"1-Türk mülteciler ile Türkleşmiş olan ve Kasabat ahallisi; Urfa, Maraş, Ayintab vilayetlerine sevk ve oralarda iskan olunmalıdır.
2-Kürd mültecileri gitdikleri yerlerde, âşayîr hayatını yaşamamak ve milliyetlerini muhafaza edememek içün aşîret reisleri behemehal efraddan ayırmak lazım geldiğinden, bunlar arasında ne kadar zi-(nüfus sahibi) eşhas ve rû'esa varsa, efraddan bî't-erfik Konya, Kastamonu vilayetleriyle Niğde ve Kayseri sancakkarına ayrı ayrı sevk edilmelidir.
3- Meşakk-ı sefere tahammülü olmayan akıl ve ihtiyarlar ile kimsesiz ve fakir bu kadın ve çocuklar Ma'den kasabasıyla Ergani ve Behremaz nahiyeleri gibi Türk köyleri bulunan mahallerde ve Türkler arasında müteferikan iskan ve i'aşe edilecektir.
4- Mevdd-i sabıka haricindeki diğer multeciler de Amasya, Tokat livaları ile Malatya'nın münasip mahallerinde mutefrriken iskan edilmek üzere, o haliyle müteferrik bir süretde sevk edilecektir.
5- Sevk edilen mahallerle muhabere edilmekle beraber, oralarca sûret-i tevzi ve iskan hakkında olunacak mu'amelenin ta'yın ve îş'ari içûn ne miktar mültecinin hangi tarihde nerelere sevk idildiğinden nezarete de ma'lumat verilecektir." (Aktaran, Fuat Dündar, İttihat ve Terakkî, Müslümanları iskan politikası (1913-1918) İletişim yay. İstanbul, 2007, s.73)
Bu telgrafta, Ermenilerin yanı sıra, Kürtlerin de uzun sürede Total bir soykırıma tabii tutulduğunu ortaya koyan talimatıdır..
Talat Paşa, aynı şekilde, iki gün sonra (04.05.1916) da batı vilayetlerindeki valilere gönderdiği telgrafta, mahallerdeki Kürd nüfusun %5'i geçen yoğunlukta olmaması gerekecek şekilde düzenlenmesi talimatını verir.
Bu telgraflarda belirtilen talimatların, 1926 yılında M.Kemal ve İsmet İnönü başta olmak üzere, B Takimı İttihat ve Terakki üyelerinin oluşturduğu ve yürürlüğe koyduğu "Şark İslahat Planı" da bu maddelerde belirtilenleri içerir...
Ayrıca, 1924'de çıkarılan pek çok yasanın, 1917'de, Talat Paşa tarafından, Sadrazam, İçişleri bakanı, İttihat ve Terakkî'nin lideri olduğu dönemde tartışmaya açtı. Ancak şartların zorlaması üzerine, İttihat ve Terakki'nin "A Takımı" olarak Almanya'ya sığınmaları sonrasında planlananların, İttihat ve Terakki'nin "B Takımı" tarafından gerçekleştirildiğini görmekteyiz. Pontus Soykırımı, Rum Mubadelesi ve diğer stratejik politikaları, planladıkları ya da planlayıp giriştikleri, ancak koşullar elvermeyip, geleceğe erteledikleri girişimler, "B Takımı" kadrosu tarafından tatbik olundu.
***
29 Ekim 1907'de M.Kemal, İttihat ve Terakkî Cemiyetine üye oldu ve cemiyet yemini etti. Sonra Şerif Mardini, "İttihatçıların B takımı tarafından kuruldu"(1923) dediği "Cumhurriyet" de 29 Ekim günü ilan edildi. Cumhuriyetin, İttihat ve Terakkî iç içeliği bu kadar somuttur.
Talat Paşa tarafından programlaştırılan tek parti, Türk dışındaki kimlikleri şiddet, inkar, imha, asimilasyon ve "arındırma" siyasetine uygun olarak "Türk Cumhuriyeti" ismini alarak sürdürdü... "Cumhuriyet" Türkçülük ve Türk milleti dışında, milletleri inkar etmek ile de yetinmedi, "halk" kavramına sıkıştırıp gizlediği, "Sınıfsız, sömürüsüz toplum." tespiti ile toplumdaki sınıf ve sosyal varlıkları da inkar ederek, onların varlık gösteren en ufak demokratik tepkilerini de peşinen ve şiddet ile "bastırmaya hazırım" demek istercesine kendini inşaa etti..
Bu program ile Cumhuriyet, Türk ve Müslümanlık hedefi ile resmi ideoloji olarak sentezleştirildi.
Prof. Dr. Hans Lukas Kieser, yazdığı "Talat Paşa /İletişim Yayınları)" kitabında,
"M. Kemal'ın ideolu Talat Paşa idi." demesi de bu siyaset üzere doğru tespittir...
Talat Paşa, Berlin'de Nemesis tarafında organize edilip, Taleryan tarafından öldürüldüğü ana kadar, M. Kemal'ı mektupsuz koymadı.
Bu açıdan,
'Cumhuriyet Turkiyesine, Osmanlı İttihat ve Terrakî Cemiyetinin hüllesidir'... demek isabetli olur.
Bu yazıyı, Siirt'te Kürt ulus ve Kürdistan ülke gerçekliğini, Meral Akşener'le yaşadığı diyalogda hatırlatan Cemil Taşkesen'e ithaf ediyorum.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
3470 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:15:34:43