Anlatılan fıkra gibi yaşanmış bir olayı mutlaka bilenler vardır. Amacım bilmeyenlere duyurmak ve bilenlere tekrar hatırlatmak için yeniden yazıyorum.
70'li yıllarda Kürd solu ideolojik olarak Türk solunun ve 68 kuşağının etkisindeydi. Ayrılan ya da yeni kurulan bir örgütün ideolojik benzeri çok geçmeden Kürdistan'da da benzerinin kurulduğu yıllardı.
Türk devrimci gençlik arasında Deniz Gezmiş ve arkadaşları gibi Filistin'e gitmek, orada askeri eğitim görüp gerilla olmak, İsrail’e karşı savaşmak özenti haline gelmişti.
Bilerek ya da bilmeden etki altında sınıfsal mücadelesini ulusal mücadelenin önüne koyan Kürd gençleri de bu özentiden etkilenmiş ve Türk devrimcileri ile birlikte Filistin'e gitmişlerdi.
O dönemde de bu günkü gibi İsrail ile Filistin örgütleri arasında zaman zaman İsrail ile Filistinli güçler arasında topyekun savaş olmasa da yer yer çatışmalar çıkıyormuş. Günün birinde İsrail askerlerinin kamplara yaptığı baskında Filistinli gerillalar ile birlikte Türk ve Kürd devrimcileri de esir alınmış.
Cezaevi idaresi esir alınan Kürtlerle Türkleri ayırıp farklı koğuşlara yerleştirmişler.
Gardiyanlar Kürdlerin her talebinde "Buyurun enternasyonalist baylar" ya da havalandırmaya çıkardıklarında da "Buyurun bay nternasyonalistler havalandırmaya" diyerek alay ediyorlarmış. Bunu duyan diğer koğuşlarda Kürtlere seslenirken "Bay Enternasyonalistler" demeye ve şakayla karışık alay etmeye başlamışlar.
Kürt'ler neden bir tek kendilerine "Bay enternasyonalist" dendiğini soruşturma günü gelene kadar anlamamışlar.
Soruşturma günü geldiğinde Kürd tutuklular "Bay enternasyonalistler" denilerek İsrailli komutanının odasına götürülmüşler. İfadelerini alan İsrailli yetkili "Hangi millettensiniz?" diye sormuş.
Hepsi tek tek Kürd olduğunu söylemiş. Bu sefer yetkili
"Ülkenizin ismi nedir?" diye sorunca "Ülkemizin adı Kürdistan" demişler.
Soruşturmayı yapan yetkili yerinden kalkarak duvardaki Ortadoğu haritasının önünde durarak sormuş; “Bu haritada böyle bir isimde bir ülke yok, bulamadım" deyince tutuklu Kürtlerden biri dayanamamış "Bizim ülkemiz dörde bölündüğü için haritalarda yok." demiş. İfadelerini alan görevli "Ülkeniz dörde bölünmüş ve haritada ismi bile yokken buraya Filistin halkını kurtarmak için mi bizimle savaşmaya mı geldiniz" diye dalga geçerek sorunca Bay enternasyonalist Kürdlerde de jeton düşmüş oldu.
O günlerden bu güne köprünün altından çok sular geçti ama Güney dışında Kürdlerin durumunda kayda değer bir değişme olmadı.
Bugün İran'ın destek verdiği, Haniye'nin uyduruk roketlerle tek bir Yahudi’nin kalmadığı Filistin için başlattığı savaş tek bir Filistinlinin kalmadığı İsrail için Netanyahu'nun yaptığı katliamlar ile devam ediyor.
1.paylaşım savaşanda yenilip ülkesine dönmek isteyen Osmanlı askerlerinin arkadan vurulmasını ve Saddam döneminde 182.000 Kürdün öldürüldüğü Enfal Soykırımında Filistin örgütleri ve gerillalarının Saddam'ın yanında yer alarak yapılanlara ortak oldukları halde kimse bundan dolayı Filistin halkını sorumlu tutmuyor. Ancak Enfal Soykırımında Filistin halkı dahil kimse kılını kıpırdatmadığı halde İsrail halkı yaptığı katliamı ve kirli savaşı demokratik haklarını kullanarak sokağa çıkıp Netanyahu'yu protesto ettiği unutulmamalı. Sokağa çıkan bu insanlar Filistin halkı özgür olmadan kendilerinin de özgür olamayacağını biliyorlardı.
Yahudi halkını genelleme yaparak suçlamadan önce savaşa karşı barış savunuluyorsa kirli savaşın olduğu her ülkede benzeri protestoların yapılması gerekir.
Haniye'nin Tahran’da, üstelik mollaların koruması altında olduğu halde öldürülmesi düşündürücüdür. Haniye’nin kuşkulu bir biçimde öldürülmesi Filistin halkının yerinden, yurdundan edilip katliamla sonuçlanacağı bilinen savaştaki sorumluluğunu ortadan kaldırmıyor.
Haniye öldürüldü ancak Hamas'ın amacı değişmedi. Hâlâ Ortadoğu'da Yahudi halkını yok etmek için İran ile birlikte yeminler ediliyor. Unutulmaması gereken kirli olan savaşta taraf olunmaz.
Diyarbakır’da, Urfa’da ve diğer illerde Haniye'nin öldürülmesini protesto etmek için sokağa çıkılıyor.
"Bay enternasyonalist Kürd'ler" ve "ümmet kardeşlerinin" attığı sloganlar İran ve Hamas'ın attığı sloganlar ile aynı.
Mazlum Filistin halkı gibi Yahudi halkının da Ortadoğu'da yaşam hakkı vardır. Ezen bir ulusun olduğu yerde halkların özgür olamayacağı unutulmamalı.
Filistin'e savaşmaya giden Bay Enternasyonalistlere rağmen
Ortadoğu'da Filistin sorununun Kürd sorunu ile birlikte değerlendirildiğini "Filistin kazanırsa Kürdistan kaybeder, Kürdistan kazanırsa Filistin kaybeder" denildiğini bilmeyen ya da bildiği halde hala jetonu düşmeyen Kürdler var.
A.Güllüoğlu
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.