Bir tek sorunun birçok tarafı olduğu için, tek bir vuruşla sorunun anlatılması çok zor! Zira Kürt olmak değil de, partili olmaya odaklanan bir kısım Kürtlerin akıl deryası iş görüyor! Böyle olunca da Kürt olmanın gerekleriyle barışık bir kısım Kürtlerin aklı da ölüme terk ediliyor! Çünkü yaşanmışlıklardan da anlaşılıyor ki, halkın doğrusundan ziyade, delege oyunlarıyla bireyin çıkarına göre oyun hazırlanıyor! Böyle olunca da kendi yanlışına sarılmış olan, kendi doğrusuna sahip olanın canına okuyor?
Yani sözün kısası, halkın doğrusuna karşıt hamlelerle, kişisel çıkarlarla haşir neşir olana yol açılıyor! Çünkü, yaşadığımız bu coğrafyada halk odaklı doğrulara giden yollar, bir kısım mahali oyun kurucuların bariyerleriyle kapatılıyor! Önümüzdeki günlerde akla ziyan getirisinden ötesi olmayan delege oyunlarıyla Nusaybin’in kaderi oylanacak! Nasıl mı oylanacak? Çeyrek asır önce şehadetle tanışan (Botan’ın iradesiyle!) Değer Aile adı altında ki delege kotası ise bir başka muamma.
Peki neyin nesidir bu irade beyanı? Örneğin 1992 yılında kontraların kurşunuyla şehadete maruz kalmış Şehmuz Akıncı’nın iradesini Abisi olarak irade beyanına sahip olmakla mı? Ama öyle sanıldığı gibi de kolay değil, o irade beyanını hak etmek için o partiye üye olma şartı var! Ya da tutuklu Şervan’ın birinci derece de yakın birisinin o partiye üye olma şartı gibi! Geri kalmış toplumları tahakküm altına almanın birçok yolu vardır üstadım. Ama itiraf etmeliyiz ki, duygusal değer yargılarına bağımlı bir toplum yaratmanın en kolay yoludur bahsi edilen bu yöntem!
Çünkü geri kalmış toplumlar, değişime ıslık çalan mantıksal bir öngörüden alabildiğince uzaklaştırılmıştır! Böyle olunca da Huso ya da Hason’un yıllar önce ölmüş olanın iradesine sahip olma hakkını kendilerine hak tanırlar? Velhasılıkelam lafı eveleyip gevelemeden söylemek istediğimizi söylersek eğer, kendi adıma asla ve asla 30 yıl önce ölmüş kardeşimin iradesine sahip olduğumu düşünmüyorum. 30 yılın gelgitlerinden haberi olmadığı gibi, Nusaybin’de geçmişle olan biten hakkında bilgisi’’ olmayanın iradesi şu için bu için kullanıma koymanın ahlaki hiçbir tarafı yoktur.
Yani sözün kısası, topluma mal olmuş bir kısım değerler bu kadar siyasi bir kalitesizliğe kurban edilmemeli! Şimdi gelmişsin “Nusaybin ahalisinin ahvali nasıldır?” diye soruyorsun! Sorunun neresinden bakılırsa bakılsın, aday belirleme manevraları çok ciddi yetmezliklere gebe gibi görünüyor! Çünkü aday belirleme oyunuyla oynatılan kafa kol ilişkilerin içinde bin bir farklı oyuncuların rol aldığını bilen biliyor.
Ve ne yazık ki, baş gösteren her yetmezliğin sonuç kısmında toplumun kendi geleceğine yönelik umutları bilinmez bir rüzgâra savruluyor! Savurulan toplumun umutları ise puslu havayı seven yerel siyasi tilkilerin temel oyuncağına dönüşüyor! Çünkü mahalli çekişmenin artıklarıyla beslenen bu siyasi tilkiler her zaman midesine yem kokusu saçan puslu havayı koklar! Zira bu mahali siyasi tilkilerin derdi önlerine gelmiş böylesi puslu bir havada -nasıl ve ne kadar nemalanırım- kokusuna yol alır yürür!
Dolayısıyla tilkinin aslana kafa tuttuğu böylesi karmaşık bir süreçte, Kürt toplumu kendine özgü öznel iradesiyle oyun kurucusu olmaz! Velhasılıkelam, ezilen halk olmanın tüm gerekleri mahali tilkilere bu kadar oyuncak olmuşken! Şu aday bu aday adı altında böl parçala hikayesi tıkır tıkır ilerliyor! İlerliyor çünkü aklıselim akil insanların önü arkası, malum partinin mahalli siyasi tilkilerin takozlarıyla kapatılıyor!
Hüseyin Akıncı
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Nerina Azad'ın editöryal politikasını yansıtmayabilir.