin Hakkı ve Kürdler/KürdistanBitlis Anıları, 1960’lı Yıllarda Bitlis’de YaşamUluslararası Bitlis SempozyumuBarzaniler Değinmelerİfade Özgürlüğü ve ABDTürk Siyasal Kültürü Üzerine… Birleşik Krallık, Fransa, Kürdler/Kürdistan Anti-Kürd Uluslar arası NizamKürd/Kürdistan incelemelerinde temel soru... Ulus İnşa Sürecinde Dilin RolüMustafa Barzani'yi sevgiyle anıyoruzDüşün Hayatında ve Edebiyatta KurumlaşmalarYakındoğu’nun İmhası,1915 Ermeni Soykırımı ve Hrant Dink’in Katledilmesi Resmi İdeolojinin Temel ÖzelliğiRoboski – GoyilerTürk-İslam Sentezi ve Kürd SorunuKürdistan sorunu her şeyden önce duruş sorunudurBarış
x