Tarihçi Kürtlerle sıradan Kürtlerin, her zaman sorguladıkları önemli bir soruyla karşılaşıyoruz. Haklı olarak''Neden Kürtler arasında üst aklın birleşmesi mümkün olamıyor?" diye sorgulanıyor. Üst aklın birleşmemesi için birden fazla takoz görevi yapan faktörlerin olduğu muhakkaktır. Ama yine de, tarihsel yaşanmışlıklar ya da tarihsel gidişatın ortaya koydukları birçok haklı gerekçelerle, Kürt insanın düşünselliklerini fazlasıyla meşgul ediyor. Umarız ki, siyasi Kürt tarihçiler objektif gerçeklerle ortak akıl sendromu yaşayan Kürtlerin bu üst akıl yokluğunu verimli verilerle ortaya koyarlar. Zira Kürtlerin tarihsel geçiş evrelerin hiç birinde, üst akıl birliğinden bahsetmek mümkün olamıyor.
Günümüzün tarihsel geçiş evrelerine bakıldığında bile, dünün geçiş evrelerini aratmayacak geçişlere rastlarsınız. Kobani süreciyle kıpırdamaya yönelen üst aklın, Kerkuk sendromuyla silbaştan kendi talihsiz özüyle nasıl dönüştüğü görüldü! Kürtlerin tarihsel yaşanmışlıklarında Kürtlerin önüne çıkan hiç bir fırsat olmadı mı? Olmadı demek tarihsel geçmişin yaşanmışlıkları kendi sübjektif Duygusallıklarımıza kurban ediyoruz demektir.
Dünün yaşanmışlıklarında kalan Kürtlerin hoyratlığı ile, bugünle devam eden Kürtlerin hoyratlığı bire bir benzerdir. Dünün aşiretsel zihniyetin sadece aşiret çıkarına odaklanmış hoyratlıkla, günümüzle sahada bulunan siyasal oluşumların parti çıkarına odaklanma hoyratlığı arasında ne gibi farklılık var? Dolayısıyla, dünün aşiretsel aktörleri, nasıl genel çıkarı aşireti kollama ve koruma gerekçesine kurban etmişse, günümüzün Kürt partileri de, önlerine çıkan tüm fırsatları parti çıkarına kurban ediyorlar!. Mutlak parti ya da aşiret çıkarıyla başlayan "ben" takıntılı anlayışlar, her daim olma ihtimali taşıyan üst aklın nefes borusunu tıkamıştır!
Örneğin doksanlardan bugüne, fiilen bağımsız olma koşullarına sahip Güney Kürdistan'da başgösteren gelişmelerin bile, Kürtlerin genel çıkarları için üst aklın gelişim normlarından ne kadar uzak olduğunu göstermiyor mu? Her türlü imkan ve koşullara rağmen, genel çıkarlara zemin olabilecek altyapıya zıt seyirler hangi aklı başında Kürt insanın akıl verilerini altüst etmesine yetmiyor ki! İkili Partinin kurumsallaşması için harcanan hoyratlığın acımsı tokadı hangi Kürt evladının yüzüne günübirlik inmiyor ki? İkili Parti çıkarına endeksli silahlı güç, ya da parti çıkarına tapulanmış kamusal alanların hoyratlığı, yarına umutla bakacak hangi Kürt evladının umudunu yerle bir etmemiş ki?
Sürecin Kürtler için ortaya koyduğu her fırsatın, partisel korumacılıkla nasıl da imha edildiğini bilmeyen mı var? Bir halkın genel çıkarına yönelişlerinin yerine ''ben-biz" tercihsel yönelişler genel çıkarları nasıl da imhaya dönüştürdüğünü kavramayan Kürt evladımı kaldı? Velhasılıkelam, neyi nereden bakarsak bakalım, düşman diye tabir edilen unsurların düşmanlıklarından daha çok, Parti çıkarına endekslenmiş Kürtlerin Kürtlere olan düşmanlığı daha da yakıcı olduğu görülüyor!
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.