Irak'ta Saddam Hüseyin diktatör yönetiminin, 1983'te başlayıp, -1991'e kadar süren, İslam'ın "El Anfal' diye tanımladığı, "katliam, yağma ve kendine katma" ya da Kürtlerin "Tertele" dedikleri soykırımlar serisi, yüz yıllık süre boyunca farklı alanlarda Kürt ve mazlum halklara yaşatıldı. Bu El Anfal'de Başta Barzan bölgesi olmak üzere, Güney Kürdistan'da 182 bin insanın yedi yıllık kısa bir zaman surecinde katledildiği, yerleşim alanlarının yer ile yeksan edildiği artık uluslar arası kuruluşların kayıt ve raporlarında da yaygın olarak yer almaktadır.
Ancak bundan habersiz, duymak istemeyen, Kürtlerin ve bu arada Güney Kürdistan'ın sosyal ve toplumsal yaşayışlarını görmeden, bir kısım Kürt ya da Türkiyeli, kendine "devrimciyım" diyenlerin de, işi gücü Barzanilere "ilkel", "gerici", "feodal", "aile şirketi" diyerek itham ettiklerini görüyoruz. Bu kaba yaklaşımın tarih bilinci, etik, aydın, demokrat ve en önemlisi devrimci, sosyalist hassasiyet ve haysiyetinin, yaygın olarak olmadığını düşünüyorum.
Çünkü, Şeyh Ubeydullah Nehri önderliğindeki Kürt hareketinin (1878-1880) yenilgiye uğratılmasının ardında, eksikleri ile birlikte Kürt ulusal bayrağını bugüne taşıyanların arasına katılarak, bir çok aşiret, aydın, dini gurup, ideolojik farklılıklar barındırarak, Kürtlerin özgün toplumsal durumunu dikkate alan Barzanilere, Yalçın Küçük, Doğu Perinçek ve şürekalarının gözü ile bakıp değerlendirenlerin "Kürt dostu" olmadıkları aşikar olmuştur.
Ancak, Barzani ve bu arada diğer tüm Kürt hareketlerinin, önemli stratejik ve taktiksel yanlışlar yaptıklarını, zamanın ruhuna uygun davranmadıklarını, Kürt ulusunun ulusal birliğini sağlamada yetersiz kaldıklarını, Kürtlerin "Birakûjî hilleti" dedikleri ulus içi kavga ve infazlara girdikleri, ulusal birliği gerçekleştirmede başarısızlığa düştükleri gerçeğini de gözden kaçırmadan, eleştirel kültürü edinmeleri ve içselleştirmeleri gerektiğini bilmek önemlidir.
Bu yapılırken, Kürt hareketinin birine yaklaşıp, bir diğerini küfür-hakaret ile karşılamanın yanlışlığına da fırsat vermemek, ciddi, içten ve dostça yaklaşım ve önerilere de kulak vermek önemlidir.
Mazluma dost olmak ne erdemli şey!
4 Mayıs 1937 Dersim'de yapılan ne ise, 14 Nisan 1983'te Barzan ve Güney Kürdistan'a yapılanlar aynı şeydir.
Zap, Avaşîn ve Munzur birbirine benzer ve aynıdır…!
Unutulmaz!
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.