İdam sehpasının yağlı ipi bir daha Kürt halkının boynuna geçirildiği 1975 yılıydı. Kader çizici senaristlerin senaryoları bir daha Kürt halkının yenilgisini yazmak için tüm hazırlıklar tamamdı. Kürt halkının kaderi üzerinde sahneye konulacak oyunun kuralı insanlığa karşıt insansızlığı taçlandırmaktı! Herkes belirlenmiş rolü ezberlemiş oynarken Kürtlere de çaresizliğin rolü verilmişti! Kürt toplumun yüreğini dağlayan ihanetin sarsıntısı korkunç bir umutsuzluğa dönüşmüştü. 68 kuşağın esintisine bağrını açan Kürt gençlerin duruşları ise kendi toplumunun özgünlükleriyle beslenmiyordu. Kürtlere özgü sorundan daha çok başka ideolojilerin yol güzergahlarında dolanıyorlardı. Kürt gençliği ne yazık ki Kürt toplumun yaşadığı ön geçişleri doğru dürüst ölçemedi.
Ölçemediği gibi şu ve bu hamlelerle güncel çıkarlarla kalıcılığa doğru yönelmeyi de bir türlü başaramadı. Zira dönem ve ortamın estirdiği değişim ne yazık ki Kürt toplumun demokratik hakkaniyetinden çok''kürtlere özgü esas sorunu hasıraltı etmesine yarıyordu! Dolayısıyla o dönemsel Kürt gençliği kendi toplumun demokratik taleplerine ne kadar kapalı kaldıkları bugün daha net görebiliyoruz.
Mele Mustafa Barzani’nin estirdiği 'milli ve demokratik rüzgâra arka dönüp başka esintilere bağrını açan bizlerdik! Angola, Mozambik, Salvador gibi uzaklara kulak kabartıp, ama Kürt halkına özgü özgürlüklerine ıslık çalan Barzani rüzgârına ideolojik saçmalıklarla binbir kulp takarak uzak durulmadı mı?.Stalinist ideolojinin kucağından, tutun Maoculukla Enver Hoca’nın kucağına atılma rekabetin nasıl canlandırmaya çalışıldığı hatırlayan hatırlıyordur.
Kürt halkının tarihsel geçmişine bakıldığında, beyinsel varoluşunu bu bağlamda şekillendirilen Kürt gençliğin' Kendi demokratik değerleriyle biçimlenen kendi özgünlükleriyle nasıl savaştığı bilen biliyor!.. Dolayısıyla kendi halkının demokratik hakkaniyetine önem veren ilkel milliyetçilikle suçlama furyası bile Kürt gençliğin hangi ideolojik argümanlarla sersemleştirme operasyonlara maruz kaldığını da bilen biliyor! Kürtlerin bu sorunu yaşanan günümüzle her ne kadar kılıf değiştirmiş ise de özü itibarıyla değişen olmamıştır.
Zira yetmiş sekiz ve sonrası kuşakların abileri olarak kabul gören 68 kuşağın düşünsel versiyonu Kürt gençliğinin düşünsel şekillenmesi üzerinde hâlâ söz sahibi olduğu süreç devam ediyor! Dolayısıyla Kürt halkının geleceğine bu pencereden bakıldığı zaman, yenileşmenin çok güç olduğu görülüyor maalesef. Özellikle değişen dünyanın reel gerçekleriyle barışık gelişmelerden söz etmek epey zordur. Velhasılıkelam abilerimiz bizleri bu şekliyle şekillendirdi, peki bizler bizden sonrakilerini ne şekilde şekillendirdik? şekillendirmedik zira 68 kuşağın Kürt gençliğin varoluş düşünselliğine atılan formatın çemberini kıramadık!
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.